Ali Özgentürk’ün senaryosunu yazıp yönettiği “Yengeç Oyunu” adlı filmin galası Eskişehir Üniversitesi sinema salonunda yapıldı... Sevgili Özgentürk dostumuzun davetiyle biz de galada bulunduk.. Filmi sanatçılar ve davetlilerle birlikte izledik... Oyuncular ünlü isimlerden seçilmemişti... Bir bölümü Eskişehir Şehir Tiyatrosu ve Anadolu Üniversitesi öğrencileriydi. Ama hepsi başarılıydı... Hepsi yürekten oynuyordu...
Eskişehir’de bir gözümüzle de seçim çalışmalarını izledik... Şehir içinde sayısız seçim bürosu kurulmuştu. Bu kadar boş mağazanın nasıl bulunduğunu merak ettik. Aldığımız yanıt:
- Bunlar hep iflas eden iş yerleri... Partiler seçim bürosu bulmakta hiç zorlanmadılar...
Eskişehir ayrıca bu seçimdeki kadar bedava gazete dağıtıldığına hiç tanık olmamıştı.. Sabah başta olmak üzere yandaş gazeteler Eskişehir baskılarında DSP’li Başkan Yılmaz Büyükerşen aleyhinde düzmece haberler yapıyor, bu gazeteler parasız dağıtılıyordu. Çalık’ın atv’si de Büyükerşen aleyhindeki haberlerde başı çekiyordu. Sürekli Büyükerşen’in çocukları ve yakınları yolsuzlukla suçlanıyordu. Başbakan meydanlarda çocuklarıyla ilgili yayınlardan şikâyet ededursun... Yandaş medya Büyükerşen’e karşı aynı linci düzmece haberlerle gerçekleştiriyordu. Tabii Yılmaz Hoca’nın yaptığı açıklama ve düzeltmeler aynı gazetelerde yayımlanmıyordu. Esas Yengeç Oyunu, yandaş medyanın organlarında oynanmaktaydı.
“Savaş hiledir” diye bir söz vardır.. Bu söz ülkemizde giderek “seçim hiledir” şekline dönüşüyor.
AB Komisyonu Başkanı Barroso, Abdullah Gül’e, “Doğan’a kesilen vergi cezasını yakından izliyoruz” demiş.
Olayın Doğan Grubu’nu susturma girişimi olduğunu Barosso da sezinlemiş anlaşılan...
İyi ki bu generallerin zamanında savaş çıkmamış diyorlardı... Muhalefet liderleri için iki koyun versen güdemez diyorlardı. Kendileri kocaman helikopteri iki gün bulamadılar. İnşallah bunların zamanında deprem falan olmaz diyoruz biz de...
Nermin
Cumhuriyet mitingi
Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği, dün yaptığı açıklamada dedi ki:
“Ergenekon 2. İddianamesinde cumuhuriyet mitingleri karalanıyor, bu görkemli mitinglere katılanlar suçlanıyor, kullanıldıkları yönünde psikolojik baskıya uğruyor.
Bu mitingler yasal izinleri alınarak düzenlenmiştir,
Mitingler, en küçük bir olay çıkmadan tamamlanmıştır.”
USTKB, açıklamasında, bu mitinglerle ilgili bir belgesel kitap hazırlığına başladıklarını, bağımsız yargının yersiz iddiaları günışığına kavusturacağına inandıklarını bildirdi.
Yarın seçim var...
Yarın ülkemizde tarihi önemde bir seçim var... Seçilecek başkanlardan fazla, partilerin alacağı oy önem taşıyor.
AKP geçen yerel seçimde yüzde 42 dolayında oy almıştı... Bu defa yüzde 42’nin altında oy alırsa sakinleşebilir... Yüzde 42’nin üzerinde oy alması halinde ise çok muhtemelen yaşadığımız süreç hızlanacak.
Korku imparatorluğunu sağlamlaştıracak adımlar atılacak, ülke laik cumhuriyete inanmış kişiler için giderek daralacak, demokrasinin üzerine şal örtülecek, tek parti faşizmi daha serbestçe hayata geçirilecektir...
Dış politikada da Kıbrıs’ın teslimi ve Kürt devleti projesinin tamamlanması önündeki engeller kaldırılmış olacak...
Bakalım halkımız kendi kaderini tayin hakkını bilinçle kullanabilecek mi?
Görünür kaza...Elim bir kazaya kurban giden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilere rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyelim önce... Düşen helikoptere ancak iki gün sonra ulaşılması kuşkusuz bir ihmaller zincirinin sonucudur.
Helikopterler ve görerek uçuş yapan diğer tüm hava araçlarında acil durum yer bildirme cihazlarının bulunması gerekiyor. Bunlardan öncelikli olanı ELT’dir (Emergency Locater Transmitter - Acil Durum Yer Belirleme Cihazı)... Hava araçlarında bu cihazların bulunup bulunmadığını, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü denetlemekle yükümlü...
Devlet Hava Meydanları işletmesinden bir uzmanla konuştuk dün... Amsterdam’da düşen THY uçağından hatta geçenlerde Güney Kore açıklarında batan bir gemiden sinyal alabildiklerini ama Yazıcıoğlu’nun helikopterinden hiçbir sinyal gelmediğini anlattı. ELT cihazı mı bozuktu? Bataryası mı bitmişti? Aracın yeri neden tepsit edilemedi? Umarız kısa sürede açığa çıkarılır.
İHA muhabirinin aradığı 112 acil servisteki bayanın karşısındakinin telefon şarjını bitirmeye uğraşması da ayrı bir dramdı. Oraya oturtulan kişi bu kadar basit konuda bile eğitilmemiş mi?
Sonuçta anlaşıldı ki... Vatandaşların telefonlarını dinlemek ve ülkeyi korku imparatorluğuna dönüştürmek için dünyanın en modern cihazlarını ithal eden hükümet, hava araçlarının başına gelecek muhtemel kazalar için gerekli önlemi almamıştır. Ne dram...
* * *
Akla gelen bir başka soru: Sınırımızdan içeriye iyi niyetli olmayan bir helikopter girse, ülke içerisinde belirli bir yere veya bir hedefe gitse, yapmak istediği şeyi gerçekleştirip çıkıp gitse; biz bu olaydan haberdar olamayacak mıyız?
Baba ve tavuk!
Seçimde katakulli var mı? Seçmen kütükleri ne kadar sağlıklı? Milli irade sandığa tam yansıyacak mı? Bu merakları giderecek küçük bir örnek sunalım:
Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bu seçimde, adı seçmen listelerinde yer almadığı için oy kullanamayacak. 40 yıldır aynı mahallede, aynı evde oturan Demirel, adının seçmen kütüğünde yer almayacağını düşünemediği için kontrol etmemiş,zamanında itirazını yapmamış. Mahalle muhtarı diyor ki:
“Kümeslerdeki tavukları bile seçmen yazdılar da koskoca Cumhurbaşkanı’nı unuttular. Olacak şey değil...”