O da bilmiyor. Atıyor.Forbes (Forbs okunuyor) Amerika'da yayımlanan aylık bir finans dergisidir. Dergi son sayısında dünyadaki 793 dolar milyarderinin listesini yayımladı. Halka açık şirket sahibi milyarderlerin servetlerini 13 Şubat 2006 kurları ve hisse senedi fiyatlarıyla hesaplamışlar. Halka açık şirketi olmayanları nasıl hesapladıklarını söylemiyorlar. Esasında halka açıkların sahiplerinin servetlerini hisse senedi fiyatlarına bakarak hesapladıkları da doğru değil. Ya doğru değil ya da hesap bilmiyorlar. Forbes'a göre Erol Sabancı'nın 1.3 milyar doları var. Ama Erol Sabancı'nın sadece Akbank ve Sabancı Holding'deki hisselerinin tutarı temiz bir 3.5 milyar dolardır. Para ve imanın kimde olduğunu kimse bilmiyorsa Forbes dergisi nereden biliyor? Halbuki Forbes Turgay Ciner'in (Sabah, atv) servetinin Erol Sabancı'nınkinden büyük olduğunu iddia ediyor. Erol Sabancı'nın 1.3 milyar dolarına karşılık Ciner'in 1.5 milyar doları varmış. Belki Türkçe Forbes'un sahibi olduğu için ona torpil yaptılar. Forbes'a göre 2003'te beş Türk milyarderi vardı. Bu sayı 2004'te altıya yükselmiş. 2005'te ise (sürprizzz!), 20'ye. Bu gazetenin de sahibi olanı Aydın Doğan 2005'te 1.6 milyar dolarla ilk
"Lütfen sualinizi sorun" dedi Saygıdeğer Nagasena."Sordum ya" dedi Kral Milinda."Cevaplandırdım ya" dedi Saygıdeğer Nagasena."Cavabınız neydi?" dedi Kral Milinda."Sorunuz neydi?" dedi Saygıdeğer Nagasena."Bir şey sormadım" dedi Kral Milinda."Bir cevap vermedim" dedi Saygıdeğer Nagasena.*****Ben Tanrı'yı hangi gözle görüyorsam Tanrı da beni o gözle görüyor.*****Bir başka sefer elinde yanan bir meşale, bana doğru gelen bir çocuk gördüm."Bu ışığı nerden getirdin?" diye sordum.Çocuk hemen meşaleyi söndürdü ve "Siz bana ışığın nereye gittiğini söyleyin, ben de nereden getirdiğimi söyleyeyim" dedi. *****Kolay olan doğru olandır dedi Chuang-Tzu. Doğru başlarsan, kolay. Doğru devam edersen, kolay. Kolay gitmenin doğru yolu doğru yolu unutmaktır, yolun kolay olduğunu unutmaktır.*****Çok temiz suda balık olmaz.*****Her gün iyi bir gündür.*****Düşünmek bilmekten ilginçtir ama bakmak kadar değil.*****İyi bir şey bile hiçlik kadar iyi değildir.*****Kâinata giden en açık yol yabani ormanın içinden geçendir.*****Bir balık yüzmek istediğinde istediği kadar yüzer ve su bitmez. Bir kuş uçmak istediğinde istediği kadar uçar ve gök bitmez. Bugüne kadar ne bir balık denizi bitirdi ne de göğün dışına
Bunlardan biri o zamanlar pek adı duyulmamış olan, saçları erken dökülmüş, kiloları elbiselerini zorlayan, köylü bir mühendisti. Süleyman Demirel. Rakipleri Demirel'i küçük düşürmek için Amerikalıların adamı olduğunu ve mason olduğu iddialarını yaydılar. Amerikalıların adamı olmak pek o kadar önemli değildi. Türkiye'nin tamamı Amerika'nın adamıydı, o Soğuk Savaş günlerinde. Ama masonluk ağır bir ithamdı. Masonların halk arasında çok kötü bir namı vardı. 1960 ihtilalinden sonra kurulan Adalet Partisi'nin ilk genel başkanı olan emekli General Ragıp Gümüşpala aniden ölünce yerine geçmek için amansız bir rekabet başladı. Demirel masondu. Masonluğunun ortaya çıkmasının ona genel başkanlık seçimleri kaybettirebileceğini biliyordu. Büyük masonlara başvurdu, mason olmadığına dair belge istedi. Bu talep masonlar arasında fırtınalar yarattı. Demirel'e istediği belgeyi vermezlerse aralarından birinin başbakan olmasını engelleyebilirlerdi. Verirlerse yalan söylemiş olacaklardı. Verdiler. Bu vermede Demirel'in başbakan olduktan sonra onlara yapacağı iyiliklere ağızlarının sulanmamış olduğunu varsaymamak mümkün değildir. Bazı masonlar bunu yutamadı. Bunlar azınlıktaydılar. Ayrıldılar ve bir
