Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan Boğaz’ın üzerine üçüncü köprünün yapılmasını savunurken diyor ki,
- Amerika’da bir nehrin üzerinde 500 metre arayla yan yana üç köprü gördüm...
Paris’te Seine nehrinin üzerinde öyle üç - beş değil yan yana tam 37 köprü vardır. Bazılarının arası 500 metreden azdır. Ancak Paris’te bu kadar çok köprü bulunması Boğaz’a üçüncü köprünün yapılmasına gerekçe olmaz. Çünkü nehir köprüsüyle Boğaz köprüsünün ilgisi bulunmaz.
Bir başka inci:
- Bunlar ikinci ve üçüncü köprüye de karşıydılar sonra sıkılmadan üzerinden geçtiler...
Bunu söyleyen üçüncü köprüye zamanında karşı olup yarın o köprüden ilk geçecek kişi, yani kendileri...
İstanbul Belediye Başkanlığı sırasında üçüncü köprüye karşı olan Tayyip Erdoğan bugün neden ateşli bir köprü savunucusu oldu...
Konu Kanal B’de Oktay Ekinci’nin programında tartışılırken Prof. Haluk Gerçeker dedi ki:
- Üçüncü köprünün yap işlet yöntemiyle inşası öngörülüyor.. Dev firmalar dünyada böyle yatırımlarda çok cazip tekliflerle geliyorlar. Acaba üçüncü köprü fikrinin değişmesine bu firmaların getirdiği cazip teklifler mi yol açıyor!
Bilemeyiz.. Ama üçüncü köprünün İstanbul için yeni bir yıkım olacağını herkes görüyor...
Toplu taşımacılığı geliştirerek, mevcut köprülerin üzerindeki gişelerin yerini değiştirerek hatta gişeleri tamamen kaldırarak geçiş kapasitesinin büyük ölçüde arttırılabileceği yazılıp çiziliyor. Önce bunlar denense... Marmaray’ın devreye girmesi beklense... Nedir bu acele?

Haberin Devamı

Türkiye’de ampul üreten fabrika kalmamış...
Ne gam.. Kendi kalmadı ama bayrağı dalgalanıyor...
Haldun Ertem

Almanya’daki seçimleri kaybeden “Türkiye” olmuş.
Türkiye’deki seçimleri bile kaybeden bir ülkenin Almanya’daki seçimleri kazanması garip olmaz mıydı?
Fahrettin Fidan

Başkan’a teşekkür
Bursaspor - Diyarbakırspor maçında yapılan o çirkin “PKK dışarı” tezahüratı aklı başında herkesi çok üzdü. Ama o arada soğukkanlı, sağduyulu, yürekli bir insanı tanımamıza da vesile oldu...
Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer, istese bu olayı rahatlıkla istismar edebilirdi... Başta Diyarbakır olmak üzere bölgede kendisine hayli prim toplardı. Bunu yapmadı. Hatta tam tersini yaptı. Kimi zavallılara ders niteliğinde şu sözleri iletti:
“Diyarbakır, Türkiye’nin bir ilidir. Biz de Türkiye’nin bir takımıyız. Statlarda dostluk ve kardeşlik duyguları ile hareket edilmelidir. Diyarbakırspor hiçbir örgüt ya da partiye bağlı bir kulüp değildir. Siyaset yapmak isteyenlere TBMM’ye gidip siyaset yapmalarını tavsiye ediyorum.”

Haberin Devamı

Ufuk’lu soru!
Aralarında Ufuk Uras, Baskın Oran, Aydın Engin, Oya Baydar’ın da bulunduğu bazı isimler, son Mardin gezisinde Kürt sorunuyla ilgili “siyasi nitelikte konuşmalar yaptığı” gerekçesiyle Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulundular. TSK mensuplarının siyasetin alanına girmemesi konusunda hemfikiriz. Ancak yine de kendilerine iki basit soru sormadan geçmeyelim:
1- Bolu Valisi başta olmak üzere kimi bürokratlar da sık sık siyasi nitelikte konuşmalar yapıyorlar. Bunlara karşı şimdiye kadar herhangi bir suç duyurusunda bulundunuz mu? Bulunmadınızsa neden?
2- İlker Başbuğ, o konuşmalarında Brüksel, Washington ve DTP ile aynı paralelde konuşsa... Özetle sizin de beklediğiniz laflar etseydi yine suç duyurusunda bulunur muydunuz?

Haberin Devamı

Şahab geliyor!
Taraf gazetesi dün manşetten verdiği haberde Atatürkçüleri en hassas yerinden yakaladı:
“Anıtkabir’i vurabilirler”
Neymiş... İran Şahab 3 füzelerini denemiş... 2250 kilometre menzilli bu füzeler Anıtkabir’i vurabilirmiş...
Saf adam bu durumda ne düşünür?
1. Patriot füzelerini bir an önce satın alıp İran sınırına yerleştirelim...
2. İran’a karşı ABD’nin yanında yer alıp gerekirse birlikte saldıralım...
Biraz kafası çalışan adam ne düşünür peki:
- Türkiye’nin patriot füzesi satın alması için beyin yıkıyorlar.
- Türkiye'nin ABD hatrına İran'la bozuşması için kamuoyu oluşturuluyor...
Atatürkçüler bu basit numaraları yutmaz. Yorulmayın...

* Abdullah Gül, “Sadece diploma işe yaramıyor” demiş.
Doğrudur. İktidar mensubu ya da yandaşı değilseniz diploma hiçbir işe yaramıyor.

IMF gelirken ...
IMF’nin İstanbul’da yapılacak yıllık toplantısı öncesinde muhalefet büyüyor.
Her türlü tepki haklıdır... Ama neye yarar?
IMF’ye alternatif ekonomik programınız yoksa? Bunu savunan siyasi partiniz yoksa? Ara sıra IMF’yi protesto etmek neye yarar? Önemli olan ülkeyi IMF’ye mahkûm eden ekonomik siyasete alternatif oluşturmak değil midir?
Onu kim kotaracak?