Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Gölcüğün şu anki nüfusu yaklaşık seksen bin. İlçe, malum depremden sonra yavaş yavaş ayağa kalkıyor...Benim üzüldüğüm konu Gölcük'te görev yapan hâkim ve savcı sayısı. Gölcük'de şu anda bir başsavcı bulunuyor. Sadece bir kişi. Asliye ceza yargıcı sayısı bir. Sayıyla 1... Asliye hukuk yargıcı sayısı bir.. Sadece 1... Yeni TCK ile birlikte iş yükleri dayanılmaz ölçülere varan yargıç ve savcılar emekli olmak için sıraya girdi. Yerlerine kimse alınmıyor. Üstelik de çok acil ihtiyaç olmasına rağmen yargıç ve savcı kadroları boş duruyor...Yargıçlık sınavlarında olup bitenleri okurlarımız az çok biliyor...Yazılı sınavlarda en yüksek notu alanlar mülakatlarda elendi...Öğrenciler idari yargıya gitti. Sınavlar idari yargıda iptal edildi.Meydana gelen iptallerin sebebi sınavların dürüst yapılmamasıydı...Çünkü Adalet Bakanlığı'nın önceliği yargıdaki açığı kapatmak değil. Yargı kadrolarını AKP yanlısı kişilerden oluşturmak.Son olarak da idari yargı sınavı iptal edildi.Vatandaşın davalarının görülememesi, gecikmesi dert mi? Görüldüğü kadarıyla iktidar bunu dert etmiyor. Tek dertleri; adalet mekanizmasını AKP'nin emrinde bir kurum haline getirmek... Yazık oluyor ülkeye ve geleceğine... Gölcük'ten yazan bir avukat okurumuz diyor ki: AB'ye girebilmek için Meclis'te bir yığın uyum yasası çıkarıldı. Çıkarıldı da, siz o yasalardan sonra memlekette değişen bir şey gördünüz mü? Pazar günleri saat 12.00'de Kanaltürk'te Tuncay Özkan ile Cüneyt Arcayürek'in sohbetini izliyor musunuz? "Politika Durağı" adlı bu sohbeti izlemenizi salık veririz. Traji komik olaylar hem trajik hem komik yanlarıyla parodi üslubunda konuşuluyor. Seyirci programdan hem neşe hem bilgi alıyor... Son programda Cüneyt Arcayürek'in saptamalarından biri de şuydu:"Başbakan'ın Çamlıca'da 5 villası olduğu yazılıp çiziliyor. Başbakanlık Basın Danışmanı bu konuda hiç açıklama yapmıyor. Demek yazılanlar doğru..." Kanal ''Rusya, Fethullahçı okulları kapatıyormuş. Aman Bülent Ecevit duymasın... Çok üzülür!'' CHP Milletvekili Berhan Şimşek, dün Anadolu Ajansı'nın üst düzey bir yetkilisini aradı ve sordu:- Başbakan'ın Mersinli çiftçi Kemal Öncel'e hakaretler yağdıran konuşmasını bütün ajanslar geçti. Bütün televizyonlar ve gazeteler verdi. Haberi bir tek sizin bültenlerinizde göremedim. Sebebi nedir acaba?Yanıt ilginçti:- Konuşmayı seviyesiz bulduğumuz için kullanmadık efendim! AA! THY uçaklarında bedava verilen Sky Life dergisinde Yemen'le ilgili bir yazıda birkaç kelime beyaz boyayla silinmiş. Gören merak edip tırnağıyla beyaz boyayı siliyor... Altından şu cümle çıkıyor: "Osmanlı işgali bu ülkede de izini bırakmış"... Başbakan Erdoğan, bir çiftçiye "lan" diye hitap etmesiyle ilgili olarak AKP grubunda:"Biliyorsunuz işte, serde Kasımpaşalılık var" demiş...Başbakan hayli zamandır Kasımpaşa'dan uzak olsa da...Köken olarak oralı. Bir okurumuz atalar sözünü Başbakan'a uyarlamış:"Ben Kasımpaşa'dan çıktım ama Kasımpaşa benim içimden çıkmadı."Bir başka okurumuz şu saptamayı yaptı:"Kasımpaşalılar kendi aralarında argo konuşabilir ama başkalarına karşı asla."Kaldı ki "Lan" sözcüğü argo değil bir aşağılama ifadesi... Ulang Kapalı gişe oynayan "Kurtlar Vadisi Irak" filmi neden bu kadar tutuldu? Çünkü filmde, başına çuval geçirilen askerimizin intikamı alınıyor... Böyle öç alınır mı? Gerilere gidelim... 1908 yılında Yunanistan'da bir gazete Türk ordusunu aşağılayan bir yazı yazmış... O günlerde Mustafa Kemal bir otel lobisinde subayların çoğunlukta olduğu bir toplulukta para toplandığını görmüş. Ne olacak bu parayla? Ordumuzu aşağılayan Yunan gazetesine oturaklı bir cevap veren gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın'a altın kalem alınacak... Atatürk, kampanyayı yürüten Silah gazetesi sahibi Tahsin'e hitaben demiş ki: "Eğer bir Yunan gazetesi gerçekten Osmanlı ordusunu tahkir etmiş ise bunu, Hüseyin Cahit Bey'in bir makaleyle cevap vermesi kapatmaz. Hükümetimizin bu konuda usulüne uygun biçimde girişimde bulunması gerekir. Bunun dışında Cahit Bey'in makalesinin hiçbir etkisi yoktur. Olağanüstülük şöyle olur, örneğin sizin gibi kahraman bir ordu mensubu, kalkar Atina'ya gider, o hakaret edici makaleyi yazan yazarı ve yayımlayan gazete müdürünü ya düelloya çağırır ya da doğrudan doğruya tepeler; kendisini teslim ederek, Osmanlı ordusunun onuru uğrunda her türlü sonuca razı olur. Bence Hüseyin Cahit Bey'e en çok Üçüncü Ordu adına bir teşekkür telgraf, çekmek yeterlidir..."Türk ordusuna yapılan hakaretin öcü öyle sanal saldırılarla alınamaz. Mustafa Kemal bunu anlatmak istemiş. m.asik@milliyet.com.tr Cart curt vadisi Irak...