CHP’de dün, tahmin edildiği gibi, Genel Merkez’in topa tutulma günüydü...
Küskünler, gaziler, mağdurlar, mağdureler.. Kimi duygusal, kimi haklı tepkiler içindeydi...
Baykal cenahına göre... Listeler kaset darbesinin devamıydı... Baykal’ın temsil ettiği cumhuriyetçi, laik, demokratik çizgi tasfiye ediliyordu...
Bir gazeteci soruyor:
- Demek yeni CHP böyle bir şey...
Gazi yanıt veriyor:
- Buna yeni CHP değil Yeni AKP demek daha doğru...
Listelerde Soroscu, eski DYP’li, ANAP’lı, “Yetmez ama Evet”çi isimlere yer verilmişti. Dertli seslerden biri konuşuyor:
“Sinan Aygün, Aydın Ayaydın, Aytun Çıray, Muhammed Çakmak, Turan Tayan, Bülent Kuşoğlu, Sencer Ayata, Emrehan Halıcı, Aylin Nazlı Aka, Sezgin Tanrıkulu... Tümü seçilecek yerlere konmuş bu isimlerin en kıdemlisinin bile CHP üyeliği bir yılı bulmaz. Çoğunun hayatlarında bir defacık olsa CHP’ye oy verdiğini zannetmiyorum...”
Bu arada anlaşılmaz bir atamayı da burada dile getirelim...
Bursa’da ömrü boyu CHP’ye verip veriştirmiş olan DYP’li Turan Tayan listeye girdi. Onur Öymen liste dışı kaldı. CHP örgütüyle kavgalı Turan Tayan seçim meydanlarında CHP’yi nasıl savunacak merak konusu... Bir dostumuz Turhan Tayan ve Mehmet Haberal’ın Baba’nın (Süleyman Demirel) kontenjanından girdiğini söylüyor. Demek onun bile kontenjanı varmış partide...
Listelerde sinerji yaratacak isimler de gözden kaçmıyor tabii ki... Rıza Türmen, Güldal Mumcu, Süleyman Çelebi, Emine Ülker Tarhan, Oktay Ekşi, Haluk Eyidoğan, Çetin Soysal, Ali Özcan, Birgül Güler, Mustafa Balbay ilk göze çarpanlar...
Hayırlı olsun diyelim... Parti sağa açılayım derken mevcut tabanını da kaybetmez inşallah, diye duamızı ekleyelim...
ÖSYM’nin geleceği
YGS sınavıyla ilgili savcılık ne karar verecek? Sınav iptal mi edilecek? Bu sorular sanırız şimdiden önemini kaybetti...
Sınava katakulli karıştığı kanısı veya en azından kuşkusu, şimdiden zihinlere yerleşti.
Önümüzde daha nice sınav var: LYS, KPSS, STS, ALES, ALS, YÇS, KPDS, TUS, TCS, PMYO, YDUS, DGS, ÜDS..vs..vs..
Bundan sonra düzgün adayların sınavın adaletine güveneceğini sanmıyoruz.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...
Kimileri çözümü cemaat dershanelerinde arayacak, bu dershanelere yığılmalar olacaktır...
Sahte şifre satıcıları peydah olacak, öğrenciler bunlara tonla para yatıracak ama sınavlarda yine sıfır çekeceklerdir..
Sınavlarda sahtecilik olacağı kuşkusu öğrencilerin ders çalışma motivasyonunu fena halde bozacaktır...
Hakkı yenen ve hakkının yendiğine inanan gençler büyüklerine ve hayata isyan edecektir.
Yığınları teskin etmenin tek yolu YÖK ve ÖSYM Başkanı’nı hemen görevden almaktır. Aksi takdirde gençliğin umut ve temiz duygularında büyük çöküntü oluşacaktır...
Gül’ün anatomisi
Wikileaks belgelerine göre... 16 Kasım 2002 tarihinde, Cumhurbaşkanı Sezer’in tam da Abdullah Gül’ü yeni hükümeti kurmakla görevlendirdiği gün, ABD Büyükelçiliği merkeze uzun bir mesaj geçiyor. ABD Büyükelçiliği Müsteşarı Robert Deutsch imzasıyla geçilen telgrafta Abdullah Gül’ün biyografisine de yer veriliyor ve onun hakkında şöyle deniliyor:
“Gül uzun zamandır Amerikan Büyükelçiliği’nin yakın irtibatta olduğu kişilerden biridir. Amerikan zihniyeti ve ABD’nin dış politika öncelikleri konusunda mükemmel bir kavrayışa sahiptir...”
Gül’ün 2002 öncesi çalışmalarını bir de arkadaşlarından dinleyelim...
Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan anlatıyor:
- Abdullah Gül, Fazilet Partisi döneminde Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısıydı. Dolayısıyla, özellikle dış ülkelerin temsilcilikleriyle, elçilikleriyle en yakın ilişkide olan bir arkadaş idi.
... Amerikalı makamların, “Acaba hangi isim bizimle en iyi uzlaşma halinde olabilir” diye özellikle seçim yaptıklarını ve Abdullah Gül’e özel bir ilgi gösterdiklerini hissettik.
Aynı partiden Şevket Kazan anlatıyor:
- Abdullah Gül, hiçbir zaman Refah Partisi için çalışmadı. Hep kendisi için çalıştı. Erbakan Hoca, Abdullah Gül’e Politik Araştırma Merkezi diye bir merkez kurdurmuştu. Dış ilişkilerden sorumluydu ya, Refah Partisi’ni Avrupa’ya, elçiliklere tanıtacağı yerde, sadece kendisini tanıttı.... Adamın aklı, fikri Amerika’daydı. Bir de Amerikan Elçiliği’nde ne vardı, bilmiyorum, oradan hiç çıkmazdı!
Yandaş basının milletvekili aday listelerine bakış açısı: “AKP’de liste dışı kalanlar dinlendirilmiş, CHP’de liste dışı kalanlar tasfiye edilmiş oluyor...”
Haldun Ertem
Bakkaldan cips çalan gençlerin 15 yıl hapsi isteniyormuş.
Cahil çocuklar! Bu memlekette küçük çalmanın büyük suç olduğunu hâlâ öğrenememişler!
Fahrettin Fidan
Normalde yaptığımız şey bakmak değil tepeden bakmaktır...
Alan Watts