Gaflet, dalalet hatta hıyanet

7 Nisan 2012

“Beşiktaş, Tayfur Havutçu ile yeni bir hava yakalar” diye bekleyenler, sadece “hava” aldı. Bu takımın sorununun teknik, taktik olduğunu düşünmek doğrusu saflık olurdu. Bir takım içinde, gaflet, dalalet hatta hıyanet içinde bulunanlar olabileceğini sağolsun Almeida bir kez daha gösterdi. Türkiye’de ilk kez kırmızı kartla tanışan Hugo Almeida’nın, Süper Final öncesindeki bu hareketinin hangi suç kapsamına gireceğini, ne kadar ceza alacağını, PFDK değil, Beşiktaş Yönetimi karar vermeli. Egemen’in kırmızısı da tüm bunların üzerine tuz biber ekti. Kardemir Karabükspor, “sırat köprüsü”nden kurtarmanın verdiği özgüvenle Beşiktaş karşısında direndi, diklendi, 6 eksiğiyle “Ancak bu kadar olur” dedi. Bir teknik adamın, bir takıma ne kadar katkısı olacağını gösteren “Cesur Korkmaz”ı da “az zamanda çok ve büyük işler yaptığı” için tebrik etmek gerek.

Yazının Devamı

Süper hayal!

2 Nisan 2012

Samsunspor karşısında öyle bir Beşiktaş vardı ki, siyah ile beyaz gibi... Zaman zaman kaleci Ertuğrul’u milli yapan bir forvete karşılık, kaçırdıklarıyla “Çok şükür” dedirten bir Ekingho vardı sahada... Pozisyon var ama atan Samsun olduktan sonra Kartal’a ne faydası var? Acaba futbolcularda bir beklentide mi yok? Olan Şifo’ya oldu (!) Güvendiği karlara dağlar yağdı. Şimdi ayıkla pirincin taşını... Belki de Beşiktaş, kendisi gibi Mehmet Özdilek’in Antalyaspor’unu da yaktı. Ya da madalyonun diğer yanından bakarsak, Samsunspor’u kurtardı. Beşiktaş’tan bu kafayla Süper Final’de bir başarı beklemek de final... Yönetim, “Hocayı göndereceğiz” diye karnından konuşursa, taraftar da, “Bunların alayını sat” diye tempo tutarsa, Süper Final, Süper Hayal olarak tarihteki yerini alır.

Yazının Devamı

Yarın çok geç olabilir

27 Mart 2012

Beşiktaş, fiziksel olarak değil ama ruhen dağılmış durumda... Bu gerçek, şubat ayından bu yana ayan beyan ortada. Play-off’a katılmak, siyah-beyazlılar için yeterli mi? İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçına bakarsanız; yeter! Ama 34 haftada lig bitmiyor ki... Avrupa’ya gidecekler belli olmuyor ki... Futbolcular da haklı... Yeni bir yönetim gelmiş, hocanın defterinin dürüldüğü söylentileri var. Üstelik şimdiden gidecek oyuncuların listeleri çarşaf çarşaf açıklanıyor. Ben Fernandes’in yerine olsam, bu kadar kendimi sıkmazdım! Gençlerin takıma katılması tabii ki güzel... Ama bu, play-off’un garantilendiği bir anın hemen sonrasında olursa, futbolcu da “Demek ki bu bize yetiyor” diyerek kendilerini işte böyle koyverirler. Üstelik Carvalhal’in de bunları toparlayabilmesine imkan yok. İyisi mi, ya şimdiden hocayı gönderin, ya da arkasında durun. Yarın çok geç olabilir.

Yazının Devamı

Ya sadece ligde olsaydı...

20 Mart 2012

Bu Beşiktaş, sadece ligde oynasaydı ne olurdu? Galatasaray ile Fenerbahçe’nin bu kadar rahat kalacağını, Kartal’ın play-off için bu kadar ıkınıp sıkınacağını hiç zannetmiyorum. Bu Manisaspor’un Kartal’ın rakibi olamayacağını kabul edelim. Ama dün karşısında kim olursa olsun, özellikle ikinci yarıda, özellikle Quaresma’nın oyuna girdiği dakikadan sonra dayanabileceğini sanmıyorum. Fernandes’in büyük futbolcu olduğunu biliyorduk ama dün çok daha farklıydı. Hani, “Yeni gelen yönetim satar” diyorlar ya, Beşiktaş onu gönderir mi göndermez mi bilinmez ama satarken, “Fernandes’in yerini nasıl doldururuz?”u da çok düşünmesi gerek. Q7, hem kaportasını düzeltmiş, hem motoru sıfırlamış. Bu haliyle devam ederse play-off’ta çok can yakar.