Merkez Bankası, Genelkurmay'ı saymayacak olursak, ülkenin en önemli kurumudur. Merkez bankaları söz konusu olduğunda uluslararası en iyi uygulama sürekliliktir. Bunun klasik örneği Alan Greenspan'dır. Birkaç hafta önce 80 yaşında emekliye ayrılan Greenspan, dört Amerikan başkanıyla çalıştı, 1987-2006 arasında beş kez art arda Amerikan Merkez Bankası FED başkanı seçildi.Soru ise şu:Serdengeçti'nin kusuru neydi ki görev süresi uzatılmadı?Yaşı ileri değil. Daha ellilerinde. Mütevazı, ketum, saygın, yanından skandalın fısıltısı geçmemiş klasik bir bankacı. Bilgisi, tecrübesi, aldığı sonuç mükemmel. Banka kadrosu arasında saygınlığı mükemmel. Yurtiçinde ve dışında itibarı mükemmel.Siz niçin bu adamı devam ettirmiyorsunuz kardeşim, kusuru ne? Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'inin görev süresinin uzatılmamasını değerlendirirken bilmemiz gereken bir gerçek ve sormamız gereken bir soru var: Halka açık aile şirketlerinde bile kilit mevkilere ahbap-akraba atanamazken siz ne cüretle Merkez Bankası'nın başına kendi ahbabınızı getiriyorsunuz? Merkez Bankası babanızın malı mı? Umarım Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer çarşamba günü ziyaretine gelen Devlet Bakanı Babacan'a bu soruları
Asırlık çam, çitlembik ve kestane ağaçlarıyla koru İstanbul'un ender büyük yeşil alanlarından biridir. Yirmi beş yıl kadar önce belediye korunun yarısını park haline getirdi. Bu arada bazı alanlar ağaçlardan temizlendi ve parka gelenlerin Boğaz'ı tepeden seyredebilmeleri için manzara yolları açıldı. Gel zaman git zaman, şehirde "Bir Milyon Ağaç" projesi başladı. Bir süre sonra fark ettik ki belediye ağaçları almış ama nereye dikilecekleri konusunda pek fazla kafa yormamıştı.Bir gün parka kamyonlardan çam fidanları boşaltıldığını gördüm. Koruda ağaç dikecek yer yoktu. Ama bir milyon fidan bir defa alınmıştı. Bir yerlere dikilecekti. Çamların bir bölümünü ağaçların altına, doğru dürüst büyüme ve serpilme imkânı bulamayacakları yerlere diktiler. Bir bölümüyle Boğaz manzarası seyredilsin diye boş bırakılan alanları doldurdular.Gel zaman git zaman çamlar büyüdü, manzarayı kapatmaya başladı. Şimdi "Boğaz'ın görülmesini engelliyor" diye kestirilmelerini bekliyoruz. İstanbul'un Anadolu yakasındaki Fethi Paşa Korusu Kuzguncuk'tan başlar Paşa Limanı'na kadar uzanır. Belediye beş yıl kadar önce parkı geceleyin aydınlatan rustik lambaları söktürüp yerine caddelerde gördüğümüz lambalardan
Boston'un merkezindeki trafiği rahatlatmak için 1959 yılında, viyadükler üzerinde, üç gidiş, üç geliş bir yol inşa edildi. Merkezi Arter olarak bilinen yolda araç sayısı günde 75.000 iken şehir rahattı. Sayı 200.000'e tırmanınca Bostonlular her gün on saat İstanbulluların köprü trafiğinden iyi tanıdıkları bir ıstırap yaşar oldular.Şehir sonunda sorunu yeraltında tünel yaparak halletmeye karar verdi.Yeryüzündeki altı kulvarlı yolun direkt altına sekiz ila 10 kulvarlı bir tünel inşa ediliyor. Yarısı yer altında olmak üzere, 259 kulvar kilometrelik kulvar yol yapılmakta. Massachusetts eyaletinin başkenti Boston'da 569.000 kişi yaşıyor. Gündüzleri çalışmak için şehre gelenlerle bu sayının bir buçuk milyona yaklaştığı tahmin ediliyor. Boston'daki proje, 1983'te, inşaatın çevreye yağacağı etkiyi tespit eden bir çalışmayla başladı. İstanbul Belediyesi'nden aldığım bilgiye göre bizde ÇED raporu denen bu şeye ihtiyaç yokmuş. "Metroda isteniyor tünellerde istenmiyor" dedi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanı Ahmet Faruk Yanardağ. Boston ÇED 1985'te kabul edildi. Kongre 1987'de projeye para ayırdı. Dizayn işleri 1988'de başladı. Bir yıl sonra ihaleler açıldı ve inşaat başladı.
