Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan "Birinin eşinin başı örtülü diye layık olduğu yere getirmeyecek miyiz? Bu ayrımcılıktır. Bal gibi de getiririz" derken sadece Merkez Bankası Başkanı'nı kastetmiyordu. Cumhurbaşkanı olma ihtirası bağlamında kendini de kastediyordu."Eşim tesettürlü diye layık olduğum yere, Çankaya'ya çıkamayacak mıyım? Bal gibi çıkacağım!" Cumhurbaşkanı'nın süresi gelecek nisanda doluyor. Başbakan daha kamuoyuna Çankaya planını açıklamadı. Ama bazı kapalı sohbetlerde Atatürk'ün oturduğu evin arsasındaki köşke taşınmak niyetinde olduğunu açıkça söylediğini duydum. Merkez Bankası'na kimin başkan olacağı, cumhurbaşkanlığı seçiminde meydana gelecek büyük karşılaşma için AKP'nin Türk milletiyle yaptığı bir dostluk maçıdır. Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmaması için teknik bir neden yok. Ama ne iç ne dış konjonktür buna müsait. Lafı dolandırmaya gerek yok: Türkiye köktendinci kaynaktan gelen bir aileyi Atatürk'ün evinde görmeye hazır değildir. Türkiye'de cumhurbaşkanlığı törensel bir makam değildir. Cumhurbaşkanının özellikle atamalarda, yasaları karantinadan geçirmekte, ordu ile siviller arasında denge rolü oynamada büyük gücü var. Erdoğan cumhurbaşkanı olursa yürütmenin her iki kolu AKP'nin emrine girecek, cumhurbaşkanlığı hükümetin bir uzantısı ve takviyesi haline gelecek. AKP bugüne kadar nüfuz edemediği tek kurum olan orduyu da kemirmeye başlayacak. Başbakan niyetinin bu olmadığını ne kadar söylerse söylesin, ben dahil, çok kişi ona inanmayacak.Çünkü AKP'nin rejimle ilgili niyetleri tartışmalıdır. "Değiştim" ve "AKP bir merkez partisidir" retoriğinin dağıtmaya yetmediği bulutlar Başbakan'ın ve partisinin üzerinde gürüldemeye devam ediyor. Denge rolü Batı, Türkiye'de sosyal ve ekonomik açıdan başarılı, laik bir demokrasi istiyor. Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı, taşıdığı kriz ve rejim değişikliği potansiyeli açısından, bu proje için bir risktir. "Batı'ya da ne oluyor?" diye sormadan evvel birkaç sene önce Avusturya'da seçimleri kazanan yeni faşistlerin iktidarının nasıl engellendiğinin incelemesinde yarar var.Merkez Bankası krizi Erdoğan'ın doğru olanı yapma yerine, bedeli ne olursa olsun, canının istediğini yapma veya inançlarının buyruğunu yerine getirme eğilimini yenemediğini gösterdi. Aynı eğilimi cumhurbaşkanlığı seçiminde görmememiz için hiçbir neden yok. Çünkü bu defa söz konusu olan bir başkasının değil Başbakan'ın kendi ikbalidir. Doğru olan Bugüne kadar piyasalar Erdoğan'ın hatalarına sert reaksiyon göstermedi. Ama çekirgenin zıplama şansı sayısız değildir.Erdoğan Merkez Bankası konusunda içine düştüğü komik durumu cumhurbaşkanlığı seçiminde tekrarlayacaktır. Ama o zaman hiç kimsenin güleceğini sanmıyorum.Bu iş gözyaşları içinde sona erebilir. mmunir@milliyet.com.tr Çekirge...