Günde 8 milyon mesajla dünya rekoruna doğru yol alıyoruzGençlerin elinde cep telefonu sanki oyuncak. Sanmayın ki içindeki oyunları oynuyorlar. Bir mesajlaşmadır gidiyor. Dit - diitt. İşte yine kızıma mesaj geldi. Hemen tuşlara basıyor, yanıtını yazıyor. Aradan 2 dakika geçmiyor, yine dit - dit. Kızımın yazdığı cevabın cevabı geliyor. Ve bu karşılıklı cevaplaşma 8 - 10, hatta 15 - 20 kez tekrarlanabiliyor.
"Kızım neden doğru dürüst telefonla konuşmak yerine sürekli birbirinize mesaj çekiyorsunuz?" diye ilk sorduğumda ne yanıt aldığımı şimdi tam anımsamıyorum. Ama ben uzunca süre ucuz diye mesajlaşmayı tercih ettiklerini düşünmüştüm. Sanırım onlar da öyle zannediyorlardı. Taa ki kızımın Marmara Üniversitesi'nden sınıf arkadaşı, benim de tanıyıp pek sevdiğim Levent Onar, biz tatildeyken köşemize başvuruncaya kadar...
Levent, Telsim'den gelen 45 milyon liralık cep telefonu faturasına çok şaşırmış. Ayrıntılı faturayı incelediğinde şaşkınlığı daha da artmış. Çünkü faturanın ayrıntısının tam 5 sayfası, süre bölümü sıfır, tutarı da 45 bin lira olacak şekilde düzenlenmiş ve rakam 31 milyon lirayı buluyor. Buna karşılık telefonla konuşma bedeli ise vergiler ve KDV hariç sadece 3 milyon 630 bin lira.
Faturasında mutlaka bir hata yapıldığını düşünen Levent, Telsim yetkililerinden tatmin edici bir yanıt yanıt alamadığı için bizden yardım istemiş.
Asistanım Yasemin Yanbay Telsim yetkilileriyle görüştüğünde işin sırrı çözüldü. Levent'in tam 31 milyon liralık mesaj çektiği anlaşıldı.
Telsim'de kısa bir mesaj göndermenin bedeli 45 bin lira; bir dakikalık konuşma ücreti ise 170 bin lira. Kısa mesaj aslında çok daha ucuz gibi görünüyor. Ama genelde iş tek bir mesajla bitmiyor. Ve mesaj çeken kişiyle mesaj çekilen arasında bir sohbet ortamı oluştuğu için fatura yükseliyor.
Nitekim Levent'in faturasını da incelediğimizde görüyoruz ki, aynı gün içinde aynı numaraya 40 kez mesaj attığı bile olmuş.
GSM firmalarının saptamasına göre ülkemizde cep telefonu kullanıcıları günde yaklaşık 8 milyon mesaj atıyorlarmış ve bu rakam, abone sayısına oranlandığında dünyada da rekora doğru gidiyormuşuz.
Kızım ve arkadaşları, bu faturadan sonra sanırım daha dikkatli mesaj atıyorlar. Eğer Türkiye olarak dünya rekorunu yakalayamazsak sorumlusu Levent'tir!
Çek karnesi 10 milyon, deprem vergisi 1.5 katı
İstanbul'da turizm acentası işleten bir okurumuz geçenlerde aradı: "Akbank'ın çek karnesini kullanıyorum. 25 yapraklı çek defteri alabilmek için tam 25 milyon lira ödemem gerekti. Meğer bunun 15 milyon lirası deprem vergisiymiş. Bazen günde bir çek defteri bitirdiğimiz oluyor. Bırakın turizmcileri, dükkanını döndürme savaşı veren bir sürü küçük esnaf için çok ciddi bir rakam. Bu kadarı artık soygunculuğa girmiyor mu?"
Deprem vergilerinin en fazla gürültü koparanı, cep telefonlarından alınan özel iletişim vergisi oldu. Ancak gördüğünüz gibi "özel işletim vergileri" de bayağı can yakıyor.
Biliyorsunuz araba sahipleri 1999'a ait motorlu taşıt vergisini 2 kez ödediler. Biri normal; diğeri ek vergi adı altında alınan deprem vergisiydi. İç hat uçak biletlerinde de her gidiş için 1.5 milyon lira deprem vergisi ödeniyor. Hükümet, umarız vaad ettiği gibi deprem vergisi uygulamasını bu yıl sonunda kaldırır.
Arkadaşımız İlkay Özcan'ın Akbank yetkililerinden aldığı bilgiye göre depremden önce çek karnelerinden alınan herhangi bir vergi yokmuş. Depremden sonra her yaprak için 600 bin lira vergi gelmiş. Böylece normal fiyatı 6 milyon lira olan 10 yapraklı çek karnesi 12 milyon liraya, normal fiyatı 10 milyon lira olan 25 yapraklı karne de 25 milyon liraya yükselmiş. Ancak bazı şubelerin, çok randımanlı müşterilerinden defter bedelini almadığı olabiliyormuş.
Samsun'da mahkemelik baz istasyonu
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Hüsrev Mennan ve apartman komşuları Turkcell'le mahkemelik. Olay 3 ay önceye dayanıyor.
6 dairelik Güner Apartmanı'nda 2 dairesi olan komşuları, diğer kat maliklerine haber vermeden Turkcell'le anlaşıp apartmana bir gecede baz istasyonu kurdurmuş. Okurumuz ve diğer sakinler, kendi onayları alınmadığı için Turkcell'e itiraz dilekçesi vererek baz istasyonun kaldırılmasını istemişler. Ama olumlu bir yanıt alamamışlar.
Sonuçta Samsun 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde dava açmak zorunda kalmışlar. Ayrıca konuyu bir de köşemize iletme gereğini duymuşlar. Okurumuz, "Mahkeme uzadıkça hem kendimiz, hem de çocuklarımız adına rahatsız oluyoruz. Geçenlerde usulsüz kurulan Telsim baz istasyonunun kaldırılacağı ile ilgili yazınızı okudum. Sizden ricamız, bizim adımıza Turkcell yetkilileriyle konuşup, onayımız alınmadan konulan baz istasyonunun kaldırılmasını sağlamanız" diyor.
Biliyorsunuz apartman sakinlerinden sadece birinin itirazı bile, baz istasyonunun kurulmaması ya da bu örnekte olduğu gibi sökülmesi için yeterli. Yani bir apartmana baz istasyonu kurulabilmesi için kat kat maliklerinin çoğunluğunun evet demesi bile yeterli değil, tümünün evet demesi gerek.
Arkadaşımız İlkay Özcan'ın görüşlerine başvurduğu Turkcell yetkilileri, konu yargıya intikal ettiği için bilgi veremeyeceklerini söylemekle yetindiler.
Bakalım 2 Kasım'daki duruşmada hakim ne yönde karar verecek?
Yazara E-Posta: mtamer@milliyet.com.tr