Anketleri bir yana bırakalım, genel manzara şunu gösteriyor: Kemal Kılıçdaroğlu son aylarda artık çıkışta değil iniştedir... Bugün seçim yapılsa CHP geçen seçimdeki yüzde 26 oyu alamaz... Sebep ne peki? AKP’nin başarısı mı? CHP’nin başarısızlığı mı? Elbet ikincisi... Titiz ve analitik düşünen bir yazar olan Öztin Akgüç Cumhuriyet’te bu konuyu ele almıştı... Diyor ki:
“CHP’nin oyunu arttırabilmesi için, ciddi bir alternatif olduğu, sorunları çözebileceği, Cumhuriyetin tüm kazanımlarını koruyacağı, sola dönük antiemperyalist bir politika izleyeceği konusunda vatandaşa güven vermesi gerekiyor.
- Vitrin süslüyoruz diye, büyük kentlerde liste başına oturtulan kişiler, partiye bir canlılık kazandırmamıştır.
- CHP, programını açıklayacağı, izleyeceği politikaları anlatacağına, gereksiz sayılabilecek konularda AKP ile, AKP lideri ile giriştiği polemiklerle vakit yitirmektedir.
- CHP, ne yapmalıyız sorusunun yanıtını aramalıdır. Bir partiyi yaşatan program ve ilkeleri, idealleri olduğuna göre bunların vatandaşlara anlatılması, tutarlı bir şekilde savunulması gerekir.
- Sorunların, özellikle kamuda kaliteli, düzgün insan istihdamı, işsizlik, sanayileşme, ekonomik kalkınma, cari işlemlerin, bütçe açıklarının giderilmesi konularında nasıl politikalar izleneceğinin anlatılması gerekir.
- Kitle partisi olmak, eğilimi, rengi ayrı her kesimden oy almak anlamına gelmez. Parti ideallerini, ilkelerini benimsemiş kişilerden oy almak anlamını taşır...”
* * *
AKP’nin peşinden gitmek yerine çağdaş gündemler yaratmak... Çok mu zor?
Fransa Yaşar Kemal’e “Büyük Subay” ödülü verdi.
Misilleme olarak biz de onların bir yazarına “Tutuklu Subay” ödülü verelim!
Gülhan Elmas
Hayatımızın filmi
Hayatımız hangi ses ve görüntüler arasında geçiyor? Bir bakın....
Sokaklarda mutsuz yüzler... Öfkeli mırıldanmalar...
Komşularla savaş hazırlıkları...
Silivri mahpushanesinde sahte kanıtlarla, gizli tanıklarla söndürülen hayatlar...
Cevapsız kalan “Suçumuz ne?” soruları...
Cevap veremeyen yargıçlar...
Hakkını arayan gençlerin derhal bir örgüte üye yapılıp hapse tıkılması...
Şehri gökdelenlerin sarması... Bir depremde kaçacak yer kalmaması... Trafikteki ölümlerin savaşlardaki ölümleri sollaması...
Ülkemizin rakamlarla büyümesi... Geri kalan her şeyin küçülmesi...
Kadınlara yönelik vahşi saldırılar...
İktidar partisinin sınavlarda yandaşlarını koruması.. Dürüst insanların her yarışta geride kalması...
İşsiz öğretmenler... Boş oturan mezunlar...
Mahkemeler, davalar, ölümler, hapislikler, haksızlıklar, kazalar, yalanlar, dolanlar...
İşte hayatımızı oluşturan sefil parçacıklar...
Bu olayların içinden geçen insan akşam evine mutlu döner mi? Sabah mutlu mu uyanır?
Hablemitoğlu...
Ankara Üniversitesi öğretim görevlisi, tarihçi yazar Necip Hablemitoğlu’nun bir suikast sonucu öldürülmesinin üzerinden 9 yıl geçti. Hablemitoğlu cinayeti hâlâ soruşturma aşamasında. Soruşturma Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Şemsettin Özcan tarafından yürütülüyor. Hangi aşamada olduğu bilinmiyor....
Basında zaman zaman Turgut Özal’ın öldürülmüş olabileceği, Muhsin Yazıcıoğlu’nun suikasta uğradığı iddiaları gündeme getirilirken suikasta uğradığı kesin olan Hablemitoğlu üzerinde hemen hiç durulmuyor.
Hablemitoğlu suikasta uğradığında AKP iktidara geleli henüz 1.5 ay olmuştu.
2006 yılında Başbakan Erdoğan, Danıştay’a yapılan saldırıyla ilgili konuşurken şunu da söylemişti:
“Ülke Necip Hablemitoğlu cinayetini yaşamış, sonrasında her şey örtbas edilmiş bir ülke...”
Hablemitoğlu cinayetini kimler örtbas etti? Başbakan ve AKP hükümeti her şeyin örtbas edilmesine neden izin verdi? Savcıların, Emniyetin, Mit’in görevini yapmasına kimler engel oldu?
İktidar neden onlarla baş edemedi?
AKP iktidarı döneminde işlenmiş Hrant Dink, Santoro, Malatya cinayetleri aynı akıbete uğradı...
Ergenekon davalarıının altna ateş atılırken faili meçhul cinayetler aydınlatılıyormuş havası yayıldı. Yandaş medya hemen tüm karanlık olayları Ergenekon sanıkları üzerine yıktı.
Ancak bugüne kadar faili meçhul cinayetlerin ardındaki karanlık aydınlatılamadı.
Bazan tetikçiler yakalandı bazan onlar da yakalanamadı.
Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu yaptığı son açıklamalarda dedi ki.
“Devletten Dink, Yazıcıoğlu hassasiyetini Hablemitoğlu cinayeti için de bekledik ama tık yok!”
Neden acaba?
Halkımızın yüzde 71’i hayatından memnunmuş.
Memlekette yaşananların ayrıntılarını kafaya takmazsan tabii ki memnun olursun...
Haldun?Ertem
Kenan Evren de zamanında Time’a kapak olmuş.
Ne diyebiliriz ki?
Bu kapak da Time’a kapak olsun!
Fahrettin Fidan