Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Arabın derdi kırmızı pabuç demişler... Bizim iktidar partisinin derdi de yargıyı yarmak; kendisi için tehlike olmaktan çıkarmak... Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker yargıyı kuşatma heveslerinden söz ediyordu, dün bir adım daha ileri gitti, iktidarın amacının artık “yargıyı ele geçirmek olduğunu” söyledi. İlk hedef Anayasa Mahkemesi ile HSYK’yı bozmak... Partiyi kapatılmaktan, kendilerini de Yüce Divan’a gitmekten kurtarmak.
Taslağa göre, Meclis’te grubu olan partilerin izni olmadıkça parti kapatma imkânsız hale getiriliyor. Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı 19’a çıkarılıyor. 19 üyenin 4’ünü Meclis, yani AKP, geriye kalan 15 üyeyi de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül seçiyor. Gül seçim işinde ustalaştı. Rektörleri de o seçiyor mesela; kendilerinden olmayan bir kişiyi bile üniversite camiasına sızdırmıyor. Seçimi Gül’e bırak gerisini merak etme sen...
Gül’ün Anayasa Mahkemesi’ni bizzat seçmesinin hukukla nasıl çeliştiğini CHP’li Şahin Mengü bir misalle anlatıyor:
- Cumhurbaşkanı’nın vatana ihanetten yargılanması söz konusu olursa onu kim yargılayacak? 19 üyesinden 16’sını kendisinin seçtiği Anayasa Mahkemesi! Komediye bakın...
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker basit bir gerçeği fısıldıyor:
- Öngörülen değişiklikler Anayasa’ya aykırıdır...
Avukat Turgut Kazan, tasarıyı hükümetin hazırladığını, bunun da Anayasa’ya aykırı olduğunu anımsatıyor...
Anayasa Mahkemesi’nce laik cumhuriyetin aleyhine faaliyetlerin odağı olan bir partinin anayasa yapmasındaki garabet bir yana; derslerini de çalışmamışlar...

Haberin Devamı

Açılım tiyatrosu
Başbakan’ın açılım davetine çağrılmayan sanatçılardan Levent Kırca iyi ki çağrılmamış. Çağrılsa doğruları söyleyerek, keyifleri kaçıracaktı. Bakınız ne diyor Dolmabahçe’de oynanan tiyatro hakkında:
“Her gün demokrasi tehlikeye düşüyor. Atatürk düşmanlığı her geçen gün tırmanıyor. Her geçen gün Türk ordusunu yıpratma faaliyetleri inanılmaz bir hızla sürüyor. Emeklisi, memuru parasızlıktan, ilgisizlikten kırılıyor. İnsanlar sokağa dökülmüş, hukukçular, savcılar, hocalar, profesörler hapishanede. Vatandaşın karnı aç, işçiler grevde, insanlar mahkemeye bile çıkamadılar. Sadece bir iddianame sonucu hapishanede yatıyorlar. Suçlu oldukları dahi kanıtlanmış değil. Ondan sonra benden destek iste, bir de neye destek istediğini bana söyle. Ben bileyim, parmağımızı taşın altına sokacağız, ne taşı o?”

Haberin Devamı

Olaysız nevruz!
Başbakan cumartesi günü 60 kadar sinema yapımcısı ve sanatçısına “açılım”ı anlatırken... Ya da açılım adı altında geyik muhabbeti yapılırken... Aynı gün Van’da “nevruz provaları” yapıldı.
Ajanslar Van’daki provayı şöyle geçti:
“Binlerce katılımcı var. Yer gök PKK bayrağı ve kırmızı - yeşil - sarı renkli bezlerle dolmuş. Arada bir terörist başının posterleri de görülüyor...”
Pankartlardan birinde şu ibare okunuyor:
“İşgalci T.C. Kürdistan’dan defol”
Hemen tüm provalarda! ortak cümleler:
“Öcalan’a özgürlük sloganları atıldı.. Öcalan posterleri açıldı.. Öcalan tişörtleri giyildi...”
Barışçı pankartlardan biri de şu:
“Öcalansız Dünya’yı başınıza yıkarız”
Polis bütün bu olup bitenleri bir kenarda sessiz ve sakin şekilde seyretmiş...
Gazeteler şu başlığı attılar:
“Nevruz olaysız geçti”
Devletin polisinin, savcısının işlenen suçları boş gözlerle izlemesi eğer olay değilse; evet, nevruz gerçekten olaysız geçti...
Dikkat ederseniz.. Artık pankartlarda ya da konuşmalarda “Halkların kardeşliği” gibi sloganlara da pek rastlanmıyor.
İskele önlerinde vapur görürsünüz... Vapur hareket etmiş gidiyor mu yoksa iskeleye mi yanaşıyor ilk anda anlayamazsınız... Ama bir tahminde bulunabilirsiniz... Buyurun:
Acaba açılım olumlu sonuç verdi de ülkemizde kanayan yara iyileşiyor, bir büyük sorun çözülüyor mu?
Yoksa tam tersine, ülkeyi derinden sarsacak bir bölünmenin ayak sesleri mi duyuluyor?

Haberin Devamı

Kimin avukatısın?
Başbakan Erdoğan, kaçak Ermenistanlı işçilerle ilgili sözlerini eleştiren “liberal” yazarlara çok kızdı. ‘Sen kimin avukatısın?’, ‘Sen kimsin?’ gibi öfkeli sorularla hücuma geçti. Haklıydı. Çünkü bu yazarlar genelde Başbakan’ın avukatlığını yapıyordu. Peki bu defaki ayrışma neydi? Onu da Odatv’de Soner Yalçın ve Doğan Yurdakul pek güzel anlattı. Yurdakul dedi ki:
“Günümüzün Ali Kemalleri için hükümette kimin olduğu değil, Amerikan çıkarlarına ne kadar hizmet ettiği önem taşıyor...”
Açarsak; onlar Erdoğan’ın değil, ABD politikalarının avukatı... Başbakan bunu unutmasın...

Anayasa değişikliği taslağı görücüye cıktı... Bu taslak aynı zamanda yasama ile yargının bir yastıkta kocamasını öngören nikâh davetiyesine benziyor...
* * *
Taraf gazetesi, 3. Ordu Komutanı Org. Berk’i 1. Ordu Komutanı yapmış.
Amaç orduyu yıpratmaksa gerisi teferruattır...
Haldun Ertem