Uzun süren yarıştan sonra CHP İzmir İl Örgütü’nün patronu belli oldu. Seçimin sayısal detaylarını haberlerden geniş geniş okursunuz.
Ancak önemli olan, perde arkasında yaşananlar ve dahası bundan sonra ne olacağı...
Bu seçim süreci bundan sonrası için çok önemli şifreleri verdi. Onlara bakıp gelecek için bazı öngörülerde bulanabiliriz.
Ama önce kongre ile ilgili birkaç detaya değinmekte fayda var. Öncelikle başta genel merkez yöneticileri olmak üzere tüm partilileri tebrik etmek gerekiyor.
Çünkü çok uzun süre sonra ilk defa çarşaf liste ile seçime gidildi. Parti örgütünün istediği demokratik talep yerine getirilmiş oldu.
* * *
Aslında bu kongrede CHP’liler tüm Türkiye’ye önemli bir demokrasi dersi verdi.
Çünkü tam anlamıyla bir demokratik yarış yaşandı. Üç aday ciddi çalışmalar yürüttü.
Kazanamayan iki aday da azımsanamayacak oy oranına ulaştı. İkinci ve üçüncü adayın aldığı oyların toplamının kazanan adaya yakın olması parti içinde nasıl bir yarışın yaşandığını gösteriyor.
Bu demokratik yarışın diğer partilerde olmadığı bir gerçek.
Ülkeye demokrasi getirme iddiasındaki partilerin kendi içlerinde demokrasi örneği vermeleri inandırıcılıkları açısından son derece önemli.
Ayrıca yaşanan bu hararetli yarışa rağmen hemen hiç kavga çıkmaması, neredeyse bağırma çağırma bile olmaması eski alışkanlıkların bırakıldığını ve demokrasi kültürünün partide hakim olmaya başladığını gösteriyor.
Kongreye yapılacak en önemli eleştiri ise belki de yeri ile ilgili olabilir.
CHP İzmir’de iktidarda...
30 ilçe belediyesinin 28’inde CHP’li belediye başkanları var.
Büyükşehir Belediye Başkanı da CHP’li.
Milletvekili sayısı açısından bu parti birincilik kürsüsünde.
Hal böyleyken kongreyi 2 bin kişilik bir salonda yapmak bence yanlış oldu.
Oysa il kongreleri, partilerin gövde gösterisi yapacağı en iyi platform.
AK Parti, 10 bin kişilik salonda İl Kongresi’ni yapacakken CHP’nin onun beşte biri büyüklükte bir yere sıkışması, kolay kolay açıklanamaz.
* * *
Gelelim seçim öncesi ve kongrede yaşananların şifrelerine.
İzmir’de kimlerin kimin yanında olduğu, kimin için taraf olduğu belliydi. Ama Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tam anlamıyla tarafsız kaldı.
Bu yapısıyla çok uzun yıllar sonra CHP’de bir genel başkanın bir kongrede tarafsız kalabileceğini kanıtladı.
Ama yakın çevresine verdiği mesajların içeriği çok önemli. O mesajlar CHP’nin hem genelde hem de İzmir’de neler yaşayacağının ipuçlarını veriyor.
Kılıçdaroğlu partililerin, delegelerin isteğinin sandığa tam olarak yansımasını istiyordu. Öyle de oldu.
Aslında Kılıçdaroğlu’nun kendi hemşehrisi olan Tuncelilerin parti içinde etkin konumlarda yer almasını istemediği biliniyor.
Ancak İzmir’de parti örgütünün yoğun şekilde istemesi nedeniyle hemşehrisi Ali Engin’in aday olmasına ve kazanmasına hiç karışmadı.
Fakat Kılıçdaroğlu’nun kesin olarak istemediği bir durum var. O da partinin, özellikle İzmir’de tek bir yapının kontrolünde olmaması.
Aslında Kılıçdaroğlu’nun bu isteği de kısmen yerine geldi.
Çarşaf liste uygulaması nedeniyle rakip listelerden bazı isimler de listeyi delmeyi başardı.
Önümüzdeki süreçte bu yapının Temmuz ayında yapılacak CHP Kurultay’ına yansımaları olacak. O yansımaların da çıkan tabloya göre tam da Kılıçdaroğlu’nun istediği gibi olması bekleniyor.
Yani bu kongrenin asıl galibinin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz.