Melis Alphan

Melis Alphan

Tüm Yazıları

Renklerin sembolizmiyse konumuz, kırmızı kadar açık mesajlar veren renk pek yoktur.
Kırmızı iyi anlama da gelebilir, kötü anlama da.
Tehlikeye de işaret eder aşka da...
İştah açar. Bu nedenle yiyecek logoları genelde kırmızıdır.

Kırmızı başlık/ şapka/türban
Tansiyonu yükseltir; kan akışını hızlandırır.
Başka?
Kan...
Aşk...
Heyecan...
Enerji...
Hız...
Güç...
Tutku...
Arzu...
Saldırma...
Ateş...
Cinsellik...
“Dur” veya “Exit / Çıkış” işaretleri kırmızıdır. Çünkü konu dikkat çekmeye gelince başka hiçbir renk kırmızının eline su dökemez. 

Duyguları görünür kılan renk
Kırmızı “baş”a gelirsek...
“Kırmızı Başlıklı Kız” ilk akla gelen örnek. Kırmızı başlıklı kızın başlığı neden kırmızıydı?
Nereye çekersen oraya gider misali bu masala da, masaldaki kızın kırmızı başlığına da çokça erotik ve siyasi anlam yüklenmiştir (sosyalist denmiştir, misal). Ama ona bakarsanız “Şirinler”in Şirine’sine hayat kadını, Şirinler’e eşcinsel diyen de olmuştur.
Biz o pencereden bakıp fazla derin sulara dalmayalım. Daha yüzeysel yaklaşalım...
Kırmızı başlıklı kızın başlığı kırmızı değil de yeşil olsaydı kamufle olacak, ormanın yeşiline karışacak, kurt onu göremeyecek ve masal hiç olmayacaktı. Oysa kırmızı başlık onun dikkat çekmesine olanak veriyordu.
“Şirinler”de ise Şirin baba dışında diğer Şirinlerin şapkası beyaz, Şirin babanınki kırmızıdır. Kırmızı burada da gücün simgesi.
Roma Katolik Kilisesi’nde kardinal olan kişiye kırmızı şapka verilirmiş.
Tibet Budizminde en önemli dört ekolden üçüne “Kırmızı Şapka” diye hitap edilir. Daha detayına girersek, Kagyu rahibi Shamarpa’nın halefleri “Kırmızı Şapka” rahipleri olarak bilinirdi.
Edward De Bono’nun 1985 yılında çıkan kitabı “Altı Şapkalı Düşünme Tekniği”nde “Kırmızı Şapka” adlı bölüm fikri ve duyguları anlatır: “Kırmızı duygusal bir bakış açısı verir, ateşi ve sıcaklığı çağrıştırır. Bir şeyden niçin hoşlandığınızı ya da hoşlanmadığınızı bilemeyebilirsiniz. Oysa kırmızı şapkayı kullandığınızda, hiçbir açıklama yapmaksızın duygularınızı ve sezgilerinizi söyleme fırsatını elde edersiniz. Kırmızı şapka takmak düşünüre ‘Konu hakkında duygularım bunlardır’ deme olanağı sağlar. Duyguları düşünmenin önemli bir parçası olarak meşrulaştırır. Duyguları görünür kılar, böylece duygular düşünme haritasının veya harita üzerinde rotayı çizen değer sisteminin de bir parçası olurlar.”
Burada kilit sözcükler “görünür kılmak”. Söz konusu olan duygu gibi soyut bir şey de olsa...

Kırmızıya düşkün kadınlar
Bir kadın derneği olan “Red Hat Society”nin tüm üyeleri 50 yaşının üzerindedir ve kırmızı şapka takar. Bunlara genelde “kırmızı şapkalılar” denir.
Kırmızıya düşkün kadınlara hayat dolu oldukları gözüyle bakılır. Çabuk heyecanlandıkları, kızdıkları ve öfkelendikleri varsayılır.
Geçtiğimiz haftaya damgasını vuran olaylardan biri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in eşi Mehtap hanımın Aslanlı Yol’da türbanla yürümesiydi. Türbanı da kırmızıydı, gözlerden kaçmamıştır...
İslami çevrelerde kırmızı türban mualifleri var. Bu kimseler Müslümanlığın dikkat çekmeyi reddettiğini savunuyor (onlar gri ve bej gibi nötr ve soluk renklerde giyinme taraftarı) ve “Türbanlı hanımlar başlarını dikkat çekmemek için kapatmıyor mu? O zaman kırmızı niye?” diye soruyor.
Ama post-modern İslam dedikleri bu zaten. Yani, Tekbir Giyim vs gibi defile izleyicilerine de bakıp anlayabileceğimiz gibi, Müslümanlık ve dikkat çekmeme ikilisini içinde barındıran bakış açısı artık demode kalıyor.
Peki Mehtap Güler’in amacı kırmızı türbanıyla dikkat çekmek miydi? Yoksa erkeklerin kırmızı kravatı gibi güce mi vurgu yapıyordu? Veya kırmızı favori rengi olan heyecanlı, öfkeli, duygusal, yahut yaşam dolu bir kadın mı? 
Artık okumasını siz yapın. Nereye çekerseniz oraya gider.
Ama vücudunun dörtte biri kırmızı renk kumaşla kaplı olduğunda dikkat çekeceğini bal gibi biliyordu, burası tartışılmaz. 

