Metin Toker

Metin Toker

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye Cumhuriyetinin ilk başbakanı İsmet İnönü, bu göreve tayin edildiğinde Ankara’da sahip olduğu bir ev yoktu. Ailesi ile birlikte Ankara İstasyonundaki devlete ayrılmış evlerden birinde oturuyordu. Bu sırada Çankaya sırtlarında satılık bir bağ evi bulmuş ve her zaman olduğu gibi Atatürk’ün maddi desteğiyle bunu satın almıştı. İsmet Paşa, görevine başlarken bu evin tamiri, daha doğrusu tadilatı yapılmaktaydı. Bağ evi iki katlı, küçük bir şeydi. Zaten İnönüler de mütevazı bir ev arıyorlardı. İki katı, 22 basamaklı bir merdiven birleştiriyordu.
22 basamak ne demek? İsmet Paşa 40, eşi Mevhibe Hanım henüz 27 yaşındaydı. Evin banyosu ile yatak odaları üst katta bulunuyordu. Ev, büyütülürken Atatürk, çok görkemli ve "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına layık" bir yemek odasına sahip olmasını istedi. Nitekim İstanbul’daki en iyi mobilyacıya sipariş edilen eşyaların da parasını kendisi verecekti. Bu değişiklik şöyle bir netice ortaya çıkardı: Aşağıdaki yemek odasının yüksekliği artırılınca, evin Paşalara ait üst kattaki yatak odası ve ötekiler altta kalıverdi. Fakat ne gam! Nihayet 6 basamaklık bir ek merdivenle farkı kapatmak kabildi.
Ama bu 6 basamak yok mu? İsmet Paşa’nın özellikle banyodan çıkıp, yatak odasına giderken ahlayıp, pufladığını ne kadar çok duymuşumdur. Basamakların üst ve alt tarafından tutunacak yerler vardı ve Başbakan onlara dayanmadan çıkmazdı. Eşi daha iyi durumda olduğundan Paşa’sını bekler ve koluna girerek kolay çıkmasına yardımcı olurdu. Anneanneleri o yaşlara geldiğinde bu işi torunları ona yapmaya çalıştılar. Anneanne de hayatının sonlarına doğru güçlükle onları çıkar olmuştu. Hele o 22 basamaklı alt kat merdiveni! Paşa da eşi de, ondan çok çektiler.

Bu, merdivenlerin Türkiye Başbakanlarına herhalde ilk oyunuydu. 1950’ye kadar başbakanlık Ulus’taki binasındaydı. Başbakanın makamına asansörle çıkılıyordu ve İsmet Paşa başbakanlıktan ayrıldığı 1937’de ancak 53 yaşını bulmuştu. Fakat 1961’de tekrar Başbakan olunca bugünkü başbakanlık binasının Ecevit’e de kabus olan merdivenleri - asansör yoktur - 77 yaşındaki İnönü’yü de - Ecevit henüz 77 yaşındadır - artık sızlandırıyordu. Ama o, sızlanmayı yüksek sesle yapmamayı tercih etti. Eve döndüğünde bu merdivenler yüzünden başbakanlığa girişini ve çıkışını nasıl kabus gibi gördüğünü orada itiraf ederdi.
Üstelik 1953’ten itibaren Anıtkabir’in merdivenleri, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanları için yeni bir tuzak oluşturmaz mı?
Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanları ile merdivenler Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinde birbirileriyle hiç uyuşmadılar.
***
Halbuki bu arada çoktan, dünyada asansör diye bir icat insan yaşamına kolaylık getirmişti. Hatta onu yürüyen merdivenler izlemişti. İsmet Paşa ile Ecevit’in arasındaki benzerlik, ikisinin de son başbakanlıklarını bu merdivenlerin üzerinde, kabus geçirir gibi geçirmiş olmalarıdır. Başka bir benzerlik, ilk başbakanlıklarında aynı merdivenlerden hiç yüksünmemiş bulunmalarıdır.
Belki ikisi de her şeyin hep aynı kalacağını düşünüyorlardı.