Çocuğumuza Neden Aşı Yaptırmalıyız?

28 Kasım 2018

Günümüzde çocuklara aşı yaptırma konusu ebeveynler arasında çok tartışılıyor. Aşının olası yan etkileri yüzünden zararları, ilaç endüstrisine güvensizlik bizi bu noktaya getirdi. Bana bu soru çok fazla sorulduğu için işi bilenine sorup, size sadece fikrimi aktarmak yerine, hekimliğine çok güvendiğim teyzemin (Prof. Dr. Onur Özgenç – Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji) bakış açısını da aktarmak istiyorum.

Öncelikle, ben her iki oğluma da doğduklarından itibaren tüm aşılarını yaptırıyorum. İstanbul gibi kalabalık bir şehirde yaşarken, yediğimiz gıdalara güvenemediğimiz bir dönemdeyken ‘aşısız çocuk’ büyütmenin ciddi riskli olduğunu düşünüyorum. Sebebi de teyzemin cevaplarında saklı, buyurun...

Aşı nedir?

Aşının ne olduğunu hepimiz biliyoruz gibi düşünsek de, etrafımdaki kişilere, aşının ne olduğunu sorduğumda bilinçli cevaplar alamadığımı fark ettim. O yüzden ilk olarak bu sorunun cevabını öğrenmek gerekiyor diye düşünüyorum. Teyzem anlayabileceğimiz basitlikte şöyle açıklıyor: ‘‘Vücudumuzdaki mikroorganizma veya mikrop dediğimiz küçük canlılar organizmada çoğalıp, vücuda zarar verdiklerinde enfeksiyon oluştururlar. Vücudumuzda milyonlarca küçük canlı

Yazının Devamı

Tüyap’ta Buluşalım

14 Kasım 2018

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nü yaklaşırken, bir iki hatırlatma yapmak istiyorum…

Çocuk hakları deyince, bir çocuğun eğitim görebilmesi, ihtiyacı olduğu an sağlık hizmetine erişebilmesi, fiziksel ve psikolojik desteğini alabilmesi, barınma alanının olabilmesi, engelli veya üstün çocukların toplumda rahatlıkla yaşayabilmesi anlamına geliyor ki; maalesef ülkemizde yüzdeye vurduğumuzda bu oran çok düşük. Türkiye sadece büyük şehirlerden ibaret değil ki; bu problem yapılanma olarak sadece Anadolu’nun sorunu olarak gözüküyor olsa da, ülkenin batısında zihinsel olarak almamız gereken çok yol var. Kaçırdığımız nokta; çocuklar da birey ve bir yetişkinin neye hakkı var diye düşünüyorsak, çocukları da öyle değerlendirmek gerekiyor.

İnternetin ve sosyal medyanın gücünü bu noktada hissedebiliyoruz. Medya sayesinde derneklerden haberdarız, sosyal medyanın gücüyle gün geçtikçe artan derneklere, insanların ulaşıp, destekleyebilme imkanı oluyor. Biz vicdanlı ve yardımsever bir toplumuz ama ilk adımı atmaya yeltenmeyiz, çekiniriz. Yol gösterici birileri olursa da elimizi taşın altına sokmayı, birlik olmayı biliriz. Bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken, araştıralım, bulalım,

Yazının Devamı

Egzama ve Alerjik Rinit

17 Ekim 2018

Geçen hafta bebeklerde besin alerjisiyle ilgili bilgiler vermiştim. Yengem, Prof. Dr. Demet Can’dan (Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları) edindiğim değerli fikirlerin devamı işte burada!

Benim iki oğlumda da besin alerjisi olmadı. O yüzden besin alerjisiyle ilgili bildiklerim; arkadaşlarımın yaşadıkları, uzmanlara danıştıklarım ve okuduklarımdan ibaret. Ve biliyorum ki; bir annenin çocuğuyla ilgili yaşadığı bir problem var ise o anne işin ordinaryüs profesörü olacak kadar hastalığın bilimini çözüyor.

Bebeklerde egzamanın sebebi nedir?

