- Eşimle tatil için gidiyoruz. Meltem Toprak'la aynı uçakta olmamız tamamen tesadüftür...Ertesi gün biletlerin Halis Toprak'ın Miles & Miles kartında biriken millerle alındığı ortaya çıktı.Vali gerçeği itiraf etti:- Evet, biletlerimiz Halis Toprak'ın kartından ödendi. Tertemiz dostluk ve hemşerilik dışında kendisiyle bir menfaat söz konusu değildir...Bir valinin bırakın banka hortumlamaktan yargılanan bir zatla parasal ilişki kurmasını, kamuoyunu yanıltması bile o görevi bırakması için yeterli sebep değil mi?Ne var ki, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, akrabası Göksu için "Soruşturma yok" diyor... Bürokratlar bu şekilde kuraldışı ilişkilere teşvik ediliyor. Türkiye'de devlet hayatı her geçen gün biraz daha yalama oluyor. İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu, eşiyle Londra'ya giderken Halis Toprak'ın eşiyle aynı uçakta olmalarını şöyle izah etmişti: OECD ülkeleri arasında kişi başına sağlık harcamalarında sonuncu olmuşuz. OECD'ciler Meclis'teki sağlık harcamalarını baz alsa, rahatlıkla üst sıralara oynardık... Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda (KPSS) alınan sonuçlara bakılarak yapılan değerlendirmeye göre... Mülkiye (SBF) mezunları bu yıl da yine Kamu Yönetimi, Maliye ve Çalışma Ekonomisi alanlarında en başarılı fakülte oldu. Uluslararası İlişkiler, İktisat ve İşletme alanlarında ise birinci ve ikincilikleri ODTÜ ve Boğaziçi paylaştı. Bu dallarda Mülkiye üçüncü oldu.Mülkiye için sonuçlar iyi. Ama anlaşılıyor ki, ODTÜ ve Boğaziçi'ne karşı daha iyi mücadele de şart... Mülkiye yine iyi Süleymaniye Camii'ni gezen okurumuz Doğan Şengül, bahçede satılık araba teşhir edildiğini görünce meraklanıp soruşturmuş... Meğer Koruma Derneği üyesinin arabasıymış!.. Okurumuz, daha sonra cami içinde flaş kullanarak fotoğraf çekenlere hiçbir uyarıda bulunulmadığını gözlemiş. Koruma Derneği'ne konuyu iletmiş... Turistlerin bol miktarda bağış yaptığından söz etmişler kendisine... "Tarihi çinilerin değeri bu mu?" diye soruyor okurumuz. Kaçak Kuran kurslarını ve yurtları ceza kapsamı dışında bırakan TCY'nin 263. maddesi, Cumhurbaşkanı Sezer'in geri göndermesine rağmen ikinci kez TBMM'de onaylandı.Artık çocuklar, tarikatların veya Hizbullah gibi yasadışı örgütlerin elindedir. Kuran kursu adı altında açılacak ve Cumhuriyet'e karşı her türlü melanetin öğretileceği başıboş kurslar serbesttir. Cumhurbaşkanı ve CHP dışında bu yasa maddesine ülkede bir tepki olmaması ise... Bu ülkede cumhuriyet ve laik demokrasinin nimetlerinden yararlanan, ama onu koruyacak bilinci ve cesareti olmayan kalabalığın ayıbıdır. Sefil manzara 12 Mart sonrasıydı... Askeri darbenin bizleri oraya buraya savurduğu 70'li yıllarda Can Saydam'la İsveç'in Lund kentinde tanışmıştık... Üzerimizde mahkûm elbisesine benzeyen gri iş elbiseleriyle bulaşık yıkardık üniversite lokantasında... Kahve molalarında gözümüz karşılıklı komik halimize takılır:- Yahu bizim buralarda ne işimiz var, diye söylenip gülerdik...Boğaziçi İktisat Fakültesi mezunu bir devrimciydi. Melek gibi de bir İsveçli eşi vardı: Margareta... Rüzgârın İsveç'e savurduğu çaresizlere her türlü yardımı yaparlardı. Parasız kalan, iş arayan, iltica başvurusu yapmaya niyetlenen kim varsa gelir onları bulurdu. Aydın ve birikimli bir adamdı. Saatlerce sıkılmadan konuşabilirdiniz. 1974'te biz Türkiye'ye döndük, o da Stockholm'e taşındı. İsveç Radyosu'nda çalışıyordu. Birkaç yılda bir görüşürdük ama ölüm haberini aldıktan sonra anladık ki onunla çok daha sık konuşur, gülüşürmüşüz için için... İnsan bazı dostlarını ölümsüzleştiriyor. Can onlardan biriydi... Henüz 57 yaşındaydı üstelik. O yüzden ölüm haberi çok sarsıcı oldu. Beyin kanamasından hastaneye kaldırılmış, gözlerini yummuş, bir daha açamamış... Hepimizin yolu aynı sona çıkıyor. Dostlar birer ikişer veda ettikçe o yol tatsız tuzsuzlaşıyor...Süryani asıllı dostumuzu, pazar günü saat 16.00'da Taksim'de Voskeperan Kilisesi'nde yapılacak törenle sonsuzluğa uğurlayacağız. Onu unutmayacağız. Saygı ve sevgiyle... m.asik@milliyet.com.tr Can Saydam