Aşağıda sakıncalı görülen uyarlamadan birkaç kıta yer alıyor... Birlikte okuyalım, üzerinde düşünelim...Ben ezelden beri zayıf alırdım, yine alırımHangi hoca beni okuldan atacakmış şaşarım!Kükremiş aslan gibiyim, notları yırtar atarımYırtarım notları evden kaçmam, atılırım* * *Okulum uzak da olsa merkeze Merak etme sabahlayacak yer var acildeNe de olsa öğrenci gezer her geceBu kural bozulmaz final öncesi de* * *Arkadaş öğretmenin gözünün içine bakma sakınSiper et önündekini gözükme hocaya sakınDoğacaktır sana vaddettiğin notlar hakkınBoşuna mı bütün sene yalakalık yaptın Bursa Uludağ Üniversitesi'nde hafif bir soğukluk yaşandı bu hafta... Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin çıkardığı yıllıkta yer alan, "Haylaz Öğrenciye Hitabe ve Haylaz Öğrencinin Marşı" başlıklı bölümler sakıncalı görülerek, okul yıllığı rektörlük tarafından toplatıldı. Her iki şiir İstiklal Marşı ve Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nden uyarlanmıştı. Toplatma kararının sebebi buydu. Acaba bu kadar mizaha tahammül etmeli mi? Etmemeli mi? Ulaştırma Bakanı Yıldırım, "İstanbul'a 3. havaalanı yapmak zaruret" demiş. Zaruret uçuş trafiğinden mi kaynaklanıyor, etrafınızdaki müteahhit trafiğinden mi? Jest yaptı: Ödün verdi.Yorum yok: Bir halt ettik işte, fazla kurcalamayın!Farklı okumak: Herkesin gördüğünü görmezden gelmek.Vizyonu geniş: İlkesi yok, nerede avanta orada lavanta...Ortadoğu'nun şekli değişecek: ABD yağcısı hükümetler göreve gelecek.ABD'nin verdiği mesajlar: ABD'nin verdiği talimatlar.Seviyeli birliktelik yaşıyor: Belirli bir seviyenin altındaki fiyatı asla kabul etmez.Değeri bilinmiyor: Elimizde kaldı, pazarlayamadık şunu!Yeni bir dönem başlıyor: Eski döneme yeni bir hava veriyoruz.Yapısal dönüşüm: Sömürüye kendini uydurma...Beyaz sayfa açıldı: Yediğimiz kazıklar yanımıza kâr, yeni kazıklar geliyor.Gündemimizde yok: Böyle çetrefil konuları çözemiyoruz... Medya terminolojisi Sayısal Loto'dan zengin olma hayalleri kuran Gaziantepli vatandaşlarımız, Ali Baba Türbesi'ne koşup ellerindeki kuponları türbenin duvarına sürerek yardım istemişler. Keşke seçim öncesi oy pusulalarını da sürselerdi. OECD'de iftihar etmemiz gereken ama başarılarından pek haberdar olmadığımız bir iktisatçımız çalışır... Fatih Birol, OECD bünyesindeki "Uluslararası Enerji Ajansı"nda (İEA) "Başekonomist" olarak görev yapar. Aynı zamanda "Ekonomik Analizler Bölümü Başkanı"dır. Dünyadaki enerji piyasalarına yön veren, büyük tüketici ülkelerin enerji konusunda aldığı kararlara çerçeve çizen bir kuruluştur İEA... Dünya enerji üretim ve tüketimine yön verir.Fatih Birol, aynı zamanda hükümetlerin geleceğe dönük kararlarında çok etkili bir yayın olan "World Energy Outlook"un da editörü... Bu yıllık, son 2 yıldır ilginç biçimde enerji alanındaki yayınlar kategorisinde "Best Seller" oluyor. 2002 yılında Rusya Bilimler Akademisi tarafından, 2004 yılında da Amerikan Enerji Bakanlığı tarafından ödüllendirilen Fatih Birol, bu yıl da "World Energy Outlook" kitabı nedeniyle ödüle layık görüldü. Ödülü veren, dünyadaki enerji ekonomistlerinin birleştiği kuruluş olan "International Association fon Energy Economics" idi. Ödül 25 yıldır her yıl bir kişiye, enerji ekonomisi mesleğine yaptığı üstün hizmetlerden ötürü veriliyordu.Tayvan'ın başkenti Taipei'de geçen hafta sonu yapılan ödül töreninde Fatih Birol, fakir ülkelerdeki enerji sorununa dikkati çeken bir konuşma yaptı... Verdiği rakamlar çarpıcıydı:Günümüzde dünyanın yüzde 40'ı, yani 2.4 milyar insan enerji ihtiyaçlarını karşılayamıyor.Her yıl 1.6 milyon çocuk veya kadın, soba zehirlenmesinden ölüyor.1.6 milyar insanın evinde elektrik bulunmuyor. Eğer acil önlemler uygulanmazsa, bundan 25 yıl sonra da 1.4 milyar insan yine elektriksiz yaşayacaktır...Fatih Birol, bu rakamları verdikten sonra:- Bu tablo kabul edilemez, dedi, ne ekonomik, ne siyasal ne de ahlaksal yönden kabul edebiliriz bu tabloyu...Ve dünyanın dört bir yanından gelen meslektaşlarını fakir dünyaya destek vermeye çağırdı.Değerli iktisatçımızı yürekten kutluyor, daha nice başarılara diyoruz. m.asik@milliyet.com.tr Başarı öyküsü