Besin alerjisi dışında bebeklerde çok fazla egzama görülüyormuş. Bunun sebebinin ise yine doğaldan uzaklaşıp, kimyasal bir sürü madde kullanmamızdan kaynaklandığını, ıslak mendillerin- dezenfektanların- şampuanların- losyonların derinin iyi mikroplarını ortadan kaldırıp, kötü mikropların yerleşmesine ve araya alerjenlerin sızmasına sebep olabildiğini söylüyor. Hastalarına (ebeveynlere), ‘‘Bebeklerinizi her gün yıkayın ama suyla yıkayın. Haftada iki kez şampuan yapmanız yeterli. Ve kullandığınız şampuanlar paraben içermesin. Banyo sonrası parfümlü kremlerden, losyonlardan sakının. Ne kadar çok kimyasal maddelerden sakınırsanız,

Yazının Devamı

Bebeklerde Besin Alerjisi

10 Ekim 2018

Anne olduktan sonra herkesle sohbet konum bir anda değişti. Varsa yoksa sorularım dönüp, dolaşıp çocuklara geliyor. Özellikle bilgilerini önemsediğim kişileri esir alıyorum da diyebiliriz. Normalde yengemle (Prof. Dr. Demet Can – Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları) buluştuğumuzda, ondan-benden-aileden-hayattan konuşurduk. Şimdilerde ne öğrensem kârdır mantığıyla onu uzmanlığı konusunda sorulara boğuyorum. Geçen görüşmemizde cebime aldığım bilgileri, sizler için masaya döküyorum.

Günümüzde besin alerjisiyle neden çok sık karşılaşıyoruz?
Artık o kadar çok besin alerjisi olan bebekle karşılaşıyorum ki; bunun sebebini ve annelerin bu konuyu önleyebilmek adına hamileliklerinden itibaren yapabilecekleri bir şey olup, olmadığını sorunca ben, günümüzdeki beslenmenin geçmişe oranla sağlıksız olduğundan, içtiğimiz sütün, yediğimiz yumurtanın endüstriyel müdahalelerle, doğallığından ve böylelikle de eski sağlığından uzaklaştırıldığını, sütünü içtiğimiz ineğin aldığı antibiyotiğin sütü kirlettiğini ve sonradan alerjik reaksiyonla bizlere döndüğünden bahsetti. Günümüzde de tamamıyla doğal beslenmenin pek mümkün olmadığından bahsettik. Burada ‘‘Sadece organik beslenirsek,

Yazının Devamı

Emzirme Haftası

3 Ekim 2018

Yeni annelerin geneline sorduğunuzda onun için en önemli şey ezmirmektir. Öyle bir algı oluşturulur; sen emzirebildiğin kadar iyi annesindir. Annelik yeterliliğin sütünün çokluğuyla doğru orantıda kimi zaman artar, bazense azalır. Artık doymak için değil, süt olsun diye yiyorsundur. Günlük sıvı tüketimini keyif için değil, saat başı sistemli bir halde sütün artsın diye içiyorsundur. Cücük kadar uyku vaktini dinlenmek için değil, sütün yeterli seviyeye ulaşabilsin amacıyla değerlendiriyorsundur. Odak noktan bebeğin ve bebeğini büyütebilmek için sütündür.

Aile büyüklerin “emzir kızım emzir” der, arkadaşların “emiyor ama değil mi” diye sorar, misafirlerin “sütün yetiyor mu” merakını giderir, eşin “aç olduğu için ağlamıyordur değil mi” endişesi yaşar, sana hissettirir derken yalnız kaldığında o duvarların bir objektifi olsa da patlasa, sana o anki çelişkili, umutsuz, sorgu dolu, endişeli bakışlarını önüne koysa diyesim geliyor.

Mir doğduğunda taze anneydim. Yeniydim bu alemlerde. Çok okumuş, duyabileceğim tüm yorumlara karşı gardımı almış, kalıp cevaplarımı hazırlamıştım güya. Ama nerdeee kitabi bilgileri, pratiğe dökebilmek... “Her emziriyor musun?” sorusunun ardından

Yazının Devamı

Kreş Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

5 Eylül 2018

Çocuğunuz ilk kreşe başlayacağı zaman heyecanlı oluyorsunuz. Elinizden geldiğince, onun adına en doğru kararı vermeye çalışıyorsunuz. Tabii ebeveynlerin beklentileri farklı. Öncelikle kendinize sorduğunuz soruları gerçekçi yanıtlayarak, seçiminizi ona göre yapmanız sizi mutlu edecektir.

Geçen bahar ‘‘Mir’i hangi okula göndermeliyim?’’ sorusunu cevaplayabilmek adına bir çok okul gezdim. Henüz üç yaşında. Bir yanım okula göndermek istememekle birlikte, diğer yanım biliyor ki; arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi çok seviyor ve okula gitmek ona iyi gelecek. Okulların müdürleriyle görüşmem minimum bir saat sürerken, okulu gezmem sadece on dakikamı alıyordu. Kreş seçiminde nelere mi dikkat ettim?

