Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP Grup Başkanı Özgür Özel gazeteci İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtlarken kendisine Altılı Masa’daki partilerin seçime katkısı soruluyor. Dört küçük partinin katkısıyla ilgili olarak, Özgür Özel diyor ki:

- Biz onların yüzde 5 katkısı olmasını bekliyorduk.  Anketlerden çıkan sonuca göre yüzde 0.7- yüzde 1 dolayında katkıları oldu.

Neticede… Yüzde 1 katkı karşılığı 4 partiye 38 milletvekili sandalyesi verildi.

Yani CHP’nin kazandığı 168 sandalyenin yüzde 22’si.

Özgür Özel “Anketler yaptırarak bu partilerin katkılarını ölçmeliydik” diyor.

Haberin Devamı

Bu bir hesap hatası mı? Basiret bağlanması mı? Yoksa bilinçli bir politika mıydı?

Şimdi gündemdeki en önemli konu anayasa değişikliğidir. AKP iktidarının 9 Aralık 2022 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunduğu anayasa değişikliği teklifini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gündeme getirmiş bulunuyor. Bu pakette CHP’nin laiklikle ilgili ilkelerine uymayan maddeler mevcut.

Ancak yukarıda sözü geçen 38 milletvekilinin ve İyi Parti’nin de katkısıyla Meclis 400 oyu bulabilir, bir anayasa değişikliği referanduma gerek kalmadan yürürlüğe girebilir.

Altılı Masa projesi yoksa böyle günler için miydi?

Dört küçük partiye bir iki milletvekilliği verilerek de destekleri sağlanamaz mıydı?

Bu sorular önümüzdeki günlerde sık sık sorulacaktır.

DOKTORUM NEREDE?

Vücutta kızarıklıklar beliriyor. Bunlar kaşınıyor. Yayılıyor. Pullanıyor. Birkaçını tedavi ederseniz vücudun başka taraflarında birkaç tane kırmızı nokta daha beliriyor. Bu hastalığın adına “sedef” deniyor.  Kimi zaman romatizmaya yol açıyor. Hastalığın kaynağı bilinmediği gibi, kesin tedavisi de yok. Bir yerde bitiyor, başka yerde başlıyor ve yıllarca sürebiliyor. Doktorlar genelde stres kaynaklı olduğunu söylüyor.

Özel hastanelerde cildiye muayenesi 1000 liradan 3500 liraya kadar uzanıyor. Daha da büyük problem kontrollerde doğuyor. Kontrol için özel hastanelerin kimi 10 gün, kimi 15 gün süre veriyor. Bu süre ilaç etkisinin görülmesi için yeterli değil. Siz kontrol için örneğin 16 gün sonra giderseniz yine tam ücret ödemek zorundasınız. Acıbadem hastaneleri insaflı davranmış, bir ay kontrol süresi ve üç muayene hakkı tanıyor. Diğer birçok hastane ise kontrol süresini 10-15 günle sınırlamış. Bu süreyi aşarsanız sizden yine tam ücret istiyorlar.

Haberin Devamı

Sağlık Bakanlığı’na soralım: Bu basit konuda olsun bir standart süre neden konulmaz?

Neden kontrol bahanesiyle hastadan (her biri 2 bin lira olmak üzere) iki, hatta üç vizite ücreti alınır? Neden özel hastane bu tür şikâyetlere hedef olur?

***

Peki devlet hastanelerinde durum ne?

Yerinde görmek için internette MRHS sitesine giriyor, randevu arıyoruz.

Anadolu yakası hastaneleri en erken 15 gün sonraya gün veriyor.

O günü bekleyip, Numune Hastanesi Validebağ  adresine yollanıyoruz.

Hastane içinde yol gösteren kâğıtlar gelişigüzel yapıştırılmış. Kliniği zor buluyorsunuz. Muayene olacağınız hekimin kapısı önündeki ışıklı çağrı tabelası bozuk. Önüne gelen içeri dalıyor. Biz de öyle yapıyoruz. Zarif bir genç hekim oturuyor masada. Oysa randevuyu bir profesörden almıştık. Genç hekime o beyefendinin nerede olduğunu soruyoruz. Biz bir ekibiz diyor, ben onun asistanıyım. Oturun demiyor. Kendisinden izin isteyip önündeki koltuğa oturuyoruz. Derdimizi anlatıyoruz. Özellikle ayağımızda sıkıntı olduğunu söylüyoruz. Yerinden kalkıyor sıkıntılı bölgeye uzaktan bakıyor. Eskiden cildiyeci hekimler sizi muayene sedirine oturtur, sıkıntı noktasına kuvvetli ışık altında büyüteçle bakardı. Genç hekim bunlarla vakit kaybetmiyor, hemen ilaç yazmaya koyuluyor. Soruyorum.

Haberin Devamı

- İlaçların yan etkisi olursa ya da acil bir durum meydana gelirse sizi tekrar nasıl bulabilirim?

- Ekrana her şeyi yazıyorum, diyor, randevu alacağınız hekim her şeyi buradan görür.

- İyi de… İki hafta sonraya randevu veriliyor. Ya acil başvurmam gerekirse?

- Sabah hastaneye gelirsiniz, sizi öncelikle muayene ederler.

Doktor hanım acele ediyor. Çünkü dışarıda kalabalık bir hasta grubu var. Hepsine bakması mesai bitimine kadar yetişmeyebilir. Odadan çıkarken güneş tedavisini soruyorum:  “Ha, evet, güneş ve deniz de tavsiye ediyoruz hastalara” diyor. Ben hatırlatmasam söylemeyecek. Oysa bu hastalığın baş ilacı güneş.

Sonuç. Hasta yükü ağır. Doktor sıkıntısı var. Doktoru bu hasta yüküyle karşı karşıya bırakırsanız ne doktor nefes alabilir ne hasta şifa bulur. Nitekim öyle oluyor. Doktor hasta yükü altında eziliyor. Hastalar aradığı şifaya kavuşamıyor.

Sağlık Bakanlığına kontrol ekipleri kurmasını, hastaneleri sık sık denetlemesini öneririz. En azından basit sorunlar çözülür, doktor ve hasta şikâyetleri azaltılır.

Halkın sağlığı her şeyden önemlidir.