Açık Pencere BBC: "Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı tutkusu Türkiye'yi kutuplaştırmıştı. Ancak o bir kez daha, ordunun da dahil olduğu laik kurumlara meydan okumaya hazırlanıyor. Times: "Gül'ün tekrar aday gösterilmesi orduya açık bir mesaj olarak değerlendirilebilir."New York Times: "Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olması ile yükselen İslami orta sınıf 1923'ten beri ülkeyi yöneten laik elite üstün çıkacak, bu da ülkenin rotasını değiştirebilecektir."Financial Times: "Gül'ün tekrar cumhurbaşkanı adayı olması nedeniyle hükümet ile laik ve askeri elitler arasında yeni bir kriz yaşanabilir"AKP cumhurbaşkanlığı konusunda mutabakat aramayarak ve Gül'de ısrar ederek riskli bir adım attı. Dış dünya da böyle bakıyor... Bu riskin ülkeye pahalıya malolmaması dileğiyle... Başbakan Erdoğan dünkü basın toplantısında Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olmasının AB'deki çalışmaları daha etkin duruma getireceğini söylüyordu. AB ülkeleri genelde AKP iktidarını destekliyor. Ancak hem ABD, hem AB basını Gül'ün cumhurbaşkanlığını o ölçüde iyimserlikle karşılamadı. Dış basın kriz uyarısı yapıyor. Örneğin. Soru: Gül'ün adaylığını bu kez neden Erdoğan açıklamadı? Yanıt: Nisanda "Adayımız Abdullah Gül kardeşim" diyen başbakan, ağustosta "Bu ne inatçılıktır kardeşim" noktasına geldiği için... Başbakan dün şöyle konuşuyordu: "Kabul edelim ki, Türkiye su yönünden zengin bir ülke değildir."Geçenlerde bir televizyon programında konuşan uzman da şöyle diyordu:- Türkiye'deki tüm akarsuların taşıdığı su, bir Tuna Nehri'nin taşıdığı su kadar değildir...Oysa bizlere okullarda bunun tersi öğretildi... Peki madem öyleydi, madem su fakiri bir ülkeyiz, yıllardır bu konuda hangi tedbiri aldık? Akar suların ve göllerin kirlenmemesi için neler yaptık? Akarsu fakiri olduğumuz şimdi mi aklımıza geldi? Neden geleceği görmekte bu kadar fakiriz?.. Su fakiri ülke... Eksildi ömrümüzden umut dolu o yıllar Siz miydiniz bizler miydik yorgun düşen kuşaklar Yaralayan sözler sözler gibi Silinmeyen izler izler gibi Birbirini gözler gözler gibi Zor, zor yıllar Sağlık Bakanlığı ambleminde bakanlığın adı Türkçe yanında bir de İngilizce olarak yazılı: Ministry of Health of Turkey... Dışişleri Bakanlığı dahil hiçbir bakanlığın ambleminde ikinci bir dil kullanılmazken Sağlık Bakanlığı'nın ambleminde neden böyle bir şeye gerek duyulmuş? Belli değil...Ankara Üniversitesi'nden Prof. Sabri Kemahlı gönderdiği notta bu işgüzarlığın düzeltilmesini öneriyor... Ministry of Health DP Genel Başkanı Mehmet Ağar, seçim gecesi Basın Danışmanı Necmi Hatipoğlu aracılığıyla istifa ettiğini açıklamış... Siyasetimizde pek sık rastlanmayan bu demokratik centilmenlik ve sorumluluk gösterisi dört bir yandan alkış almıştı. Mehmet Ağar, partisinin dün toplanan Genel İdare Kurulu'na "Genel Başkan" imzasını atarak gönderdiği yazıda ne mi dedi?"Seçim akşamı ortaya koyduğum iradenin hukuki anlam kazanması ancak bir genel kurul, büyük kongre sonucu olacağı açıktır. Bu nedenle fiilen ve hukuken genel başkanlık görevini kongre bitimine kadar sürdüreceğim."Yani... Ben istifa etmedim, şaka yaptım!Ağar istifa etmediğini köşe yazarları kendisine kutlamalarını gönderirken yapabilirdi. Yapmadı. Çevresindekilerde hatta tüm ülkede aldatılmışlık duygusu uyandırdı. Ağar'ın İstifa etmesi etmemesinden daha zararlı oldu... İstif - aaa!.. Manisa'nın Develi köyünde çöplük inşa edilecekti. Köy ayaklandı. Ama hangi kapıyı çaldıysa cevap alamadı. Sonunda Türkiye Komünist Partisi yardımlarına koştu. Birlikte mücadele ettiler. Savaş kazanıldı. Bu sırada seçimler yapıldı. En büyük oyu AKP aldı. TKP'ye 0 oy çıktı. Konu gazetelerde yer aldı. Peki TKP bu vefasızlığa ne diyordu? İşte TKP Manisa İl Örgütü'nün açıklaması: "Develi köyünden partimize bir oy bile çıkmamasını, kendi eksikliğimiz olarak görüyoruz. Bizim oy alamayışımızın gerçek nedeni, yıllardan beri bu ülkede komünistler aleyhine yapılan yanlış propagandanın izlerinin silinemeyişidir. Burada bize daha büyük görevler düştüğü inancındayız. Biz bu eksikliğimiz gidereceğiz."TKP'nin siyasi zarafetini kutluyoruz. Ama işleri hayli zor! TKP'ye "0" oy... Günün sözü! "Gül'ü şahsen tanırım ve saygı duyarım. Gül'ün evine gittim, ailesini ve eşini tanırım. Çok severim. I love Gül." m.asik@milliyet.com.tr