Meral Tamer

Meral Tamer

Tüm Yazıları

Meral TAMER

Besihane tavuğu 42 günde kesilecek hale gelirken, bio tavuk için bu süre tam 92 gün. Fiyatı da 2 - 2,5 kat pahalı. Bio sebzeleri manavda görseniz, beğenip de almazsınız. Ama normallerinden 2 kat daha pahalı. Çünkü daha sağlıklı.
Kim derdi ki, bir gün gelecek atadan kalma yöntemlerle elde edilen et, süt, yumurta ve sebze, modern tarım yöntemleriyle üretilen gıda maddelerinden çok daha değerli sayılacak!
11 - 15 ekim tarihleri arasında Köln'de düzenlenen Dünya Gıda Fuarı'nın en gözde ürünleri bio - yiyeceklerdi. Çok büyük standlar bu yiyeceklere ayrılmıştı. Bio salatadan bio yumurtaya, bio havuçtan bio tavuğa, bio yoğurttan bio süt ve peynire bio, sanki ISO 9000 türü bir garanti anlamı taşıyor gibiydi.
Bio; suni gübre, suni yem, antibiyotik vs. gibi katkı maddeleri kullanılmadan, tamemen doğal yöntemlerle üretilmiş gıda maddesi demek.
Fuara katılan bir üretici, bio yumurtalarla ilgili şu bilgiyi verdi: "Bu yumurtaların üretildiği bio tavuklar, çayırlarda serbestçe hareket ediyor ve özgürlüğün tadını çıkartıyorlar. Diledikleri gibi kum ve güneş banyosu yapabiliyorlar. Sadece doğal gübrenin kullanıldığı doğal besinlerle besleniyorlar. Aldıkları besinler, Avrupa Birliği standartlarına uygun olarak sürekli denetleniyor ve ekolojik ortamlarda yetiştiriliyor."
Ayrıca bio tavuklar için bildiğimiz çimden daha yavaş büyüyen yeni bir çim türü geliştirilmiş. Böylelikle tavuklar, solucanlardan daha kolay beslenme olanağına kavuşmuşlar.
Besihanelerdeki tavuklar 42 günde kesilecek hale gelirken, bio tavuklar 92 günde büyüyor. Tabii bu fark hemen fiyatlara yansıyor ve bio'ların fiyatını 2 - 2.5 kat artırıyor.
Aynı şey küçük ve büyükbaş hayvanlar için de geçerli. Yine yeşillikler içinde özgürce otlayan ve yalnızca organik yemlerle beslenen ineklerden bio süt elde ediliyor. Bu sütten her türlü bio yoğurt, peynir ve tereyağ üretiliyor.
Fuar sırasında görüştüğümüz Fransız gıda devi Danone firması yetkilisi içinse bio ürünler yeni kazanç kapısı:
"Yıllardır süt fiyatları olduğu yerde sayıyordu ve süt üreticileri de bu durumdan son derece rahatsızdı. Araştırmalar, tüketicinin doğal bir ürüne, diğerlerinden çok daha fazla para ödemeye hazır olduğunu gösterdi. Kısacası bio süt, tüketici için sağlık demekken bizim için de daha fazla kazanç anlamına geliyor."
Doğal gübrelerle yetiştirilen bio sebze ve meyveler ise hormonlu benzerlerine göre çok daha gösterişsiz. Hatta çoğu manav tezgahında karşımıza çıksa, satın almayacağımız kadar ecüş - bücüş. Buna rağmen onlar da 2 katı fiyatına satılıyorlar. Yıkanıp ayıklandıktan sonra hazır bio salata olarak satışa sunulanları da var.

Vitamin ya da kalsiyum katkılı sütleri biliyoruz. Vitamin katkılı yumurta ise Avrupa için de son derece yeni bir ürün. Köln'deki fuarda bu yumurtaları üreten firmanın da standı yeralmaktaydı.
Yanda fotoğrafını gördüğünüz ambalajın üzerinde, "artı E vitamini" yazıyor. Bu yumurtaların elde edildiği tavuklar, E vitamini açısından zengin yemlerle besleniyor. Ve sonuçta ortaya normal yumurtalara göre 7 katı daha fazla E vitamini içeren yumurtalar çıkıyor.
Bu yumurtalardan günde bir tane tüketmek de, günlük E vitamini ihtiyacının üçte birini karşılamaya yetiyor.