01- Mesafe, eve yakınlık. Özellikle İstanbul gibi kalabalık-trafikli bir şehirde yaşıyorsanız, bu çok önemli bir kriter çünkü çocuğunuzun daha bu yaştan ömrünü yollarda geçirmesini istemezsiniz.

02- Adaptasyon sürecine okulun nasıl baktığı... Onların yaklaşımlarıyla sizinkinin tutması çok önemli. Evden ilk ayrılış, aileden ilk kopuş, ebeveynsiz bir yaşam alanı sırasında güvenli ayrılış konusu benim için çok önemliydi. Her okul kendine göre bir tarz belirlemiş. Kimisi yumuşak

Yazının Devamı

Annelikte Jenerasyon Farkı

15 Ağustos 2018

Babaannemle kendime bakıyorum da çocuklarımızı nasıl farklı büyütmüşüz-büyütüyoruz. Bana müdahalelerinden geçmişte babamları nasıl yetiştirmiş olduğunu görebiliyorum.

Ah babaannem, can babaannem, benden nasıl farklı, anneliklerimizde ortak nokta bulmakta çok zorlandığım babaannem. Çocuklarını masallarla, kendi uydurduğu öykülerle büyütmüş, oyuncağın topaçtan-bilyeden ibaret olduğu dönemde ebeveynliği üstlenmiş, benim şimdiki anneliğimi susarak ama içinde fırtınalar koparak izleyen babaannem.

Onun anneliği yedirmek, temizlemek, terbiye vermek üzerine kuruluyken, benimki istediği kadarını yedirmek, kirliliği kabul etmek, başkalarına göre terbiyesizlik (öptürmemek, oyuncağını paylaşmamak) olanı çocuğumun kendi seçimi diyerek yetiştirmek. Ona göre “A çok ayıp.”, bana göre “İzin vermediğin sürece kimse sana dokunamaz.” Ona göre misafirlik “Aman çocuğum dikkat et vazoya.”, bana göre “Şu vazoyu bir süreliğine mutfağa götürebilir miyiz? Biz gittiğimizde yine çıkarırsınız.” O der; “Üşürsün evladım giyeceksin. Boğazın ağrır soğuk içme. Sakın kışın dondurma yeme.” Ben derim; “Hava soğuk, hangisini giymek istersin? Soğuk ama dene, yavaş iç boğazın acıyabilir. Dondurmayla kendini

Yazının Devamı

Çocuklarda Doktor Fobisi Nasıl Yenilir?

8 Ağustos 2018

İlk bir yaş göz kontrolünde Mir’i kucağıma oturtmuş, ellerini öperek oylamaya çalışıyordum. Bir dişçiden, bir de ilk göz kontrolünden korkuyordum. Bir yaşındaki bir çocuğa ‘‘Başını-gözünü sabit tut.’’ nasıl diyebilirsiniz ki? Eh ben de nasıl panik olmuşsam oda doluydu... Anneannesi, dedesi, babası, dayısı, maaile dediklerinden doktordayız. Göz doktoru aile dostumuz olunca sorun olmadı tabii. Ama her bir ağızdan ayrı ses çıkıyor. ‘‘Melis, düzgün tut. Hareket edemesin.’’ ‘‘Merak etme Mir'ciğim bir şey olmayacak.’’ ‘‘Korkulacak hiçbir şey yok, hemen bitecek.’’ cümleleri arasında, ‘‘Bir durun. Kimse bu tarz cümleler kurmasın. Biz aramızda hallederiz.’’ dedi Tülin Teyze (Prof. Dr. Tülin Berk). Hepimiz sustuk kaldık. Sakin, sakin oyuncakları kullanarak muayenesini yaptı, hatta bir sürü alete baktırdı, kafasını soktu, bakışlarını döndürttü, kıyamet kopacak derken, Mir gayet sakin, eğlenerek, korkmadan, sıkılmadan kontrolünü bitirdi çünkü biz karışmadık, müdahale etmedik.

Hayatım boyunca doktorlardan (ki bütün sülalem doktor) gerilmişimdir, muhtemelen sebebi annem. Şimdi de Mir’e bu gerginliğimi miras bırakmak üzereydim ki; kendime geldim. Doktora gitmeden önce ‘olumluymuş gibi’

Yazının Devamı