TÜKODER, Dünya Tüketiciler Kongresi'ne sunulmak üzere deprem ve kasırga gibi doğal afetlerde tüketici haklarının korunmasına yönelik bir tartışma metni hazırlayacak
60'lı yıllarda hazırlanmış ve 8 maddeden oluşan Tüketici Evrensel Hakları Bildirgesi, günümüz koşullarında artık yetersiz kalıyor. Bilgi teknolojisinde, internette, elektronik ticarette tüketici olarak haklarımızın ne olduğu, tabii ki 35 yıl önce yazılmış bildirgede yer almıyor.
Deprem, sel, kasırga vs gibi doğa olaylarında ve hatta savaşlarda tüketicinin ne gibi hakları olduğu ya da olması gerektiği, bugüne dek dünya üzerinde de ihmal edilmiş bir konu. En azından yazılı bir belge yok.
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER), yüzyılın felaketi olarak adlandırılan Marmara Depremi'nin ardından, doğal afetlerde tüketici hakları konusunu dünya tüketicilerinin gündemine sokmaya çalışıyor.
Bu amaçla kolları sıvayan dernek,
Dünya Yoksullukla Mücadele Günü'nde Marmara Depremi ve Çağdaş Tüketici Hakları konulu bir panel düzenliyor. Amaç, toplumun değişik kesimlerini biraraya getirerek imece usulüyle görüş ve önerilerin toparlanması.
TÜKODER'in çabası amacına ulaşırsa, Türk tüketicileri bu alanda öncü rolü üstlenmiş olacaklar. Toplantıda ortaya atılan somut öneriler, dünyanın değişik ülkelerinden 105 üyesi bulunan Uluslararası Tüketiciler Örgütü'nün gelecek yıl Malezya'da yapılması beklenen Dünya Kongresi'nde öneri olarak sunulacak.
TÜKODER Başkanı Mehmet Sevim, "Dünyada birbiri ardına doğal afetler yaşanıyor. Türkiye'deki deprem, ABD'deki kasırga, Meksika'daki sel son örnekler. İnsanlar sürekli mağdur oluyor. Artık birilerinin bu konu üzerinde kafa yorması lazım. Biz bir ön çalışma yaparak, Kongre'den önce bir tartışma metni oluşturmak istiyoruz" diyor.
Cumartesi günü Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde 13.00 - 18.00 arasında yapılacak panelin ilk bölümünün konuşmacıları TMMOB 2. başkanı Celal Beşiktepe, Şehir Planlama Odası Genel Sekreteri Senihi Kitapçı, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Başkanı Cemal Gökçe, İTÜ "ğretim üyesi Prof. Eren Omay, Yurttaş Girişimi'nden avukat Ergin Cinmen ve ben Meral Tamer ile 3 depremzede.
İkinci bölümde Mimarlar Odası, Tabip Odası, Eczacılar Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası gibi meslek örgütlerinden üst düzey temsilciler görüşlerini belirtecekler. Daha sonra da salondaki dinleyicilere söz verilecek.
Herkes kendi alanında -pratik önerileri de içeren- bilgi ve birikimlerini aktaracak ve sunulan görüş ve öneriler bir kitap haline getirilerek Türkiye genelinde tüketicilere ücretsiz dağıtılacak.
Önerilerinizi bekliyoruz
Biz bu toplantıya hazırlık olmak üzere ilk aklımıza gelen önerileri alt alta sıraladık. Cumartesiye kadar sizlerden de öneri bekliyoruz:
* Yapı denetiminin ve yapı sigortasının yaygınlaştırılması, özellikle de deprem kuşağında yer alan ülkelerde zorunlu kılınması, tüketicinin korunması açısından şart gibi görünüyor.
* Konut alan ya da kiralayan tüketiciye evin kaç metrekare, kaç odalı vs olduğu türünden bilgiler veriliyor. Hatta mutfak dolaplarının hangi firmadan olduğu bile belirtiliyor. Ancak zemin bilgisi, fay hatlarına uzaklığı gibi konularda herhangi bir bilgi verilmiyor. Tüketici de bu bilgileri talep etmiyor. (İzmit'te evleri başlarına yıkılan pek çok Türk vatandaşı, binalarının fay hattı üzerinde olduğunu herhalde bilmiyorlardı.)
* Deprem sonucunda maddi ve manevi zarara uğrayan tüketiciler, gerek müteahhide, gerek inşaatı onaylayan belediyelere, gerekse önlem almayan siyasilere geriye dönük olarak dava açma hakkına sahip olmalı.
* Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan ülkelerde deprem fonu kurulmalı ve bu fonun hesapları, herkesin ulaşabileceği ölçüde şeffaf olmalı. Denetimi sivil toplum örgütlerinin ağırlıklı olarak temsil edildiği bağımsız bir kurula bırakılmalı.
* Her önüne gelene müteahhitlik belgesi verilmesi engellenmeli.
* Deprem kuşağındaki bir ülkede imar afları kesin olarak kaldırılmalı.
1 milyarlık çini çanak, Almanya'ya paramparça gitti
Darbe emici malzemeyle kaplanıp ahşap kutulara yerleştirileren el yapımı çanakların yarısı, Antalya - Frankfurt yolunda kırıldı
Antalya - Kaleiçi'nde çini ve seramik satan bir dükkan işleten Soner Aktaş'ın Almanya'ya gönderilmek üzere UPS'e teslim ettiği çini tabak ve kaselerin yarısı yolda kırıldı.
Frankfurt'ta bir müzeye satılmak üzere hazırlanan 20 parça eşyanın yarısı el yapımı tabak, diğer yarısı da yine el yapımı kaselerden oluşuyormuş. Eşyalar hem narin, hem de değerli olduğu için UPS yetkilileri kolileri teslim almadan önce "ürünleri dünya standartlarında üretilmiş kutulara koymanız gerekir" demişler. Aktaş da onlardan aldığı direktifler doğrultusunda 30 ve 43 cm'lik tabak - çanağın sığabileceği ahşap kutular yaptırmış.
Bu kutular UPS'te bizzat şube müdürünün de hazır bulunduğu bir ekip tarafından darbe emici strafor maddeyle kaplandıktan sonra paketlenmiş. Ancak kırılmaması için bunca özenin gösterildiği tabak - çanakların 9 tanesi Almanya'daki adrese ulaştığında paramparçaymış.
Okurumuzun zararı büyük. Kırılan tabak çanakların satılması halinde 1 milyara yakın para kazanacakmış. Tabii çanakların üretim maliyeti, gümrük işlemleri ve UPS'e ödediği ücret de cabası.
Soner Aktaş k"şemize başvurduğunda, UPS'in gerek Antalya, gerekse İstanbul bürolarıyla yaptığı onlarca telefon görüşmesinden herhangi bir sonuç alamamış, bir süre oyalandıktan sonra kendisine paketlemenin hatalı yapıldığı söylenmişti.
UPS yetkililerinin arkadaşımız Ceyda Karaarslan'a verdikleri yanıt ise farklı oldu. Paranın ödenmemesini, bu olayın sigorta kapsamı dışında olmasıyla açıklayan yetkililer, otomatik sigorta dışında ödeme yapılmasının ancak Yönetim Kurulu Başkanı'nın onayıyla mümkün olabileceği görüşünü savundular. Kendisi tatilde olduğu için karar almada gecikildiğini dile getirdiler.
Neyse biz devreye girdikten sonra Soner Aktaş, hiç değilse yaptığı masrafları UPS'ten alabildi. Üretim maliyeti, gümrük işlemleri, müze rapor masrafı, ahşap kutulara verdiği para ve UPS'e ödediği gönderme ücreti olarak harcadığı toplam 244 milyon 500 bin lira, okurumuza ödendi.
Onlar ermiş muradına...
Bu k"şenin okurlarının Naci'yi tanıyor olmaları gerek. İmzasını çok nadir atsa da yıllardır çizdiği karikatür ve desenlerle sayfamızı zenginleştiriyor, yazılarımızı daha kolay okunabilir hale getiriyor.
Okurlarımız herhalde Ceyda Karaarslan'a da aşinalar. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Edebiyatı bölümü mezunu, bilgisayar kurdu, içi içine sığmayan, masasında 15 dakikadan fazla oturabildiği görülmemiş, şeytan tüylü, yaramaz Ceyda, 1 yıl önce Tüketici K"şesi ekibine katıldı. Kısa süre sonra baktık ki sanatçı ruhlu, içe dönük, sakin, zarif, eski mekanik objeler tutkunu Naci Koç ile aralarında bir yakınlık söz konusu.
Sonra bir gün evlenmeye karar verdiklerini "ğrendik. Her şey göz açıp kapayıncaya kadar oldu. Üstte gördüğünüz, Naci'nin kaleminden çıkmış orijinal nikah davetiyesiyle (ikisi de çok benziyor) Kadıköy Evlendirme Dairesi'nin yolunu tuttuk. Nikah şahitliği de yaptım ve Ceyda'yı mutluluklar dileyerek yeni ufuklara uğurladık.
Naci Koç ise özgün çizgileriyle bizlerle birlikte olmaya devam edecek.
Yazara E-Posta: mtamer@milliyet.com.tr