Emekli Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, avukatı aracılığıyla “asılsız ve esef verici yayınlara” karşı yasal yollara başvuracağını açıkladı.
Ergenekon sanığı olarak Silivri’de tutuklu olan Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın ortaklaşa yazdığı “Sızıntı” adlı kitaptan sızan kriptonun (şifreli mesaj) muhtevasından son yazımızda söz ettik... 21 Kasım 2008 tarihinde Ankara’dan Washington’a geçilen telgrafın bir yerinde Yaşar Büyükanıt’ın kızının özel hayatına ilişkin çirkin bir cümle de yer alıyordu.
Büyükanıt basına elbet dava açabilir. Açabilir ama meselenin bam teli basının olayı yazması değil...
Bakınız o kriptoda ne diyor:
“Hukuk ataşesinin doğrudan isteğine cevap vererek Türk Emniyeti, 21 Kasım’da Elçiliğe görsel materyallerin de yardımıyla AKP Hükümeti’ni devirmek için komplo kurduğu öne sürülen varlığı şüpheli Ergenekon grubuyla ilgili soruşturmaları hakkında kapsamlı bir brifing verdi...”
Sorgulanması gereken emniyet görevlilerinin elçiliğe kimin izni veya emriyle gittikleri, neden yürüyen bir davanın sanıklarını isim vererek suçlu gibi gösterdikleri... Büyükanıt’a şantajı kimin veya kimlerin düzenlediği olmalıydı...
CHP Milletvekili Atilla Kart bu soruları geçen eylül ayında Başbakan’a sormuş hâlâ yanıt alamamış.
Bu arada aynı brifingde Deniz Baykal’la ilgili “Rüşvet aldı” iddiası da öne sürülüyor.
Kimden almış, neden almış, bilgi yok... Dikkat buyurun, Baykal o günlerde hâlâ CHP Genel Başkanı’dır... Kemal Kılıçdaroğlu’nun üzerinde durması gereken konuydu bu.
2009 yılı Mayıs ayında ABD Büyükelçiliğine benzer bir brifingin verildiğini internete düşen yeni bir kriptodan anlıyoruz... Demek böyle bir uygulama olağanlaşmış... Başbakan’a sorulması gereken İçişleri Bakanlığı’nın böyle bir görevinin olup olmadığıdır.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Baskıdan kaçan Suriyeliler Türkiye’ye gelebilir” demiş.
Şeeeyyy, Sayın Bakan... Şu kaçma konusunda kendi vatandaşlarınıza da bir adres gösterseniz!
Fahrettin Fidan
Time dergisi, yazar Auster’la Erdoğan arasındaki tartışmayı “kahvehane polemiği”ne benzetmiş.
İlginç... Hadi bizler kahvehane kültüründen geliyoruz da Mister Auster o kültürü nereden edindi acaba...
Haldun Ertem
Vali‘nin açıklaması
Üç ilin valisi Çorum’un Osmancık ilçesinde bir market açılışında dua ederken görülüyorlardı fotoğrafta. Sözcü gazetesindeki fotoğrafı aktarmıştık. Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu gönderdiği notta, Çorum’da yıllık iznini geçirirken Çankırı Valiliği’ne yeni atanan eski dostu Vahdettin Özcan’ı ziyarete gittiğini, Vali Bey’in Osmancık’ta market açılışına katılma sözü olduğunu, beraber gitmeyi teklif ettiğini, onun üzerine birlikte gittiklerini söylüyor. “Market sahiplerini tanımam. Açılışta bulunmam tamamen tesadüftür...” diye ekliyor. Sayın Vali dostuna refakat edebilir ama o açılışa katılmayabilirdi bizce...
Taksim Meydanı
Başbakan seçim kampanyası sırasında çılgın projeler demeti içinde bir de Taksim Meydanı projesi ortaya atmıştı... Seçimden sonra unutulur diye umut ediyorduk. Aksine projesi yapılmış, kurullardan geçmiş... Taksim Parkı’ndaki ağaçlar da işaretlenmiş.. Kesime hazır hale getirilmiş...
Bu projeye göre meydanda trafik yeraltına alınacak, Taksim Topçu Kışlası yeniden inşa edilecekmiş...
Dev bina herhalde kışla olarak değil alışveriş ve eğlence merkezi olarak kullanılacak. (Müthiş rant yaratılacak.)
Mimar Doğan Hasol konuyla ilgili olarak:
- Eski binaları yıkmamalı, diyor; örneğin Taşkışla yıkılmadı, okula dönüştürüldü, çok güzel oldu. Taksim Kışlası da yıkılmamalıydı. Hata yapıldı, yıkıldı. Ancak bunca yıl sonra yeniden yapılması da anlamlı değil... Eğer imkânları varsa günümüz mimarisini yarınlara taşıyacak eserler meydana getirsinler...
İşin acıklı yanı... Bu kentte yaşayan yüzlerce mimar, mühendis, şehirci, çevrecinin... Mimarlar Odası gibi meslek kuruluşlarının... Sivil toplum örgütlerinin... Üniversitelerin... Ezcümle halkın düşüncesinin alınmaması... Projenin ilgili çevrelerde tartışılmaması... Bir dünya kentinin vitrininin bir tek kişinin beğeni ve kararıyla boz-yap işlemine tabi tutulması... Olacak şey değil...
Yurda yarın girmesi beklenen soğuk hava akımına Başbakan’dan sert tepki:
“Gelsen ne yazar, gelmesen ne yazar...”
(Zaytung’tan...)
Roller üzerine...
Amerikalı yazar Paul Auster, Atatürk’e benziyormuş. Türkiye’ye gelirse Atatürk ile ilgili bir filmde Atatürk’ü canlandırabilirmiş..
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bu sözlerini “ipsiz sapsız” diye niteleyen CHP’li Gürsel Tekin kendisine şu notu gönderiyor:
- Mustafa Kemal Atatürk’e laf uzatacak kadar alçak olmadıklarına inanıyorum.
Ya AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli’nin yorumuna ne demeli:
“Paul Auster, Ergenekon adına hükümeti yıpratmak için devreye girdi...”
İktidarı yöneten siyasi kadroların nitelik ve düzeyi önünde şapka çıkartmamak mümkün değil!