Suların neredeyse her daim dalgalı olduğu CHP İzmir örgütünde delege seçimleri tamamlanmak üzere.
Aşağı yukarı kimlerin kazandığı, kimlerin güç kaybettiği netleşti.
Yumrukların konuştuğu, sandıkların, listelerin kaçırıldığı yerler oldu.
Özellikle Konak’ta mahalle muhtarları ve meclis üyelerinin katıldığı tekme tokatlı kavgalar yaşandı.
Buca’da da ilçe yöneticileri ve bazı partililer tartaklandı.
Bornova’da AKP’ye kaydı olanların delege seçimlerine katılarak oy kullandığı iddia edildi.
Fakat en ilginci Poligon’da meydana geldi. Bu mahalleden gelen sonuçlara itiraz olunca İl Başkanı Tacettin Bayır’ın önünde sayım yeniden yapıldı.
Fakat sayılan listelerden üç adedinin sandıktan çıkma ihtimali yoktu. Çünkü bu listeler katlı değildi.
Listenin katlanmadan sandığa atılması mümkün olmadığı için de bu listelerin kayıtlı üyelerin oyu olmadığı, hile yapıldığı anlaşıldı.
Bütün bunlara rağmen İl Başkanı Tacettin Bayır, tarihin en sakin delege seçimlerini yaptıklarını açıkladı.
Aslında haklıydı da. Çünkü bu güne kadar silah patlamadan son bulan neredeyse hiçbir delege seçimi olamadığı için bu seferkiler “sükunet içinde geçti” denebilir.
* * *
Perde önünde bunlar yaşandı. Fakat asıl ilginç gelişmeler perde arkasında oldu.
İzmir’de delege seçimlerinden üstün olarak çıkan bir grup, CHP’nin Türkiye
siyasetini belirleme anlamında girişimlere başladı.
Bu çerçevede CHP TBMM Grup Başkan Vekili Muharrem İnce ile dirsek temasına geçildiği bilgisine ulaştım.
Geçen hafta gizlice İzmir’e gelen İnce bu grubun temsilcileri ile özel toplantılar yapmış.
Amaç ise partinin bugünkü genel yönetimini değiştirerek alternatif bir yapı oluşturmak.
Bu yapının Genel Başkan Adayı önerisi ise Muharrem İnce olacakmış.
İnce’nin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu karşıtlığı zaten biliniyor.
Yalova Milletvekili olan İnce, Balıkesir’e kadar önemli bir bölgede etkin.
İzmir, Aydın ve Manisa gibi bölgeleri de etkisine alıp genel başkanlığa yürümeyi düşündüğü ifade ediliyor.
Muharrem İnce’nin bir başka özelliği de partinin eski genel sekreteri Önder Sav’a yakın olması.
Bütün bu planın yolunda gitmemesi durumunda ise İzmir’deki etkili grubun Kemal Kılıçdaroğlu ile Genel Başkan Yardımcılıkları, Parti Meclisi ve Merkez Karar Yürütme Kurulu üyelikleri için pazarlığa oturacağı konuşuluyor.
İzmir’in 55 kurultay delegesi var. Çevre illere olan etkisi de düşünüldüğünde 100’ün üzerinde delegeyi yönlendirmeleri söz konusu.
Bu da elbette genel başkanın ve parti yönetiminin belirlenmesinde çok önemli bir güç.
* * *
Bütün bu senaryoların gerçekleşme şansının ne kadar olduğunu yıllardır CHP’de emek veren güvendiğim birkaç isime sordum.
“CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, birdenbire ‘İzmir’de Büyükşehir Belediyesi’ne aday olabilirim’ şeklinde neden açıklama yaptı sanıyorsun” cevabını aldım.
CHP İzmir örgütünde önemli gelişmeler yaşanıyor. Büyük bir ihtimalle İzmir teşkilatında bir grup, Ege’nin de gücünü arkasına alarak parti yönetiminin belirlenmesinde artık daha fazla söz sahibi olacak.
Bence de yıllardır yerelde CHP’nin bayrağını yere düşürmeyen İzmir teşkilatının parti içinde genel iktidarda daha fazla söz sahibi olması kadar doğal bir durum olamaz.
Ama mesele bu gücün temsilcilerinin doğru ata oynayıp oynamayacakları.
Bekleyip bunun sonucu da hep beraber göreceğiz.