İzmir’de moda ve sinemayı buluşturan etkinlik
Kırmızı başlık/ şapka/türban
İzmir’de yaşıyorsanız ve modayla ilgileniyorsanız haftaya salı (3 Haziran) Hilton’da katılmak isteyebileceğiniz bir etkinlik düzenleniyor, haberiniz olsun.
Fashionizm adlı bu etkinlik moda ve sinemayı bir araya getiriyor. “Edie”, “Hazır Giyim”, “Şeytan Marka Giyer”, “Amerikan Sapığı” gibi filmlerin gösteriminin yanı sıra paneller ve atölyeler de düzenlenecek. “Ulak” filminin kostüm tasarımcısı Umay Korgül sinemada kostüm tasarımını, Nejat Talas moda fotoğrafçılığını, Avukat Candaş Akıncı modada tasarımın telif haklarının korunmasını anlatacak. İtalya’nın en önemli moda okulu Marangoni’den mezun olan genç tasarımcı Zeynep Tosun’un “Labirent Faresi” adlı koleksiyonu ve Fırat Neziroğlu’nun “Keçe sergisi” de etkinlikte görülebilecek.
İTKİB, İstanbul Moda Akademisi, Moda Tasarımcıları Derneği, İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Damat-Tween’in desteklediği etkinlikte, önümüzdeki günlerde Jean Paul Gaultier’nin defilesinin müzik direktörlüğünü gerçekleştirecek ünlü besteci, konsept direktörü ve yapımcı Phillip Neil Martin de bir konuşma yapacak.
Martin ayrıca modanın yeni yıldızlarından Mihrican Damba’nın defilesinde canlı performans sergileyecek. Damba, dünyanın önde gelen moda okullarından London College of Fashion’dan onur derecesiyle mezun oldu ve etkinliğin gala defilesinde, Londra Kraliyet Akademisi, Shangai Moda Haftası, ardından Cannes, Sidney ve Milano’da sergilenen “Escapism” adlı koleksiyonunu doğduğu şehir olan İzmir’deki moda meraklılarıyla buluşturacak. 

Kırmızı başlık/ şapka/türban

“Türkiye’nin 1 numaralı Aile Mağazası”
Zaman gazetesinden kestim bu ilanı. Üzerinde tam olarak şöyle yazıyor...
Üst başlık:
Türkiye’nin 1 numaralı Aile Mağazası
Başlık:
GOTCU Mağazaları
Bu yazıyı da önden, arkadan, yandan dört kız ve bir erkek fotosu süslüyor. Kızlar kameraya bakıp gülümsemiş, erkek “N’olcak bu Gotcu’nun hali?” der gibi düşünceli düşünceli ufku seyre dalmış.
*    *   *
Önce üst başlık değerlendirmesiyle başlayalım.
“Türkiye’nin 1 numaralı...”, “Türkiye’nin en iyi ...” sloganlarına ülkemizde epey rastlanıyor. Herkes  mamülünü yere göğe sığdıramıyor. Bu kadar iddialıyız yani. Bu yaklaşımın makrosu da “Dünyanın
1 numaralı ulusuyuz”a kadar varıyor ya neyse...
*   *   *
Başlık...
Yanlış okumadınız; Gotcu. Aklınıza ayıp şeyler getirmeyin hemen. Gerçi Google’layınca “Gotcu” diye sadece ayıp şeyler çıkıyor ama bu Gotcu’nun o gotcuyla ilgisi yok. Aman diyeyim!
Anladığım kadarıyla bu Gotcu “kotçu”nun (jean satan kimse) Orta Anadolu ağzıyla söylenmiş versiyonu. Logonun yanında McDonalds’ın “M”si gibi duran iki jean de “Gotcu”nun jean markası olduğu tezimizi kanıtlıyor. Bayilik veriyorlarmış. İlgilenen varsa 0332 327 10 63’ü çevirsin. Tabii sonra sattığınız markanın ismi nedeniyle dost meclislerinde makara olursanız karışmam.