Ülkemizde 1. jenerasyon GSM şebekesinin ulu orta her yere yerleştirilen antenlerine karşı kamuoyu tepkisi yoğunlaşırken, İngiltere'de ihalesi geçtiğimiz ay sonuçlanan 3. jenerasyon GSM şebekesi için gerekecek antenler şimdiden gündemde.
GSM'de her yeni teknoloji, bir önceki jenerasyona göre antenlerin daha sık yerleştirilmesini gerektiriyor. Aynı durum, İş Bankası'nın İtalyan ortağıyla kuracağı 2. jenerasyon GSM şebekesi için de geçerli.
Financial Times'da yer alan habere göre İngiltere'de zaten halkın tepkisine neden olan mevcut GSM antenlerine çok sayıda yenilerinin eklenmesi olasılığına karşı hükümet, anten sayısının ülke çapında kısıtlanması için harekete geçmeye hazırlanıyor. Hükümetin GSM operatörlerini mahalle aralarından uzakta ortak anten kurmaya zorlayıcı önlemlere yönelmesi bekleniyor.
İngiltere'de halen kurulu olan anten sayısı ise 26 binmiş. Uzmanların belirttiğine göre internet ve video gibi olanakları da kapsayan yeni teknoloji için onbinlerce yeni anten daha yerleştirmek lazım.
İngiltere'de faaliyet gösteren 4 GSM operatörü ise çevre ve toplum sağlığı odaklı kampanyaların baskısı altında. İngiliz halkı 3. jenerasyon için her bir operatörün kaç adet yeni anten kurmayı planladığını öğrenmek istiyor. Ancak şu ana kadar bu soruya yanıt veren çıkmadı. Hatta ülkedeki en küçük işletici konumunda olan
One2One, bugüne dek yerleştirdiği anten sayısını bile açıklamıyor. 7 bin olan mevcut anten sayısını gelecek yıla kadar 10 bine çıkarmayı planladığını duyuran
Orange firması da, 3. jenerasyonla ilgili planlarını "ticari sır" olarak nitelendiriyor. Ancak 3. jenerasyon için mevcut sistemden olabildiğince yararlanılacağını vaat ediyor.
Bugüne kadar
7 bin anten dikmiş olan Vodafone ile
5 bin anteni bulunan BT Cellnet'in de 3. jenerasyon için suskunluklarını korudukları belirtiliyor.
Bu arada 3. jenerasyon için yapılan test çalışmaları da gösteriyor ki, kentsel alanlarda yeni teknolojinin tüm olanaklarından yararlanmak için kurulması gereken sistem, mevcut dijital şebekenin 3 ya da 5 katı daha yoğun olmak zorunda. GSM işleticileri ise "Bu kadar büyük bir yoğunluk için herkesin hizmetlerden en yüksek düzeyde yararlanmayı talep etmesi gerekiyor ki, bu da pratikte imkansız" diyorlar.
İhlas Kargo'da köstebek kuşkusu
3 milyarlık deri, sarı çizmeli Mehmet Ağa'ya! teslim edildi. Üstelik "adrese teslim" şartına rağmen kapıya gelen birine, dahası kimlik tespiti bile yapmadan...Dericilik yapan ve uzun süredir İhlas Kargo'nun Beyoğlu şubesiyle çalışan İstanbullu okurumuz Şükrü Atakligan'a Manisa'dan gönderilen yaklaşık 3 milyarlık deri kayıp.
Daha doğrusu deriler Ataglikan yerine kimliği belirsiz bir kişiye teslim edilmiş. 25 Mayıs'ta gönderilen derilerin teslimatı gecikince okurumuz şubeyi aramış. Aldığı yanıtla şaşkına dönmüş. "Biz size derileri 26 Mayıs'ta teslim ettik ya" demişler.
Meğer İhlas Kargo'ya telefon eden biri "Benim işim acele, birini gönderip, malı aldırıyorum" demiş. İhlas Kargo'dakiler de sorgusuz - sualsiz gönderilen kişiye derileri teslim etmişler.
Okurumuz bize başvurduğunda İhlas Kargo için suç duyurusunda bulunmuştu. Onun düşüncesine göre bu işi ancak İhlas Kargo'da malın geleceğini bilen birileri tezgahlamış olabilir.
Arkadaşımız İlkay Özcan'ın sorularını yanıtlayan İhlas Kargo müşteri hizmetleri müdürü Selçuk Bir, "Teorik olarak adrese teslim, yani alıcı ismine gönderilen paketin yerine teslim edilmesi gerekir. Ama yoğun piyasalarda teori pek işlemiyor. Acelesi olduğunu, birini göndereceğini söyleyince arkadaşlar iyiniyet göstermişler" diyor. İhlas Kargo yetkilisine göre paketler, kargo teslimatında çalışanların tümü tarafından tanınan bir taşıyıcı tarafından alındığı için kimlik bilgisine bile gerek görülmemiş! Olaydan sonra taşıyıcı polis tarafından sorgulanmış. Ancak o da malı tanımadığı başka bir kişiye teslim ettiği için sonuca ulaşılamamış.
İhlas Kargo konu Yargı'ya intikal ettiği için şu anda herhangi bir ödeme yapmayı reddediyor. Ancak şube elemanları eğitime alınmışlar.
Yazara E-Posta: mtamer@milliyet.com.tr