Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Pirinçten yapılmış hançer, nargile... Bakırdan yapılma ibrik, cezve... Camdan nazar boncuğu vesaire... Türkiye'de maalesef turizm gelişirken anı eşyası sektörü gelişmedi. Bu eksikliği geçenlerde Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel ile konuşuyorduk:- Turist, dedi, Antalya hatırası diye buradan Çin mallarını alıp gidiyor...Bu kadar mı zor anı eşyası üretmek? Yok canım... İstanbul Modern Sanat Müzesi'nin hatıra eşyası satan bölümünü... Veya müzenin şimdi Kanyon Alışveriş Merkezi'nde açılan şubesini gezerseniz... Hatıra eşyasının en kaliteli örneklerinin Türkiye'de de pekâlâ üretildiğini görürsünüz... Modern Sanat Müzesi'nin yaratıcısı Sayın Oya Eczacıbaşı zarafetini bu sektöre de yansıttı. Mağazaların müdürü Feride Bayrak Hanım güzel ürünler ortaya çıkardı. Kendileriyle bu konuyu konuştuk birkaç gün önce... Anadolu'dan talep gelirse gönüllü olarak teknik yardımda bulunmaya söz verdiler. Mesele kentlerin, turistik merkezlerin uyanmasında. Görev öncelikle kentlerin belediye başkanları ve ticaret odalarına düşüyor... Biraz gayret... Londra'dan, Paris'ten Münih'ten.. Avrupa'nın herhangi bir kentinden dönerken az paralarla eşinize dostunuza ne çok hediye alırsınız... Armalı anahtarlıklar, çakmaklar, kül tablaları, biblolar, tişortlar vs... Bir müzeye ya da botanik bahçesine yolunuz düştüğünde mutlaka giriş parasından daha çoğunu çıkışta gözünüze ilişen anı eşyasına harcarsınız... Peki Türkiye'ye gelip dönen bir turist ne alır götürür? AKP'li vekiller, Antalya kampına "haşemasız" çağrılmış. Özetle... Denizde ne giyilip giyilmeyeceği konusunda merkezden talimatla hareket eden bir kadro yönetiyor Türkiye'yi... Necip Şahin, önceki gün Kent Turizm'in 17.00 otobüsüyle Kayseri'den Ankara'ya geliyordu. Bir ara uyuyakalmış. Gözlerini açtığında otobüsün bir caminin önünde durmakta olduğunu gördü. Ne olduğunu sordu. 3 yolcu namaz kılmak istemiş, o yüzden otobüs cami önüne park etmişti. Yolcular oflayıp poflarken şoför üzerine gelenleri şöyle savuşturdu:- Firmanın talimatı var, namaz kılmak isteyen olursa durmak zorundayız...Namaza gidenler döndü. Otobüs şeriata uygun şekilde yoluna devam etti. Türkiye otobüsü Tarih 18 Eylül 2004... Başbakan Erdoğan'ın demeci: "AB olmazsa olmaz değil..." Aynı Erdoğan üç ay sonra, 17 Aralık'ta Brüksel'de AB'nin tüm isteklerini kabul etti. Tarih 3 Eylül 2005, gazetelerde haber: "Erdoğan rest çekti"... Ama 3 Ekim'de müzakereler AB'nin dayattığı koşullarla başladı. Kıbrıs gözden çıkarıldı. Başbakan dün de rest çekti: "Müzakereler durursa durur". Muhtemeldir ki yine taviz verilecek... Birkaç göstermelik önlem "Ambargolar kalktı" diye Türk kamuoyuna yutturulup, limanlar açılacak... Her restin sonu teslimiyet... Yazınız bir kenara Erdal İnönü denince akla ne gelir? Dünya çapında bir bilim adamı... Kısacık siyasi yaşamında belleklere dürüstlüğü, içtenliği, mütevazılığı, hoş anıları kazımış farklı bir politikacı. Dostlarının geçenlerde anlamlı bir törenle 80. yaş gününü kutladığı bu güzel insan şu aralar Amerika'da menhus bir hastalığı alt etme mücadelesi veriyor. SHP'deyken katıldığı hiçbir parti içi mücadeleyi kaybetmeyen Erdal İnönü'nün bu mücadeleden de galibiyetle çıkacağına yürekten inanıyor... Kendisini 80. yaşında, o şahsına münhasır esprilerinden bir demetle ve de sevgiyle selamlarıyoruz...Erdal Bey'e bir gün, hiç sıcak bakmadığı siyasete yıllar sonra neden girdiğini sorarlar. Yanıt müthiştir:- Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin diye!***Bir seçim dönemi... SHP Genel Başkanı İnönü, Diyarbakır ve Cizre'deki mitinglerde konuştuktan sonra Siirt'te halka hitap edecektir. Ancak Cizre'de bir grup protesto gösterisi yapıp parti otobüsünü taşlayınca buradaki miting iptal edilir, hiç beklenmeden Siirt'e gelinir. Seçim gezilerinde program sarkmasına alışık Siirt İl Başkanı, parti otobüsünün tam zamanında geldiğini görünce biraz şaşkın, İnönü'ye teşekkür eder. Aldığı yanıt:- Sen bana değil, asıl Cizrelilere teşekkür et...***Erdal Bey fanatik bir sigara düşmanıdır, Parti Meclisi toplantılarında dumanaltı olmaktan fena halde rahatsızdır. Bir Parti Meclisi toplantısında ilk sözü:- Bundan böyle bu toplantılarımızda sigara içilmeyecek, olunca arka sıralardan bir üye;- Bu kararınızı oylamaya sunsak efendim, diye itiraz etmeye kalkışınca cevabı aldı: - Antidemokratik kararlarda oylama olmaz!***Seçim otobüsüyle bir yere gidiliyor. Otobüsün kornası aniden bozulmuş, ötüp duruyor. Şoför otobüsü sağa çekip durdurmuş, arızayı gidermeye çalışıyor ama nafile. Yolculardan birinin şoföre:- Kablosunu kopar, diye akıl verdiğini duyan İnönü itiraz ediyor:- Durun yav, koparmayın. Bir derdi var ki inliyor. Meselenin köküne inelim. m.asik@milliyet.com.tr İnönü tebessümü