(3) KKTC ekonomisi: KKTC limanları ve havaalanları uluslararası trafiğe kapalıdır. Kıbrıs bankaları dünyayla ilişkilerini Türkiye'deki bankalar üzerinden yapmak zorundalar. Bu sermayeyi pahalılaştırıyor, KKTC'nin rekabet gücünü azaltıyor. Türkiye dışında hiçbir devlet tarafından tanınmaması uluslararası arenada KKTC'nin korsan devlet muamelesi görmesine neden oluyor. Bu da yabancı sermaye yatırımlarını engelliyor.İzolasyonla devam ettiği sürece, "Kuzey Kıbrıs'ın nefes borusu Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti'nin kontrolünde kalacaktır" diyor işadamı Fikri Toros.Ekonomi Bakanı Derviş Deniz'e göre sorun, inşaat sektöründeki duraklama değil, son birkaç yılda yaratılan servetin tabana yayılmaması, yasal altyapının eksik olması. "İstatistikler bilinmiyor, ama alt gelir tabakalarının yaratılan servetten faydalanmadığını biliyoruz" diyor Deniz. "Ekonominin %70'i kayıt dışı." Deniz, ekonomik altyapıyı hazırlamak için hazirana kadar 22 yasanın geçirileceğini söyledi. Eksik olan tek şey yasal altyapı değil. KKTC'nin fiziki altyapısı sürdürülebilir bir kalkınma sürecini taşıyacak düzeyde değil. Elektrik hem kıt hem de olağanüstü pahalıdır. Rumlar elektrik vermese kesintiler hayatı felç edecek.
Güney'e gelen 2.5 milyon turistin yaklaşık % 10'u tatillerinin bir bölümünü Kuzey'de geçirmeye başladı. Türk tarafına gelen Rumlar gazinolarda, lokantalarda ve marketlerde para bırakır oldular. Her sabah Güney'e çalışmaya giden binlerce işçinin kazandığı aylık 20 milyon dolar KKTC'de büyük bir talep patlamasına yol açtı.Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Türkiye ve yerel hükümetin paralarıyla yapılan kamu harcamaları ekonomiyi ateşleyen bir başka unsur oldu. Türk ve Rum bölgeleri arasında üç yıl önce başlayan serbest dolaşım, 250.000 nüfuslu KKTC ekonomisine büyük para girişi sağladı. KKTC kurulduğundan bu yana hemen hemen kesintisiz iktidarda olan Ulusal Birlik Partisi (UBP), bir işadamının deyimiyle, "yozlaşmışlık, yolsuzluk, kördüğüm, antidemokrasi ve gayri adil düzen" ile eşdeğer hale gelmişti. UBP 2003'te seçimleri kaybetti. Oyların çoğu şimdi cumhurbaşkanı olan Mehmet Ali Talat'ın başkanlığındaki birleşme yanlısı Cumhuriyetçi Türk Partisi'ne gitti. CTP, Denktaş'ın oğlu Serdar'ın başkanlığındaki Demokrat Parti'yle koalisyon kurdu. Bünyesinde Maliye Bakanı Uzun ve Ekonomi Bakanı Derviş Deniz gibi pragmatik, piyasa dostu bakanlar barındıran hükümet ekonomik büyümeye uygun