Yazının Devamı

OTUR SIFIR!

16 Mart 2012

Carvalhal’in Beşiktaş’ı, Atletico Madrid karşısında “tarih yazılısı”ndan çaktı. Oysa ne hayalleri vardı. Bu turu geçip, Beşiktaş tarihinde UEFA Avrupa Ligi’nde ilk kez çeyrek final oynamak istiyordu. Ama hayal işte... Portekizli hoca, her şeye rağmen kazandı. Yönetime talip olduklarını söyleyenler, bundan sonra eğer onu değiştirecekse, ancak onu aşabilecek bir teknik adam getirmeli. Birincisi, en fazla 499 bin 999 euro alacak bir hoca bulmalı. En azından UEFA Avrupa Ligi’nde çeyrek finale çıkaracak bir teknik adam olmalı... Ve, her şeyden önemlisi, Guti gibi bir yıldıza Beşiktaş’ın büyüklüğünü öğretecek derecede yürekli, Fernandes’in burnunu sürte sürte adam edecek kadar maharetli, Quaresma gibi takıma ihanet eden bir vatandaşına, “Yürü git” diyebilecek kadar cesur bir isimle yola çıkmalı... Eğer tüm bu özellikleri bir arada bulunduran bir isim bulursanız da, alnınızdan öpmeli.

Yazının Devamı

Bu işte bir iş var

12 Mart 2012

30 Ocak’taki Kayserispor maçı size neyi ifade ediyor? Belki hiçbir şey... Ancak o tarihten bu yana Beşiktaş kaç karşılaşma kazanmış. Rakamla 1, yazıyla BİR... Beşiktaş gibi bir büyük takım, 8 lig maçından sadece bir galibiyet çıkarıyorsa, bunda bir iş var demektir. Bir bir eriyen Kartal, 1-1’lik Ordu beraberliğiyle bir puana “Eyvallah” diyorsa, sahadaki 1 numarasına şükretmeli. Rüştü’nün yediği goldeki Egemen anlaşmazlığını da bir anlık gaflet olarak görmeli. Dünü bir gol ve bir puanla geçiren Beşiktaş’ı tabii ki bir kalemde silemeyiz. Ama bir yandan da, perşembe günü için içimizdeki korkuyu seslendirmesek olmaz. Her şeye rağmen bir yudum umut da kalbimizin taa derinliklerinde...

Yazının Devamı

Al birini vur ötekine

5 Mart 2012

Beşiktaş savunmasında Egemen yoksa Sidnei var ya, korkma! Trabzonspor karşısında kurtarıcı olarak sahaya sürüldü, bordo-mavilileri kurtardı. Bu maçın faturasını sadece ona kesmek yanlış. Ancak, topyekün defans için bunu konuşursak; al birini, vur ötekine... Bordo-mavililer, play-off yolunda rakibini paçasından tutup aşağı çekti. Bu saatten sonra play-off’a girsen ne olur, girmesen ne olur zaten? Beş maç kalmış, şimdiden (Daha Galatasaray’ın bir maç eksiği var çünkü) 14 puan fark var. Bugün kazanırsa 17 olacak. 5 rakibini de yensen yetişemiyorsun. Böl ikiye, 8.5’tan 9... Yani play-off’ta Cim-Bom, 6 maçın 3’ünü kaybedecek, Beşiktaş ya da Trabzon da hepsini kazanacak. Ölme eşeğim ölme! Bilmem anlatabildim mi?

Yazının Devamı

Son adam faktörü

27 Şubat 2012

Beşiktaş için bir puan kazanç mıydı? Belki... Galatasaray için bir puan iyi miydi? Kesinlikle... Ama Kartal açısından bir de şöyle düşünün; şampiyonluktaki iki rakibin Fenerbahçe ve Trabzonspor mağlup olmuş, sen de en azından Cim-Bom’a yenilmemişsin. Offf, kaymaklı kadayıf! Ama son adam faktörünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüldü. Atan bir Elmander, kaçıran bir Almeida... Alın size fark! En yakın rakibine 9, Kartal’a 14 puan fark atan Galatasaray için bundan sonra ne denebilir? Rakiplerin gözüyle; bitime daha altı hafta var. Onların ağzından ise, kalan altı haftada ben bu farkı daha da açarım. “Bundan sonra sonuç ne olur?” kahinliği yerine, Cim-Bom’un bu sezon ligi alıp götüreceğini söylemek kehanet olmasa gerek.

Yazının Devamı