Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

- Yapılan değişiklik tamamen kötü niyetlidir. Amaç laikliğe, öğretim birliğine aykırı etkinlik yapan kursları ve yurtları korumak, yasadışı eğitim kurumlarının açılmasını daha da özendirmektir...Gazalcı, Anayasa'nın 42. maddesini anımsatıyor... Bu madde:"Eğitim ve öğretimin Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre devletin gözetim ve denetimi altında yapılacağını ve bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamayacağını" emrediyor. AKP iktidarı din eğitiminde çocukları yasadışılığa teslim ediyor.Sanki ihtiyaç varmış gibi, terörist üretimine çanak tutuyor.Bu arada gazetelerde Kuran kurslarından fotoğraflar yayımlanıyor.Kursta görülen çocukların yaşları 6 - 7'den başlıyor. Oysa şu anda 12 yaşından küçük çocukların Kuran kurslarına devamı yönetmeliklere aykırı... Diyanet İşleri Başkanlığı, mevcut yönetmeliğe uymayarak suç işliyor. Valiler, kaymakamlar, milli eğitim müdürleri durumu görmezden geliyor. Kanunsuz din eğitiminden fayda uman kafanın bu ülkeye ne faydası dokunur? Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin Kuran kursları ve öğrenci yurtlarını denetleme yetkisi kaldırıldı. Buna neden gerek duyuldu? CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı diyor ki: Hükümet, YÖK'e sorup duruyor: Neden ilk 500 arasında bir Türk üniversitesi yok? Hükümete soralım: Acaba sizin yönettiğiniz liseler dünyada ilk 5000'e girebilir mi? Karadenizli genç sanatçı Kazım Koyuncu'nun kanserden ölümü, Çernobil faciasının hafızalarımızda yeniden canlanmasına neden oldu. Acaba Karadeniz'de kanser gerçekten arttı mı? Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer diyor ki:- Karadeniz'de kanserin arttığı yolunda bilimsel veri yok. Kaldı ki Çernobil bulutu önce Edirne'yi vurmuştu. Oradan da aşırı bir kanser haberi gelmiyor. Ben size kanıtlanmış bir kanser nedeni söyleyeyim: Sigara... Eğer kanserle savaşmak istiyorsak neden sigaraya savaş açmıyoruz? Çernobil sohbeti İzmir Gümüldür'de, Tarım Bakanlığı'na ait tatil kampı bedelsiz olarak Diyanet'e tahsis edilmiş. Şaşırmadık... TÜBİTAK'a tahsis etseler, işte o zaman şaşırırdık... Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, liselerde sıfır çeken öğrencilerin çokluğu sorulunca:- Amerika ve İngiltere'de de böyle sonuçlar alınıyor, şeklinde bir savunma yapmış.Fıkra: Matematikten sıfır alan çocuk, evde babasını teskin etmek için maval okuyor:- Baba Napolyon da ilkokulda matematikten hep zayıf alırmış.Babası patlamış: - Ülen Napolyon'un taklit edecek başka bir şeyini bulamadın mı? Napolyon örneği Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği, "2004 Yılı Dürüstlük ve Yolsuzlukla Mücadele Ödülü"ne 3 ismi layık gördü: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, eski Ankara DGM Savcısı Ömer Süha Aldan ve geçen yıl kendisine teklif edilen şikeyi reddeden Akçaabat Sebatspor'un eski kalecisi Sefer Hakan Olgun. Töreni izleyen arkadaşımız Fahrettin Fidan, üst düzey yargı mensuplarının neredeyse tam kadro yer aldıkları salonda spor camiasından bir tek kişiyi bile göremeyince dernek başkanı Erciş Kurtuluş'a bunun nedenini sordu. Aldığı yanıt:- Hakan'a ödülünü spor camiasından birinin vermesini biz de çok istedik. Ama kime başvurduysak sonuç alamadık.- Kimlere başvurdunuz örneğin?- Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Levent Bıçakcı'yı en az 20 kere aradık. Fenerbahçe ve Galatasaray kulüpleri, başkanlarına haber gönderdik. İlhan Cavcav'a faks çektik. Celal Doğan'a rica ettik. Gelin bu çocuğa sahip çıkın, hiç olmazsa ödül törenine katılarak desteğinizi gösterin dedik. Sonucun ne olduğunu siz de gördünüz. Hakan'ı yalnız bıraktıkları yetmezmiş gibi ödül törenine katılma medeni cesaretini bile gösteremediler. O camiadan artık hiç kimse bana dürüstlükten söz edemez.- Hakan'ı yalnız bıraktılar, dediniz.- Çocuk şikeyi ortaya çıkardıktan sonra dışlandı. Hangi takımla anlaşmaya kalksa birtakım görünmeyen eller devreye girip işi bozuyor. Futbol Federasyonu, bu çocuğa en azından kendi bünyesinde kaleci antrenörlüğü gibi bir görev verebilirdi. Onu da yapmıyorlar. Çünkü Hakan büyük suç işledi! Büyük bir pisliği, geleceğini riske etme pahasına ortaya çıkardı. Celal Doğan bir ay kadar önce Hürriyet gazetesinde "Ben öncülük yapacağım, her kulüpten 5'er milyar lira toplayıp Hakan'a vereceğim" demişti. Ondan da ses çıkmadı. m.asik@milliyet.com.tr Futbol ahlakı