Mısır ve şeker pancarından üretilen ambalaj maddeleri suda eriyip doğada yok oluyor. Ama tabii biraz pahalı!
Fuarda karşımıza mısır ve şeker pancarı gibi bitkilerden üretilmiş, doğada hemen yokolan çevreci ambalajlar da çıktı.
Örneğin Fransız Danone firması, bio yoğurtlarının bir kısmında bu yıldan itibaren şeker pancarından üretilen, tamamen doğal bir ambalaja geçmiş. Yandaki fotoğraflarda da görebileceğiniz gibi ambalajın özelliği, nemli ortamda ve 55 derece ısıda parçalandıktan sonra, 40 gün gibi kısa bir sürede tümüyle doğaya karışması. Bu çevreci ambalajın tüketiciye maliyeti ise ürünü yüzde 20 daha pahalıya satın almak olacak. Normal ambalajdaki yoğurt 79 pfennigken doğada yokolan bu ambalajdakiler 99 pfennig)
Eğer tüketici benimserse, uygulama tüm ürünlere yayılacak. Hatta şimdilik alüminyum olan kapak kısmı da aynı şekilde üretilecekmiş.
Fuara katılan bir diğer ambalaj firması FVP ise bildiğimiz mısırdan çeşit çeşit kaplar ve çatal - kaşık - bıçak üretmiş. Hammaddesi mısır olduğu için rahatlıkla büyükbaş hayvanlar için yem olarak kullanılabiliyor. Rengarenk görünüşlerine aldanmayın, içlerinde hiçbir sentetik boya maddesi yok. Ayrıca suya atarsanız, şeker gibi tamamen eriyor. (Fuardan aldığım örneklerle evde küçük bir deney yaptım. Gerçekten de yarım saat içinde suya karıştı.)
Mısırdan üretilen ambalajların suda erime özelliği, depolanma maliyetlerini de ortadan kaldırıyor. Çöp birikmiyor. Yakıldığında çevreye zararlı hiçbir madde açığa çıkmıyor. Özellikle fast - food'çular için düşünülmüş.
Yanda gördüğünüz pet şişelerin benzerleri de bizde Hayat Su tarafından kullanılmaya başlandı. Üstten bastırdığınız zaman katlanarak, çok daha az hacim kaplıyor. Ancak fuarda gördüklerimizin önemli bir farkı daha var: Şişenin üzerinde ne kağıt, ne mürekkep ne de başka bir yabancı madde yeralıyor. Kapağı bile petten yapılmış. Yazılar ise kabartma. Tamamen homojen bir yapıya sahip olduğu için de çok daha kolay dönüşüyor.

Fuarda catering (yeme - içme servisi) sektörünü yakından ilgilendirebilecek yenilikler de göze çarpıyordu. Oldukça marifetli bu yeni yemek makineleri, hem zamandan hem de yerden tasarruf sağlıyor.
Örneğin O'Meal adlı sanayi tipi mutfak üreticisi kafeler, kantinler vs. için yalnızca 2 dakikada spagetti pişirebilen bir cihaz geliştirmiş. Cucina adı verilen bu marifetli makine, tıpkı eski müzik kutuları gibi içine bozuk para atınca çalışıyor. Yani her müşteri 3 değişik sos seçeneğiyle kendi spagettisini kendisi pişirebiliyor.
ABD'ye göç eden, sonra yeniden ülkesine dönen bir Macar tarafından geliştirilen patates kızartma makinesinden 25 - 35 saniye gibi kısacık zaman aralıklarında tam 33 dilim patates kızartması çıkıyor.
Ancak makinenin kendisi kadar içine konulan ürün de ilginç. Çünkü içine bildiğimiz patates değil, Nestle tarafından geliştilen patates partikülleri atılıyor. Kilosu 5 dolara satılan bu partiküllerden 20 porsiyon patates kızartması çıkarmak mümkün. Hazır, dondurulmuş patateslere göre çok daha çabuk olması, az yağ kullanılması ve işçiliği tamamen kaldırması en önemli avantajları.
Dahası 20 kiloluk dondurulmuş patatesten 60 porsiyon kızartma çıkarken, 20 kilo patates partikülünden 400 porsiyon çıkıyor. Ve patatesleri stoklamanız için derin dondurucuya da ihtiyacınız kalmıyor. Fiyatı 8500 dolarla 11 bin dolar arasında değişiyor.



Yazara EmailM.Tamer@milliyet.com.tr