Mustafa Yılmaz

Mustafa Yılmaz

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Yıl 1976. O zaman Yugoslavya’ya bağlı Hırvatistan’ın Hvar kentinde dünyanın en büyük moda etkinliklerinden biri düzenlenir.
O yıl bu etkinliğe Türkiye’den de ilk defa bir modacı davet edilir.
İtalya, Fransa, ABD gibi modanın merkezi olan ülkelerden dünyaca ünlü modacılar vardır.
Türk modacı, ekibiyle birlikte haftalarca çalıştıktan sonra birbirinden güzel kreasyonlar hazırlar.
Zagreb’e gidip kendisine ayrılan bölümde arkadaşlarıyla son hazırlıkları yapar.
Fakat salona girdiğinde ilginç bir durumu tespit eder. Katılımcı tüm ülkelerin bayrakları salonda sergilenirken Türk bayrağı yoktur.
Yetkililere nedenini sorar. Tatmin edici bir cevap alamaz. Bu şartlarda podyumda yer almayacağını açıklar.
Herkes çok şaşırır. Dünyanın en prestijli moda etkinliğinde böyle bir fırsat yakalayan bir Türk Modacı bayrak nedeniyle bu şansı elinin tersiyle itmektedir.
Fakat organizatörler olayın da fazla büyümesini istemezler. Türk modacıyı ikna etmek için, “Biz bulamadık, sizde varsa verin asalım“ derler.
* * *
Böyle bir duruma hazırlıklı olmayan Türk Modacı, bir saat müsaade ister. “Organizasyonun başlama saatine 30 dakika kalmıştır. Yarım saat bizim için erteleyin” der.
Kabul edilir. Bu arada dünyanın tüm ünlü modacıları ve onları izleyen basın mensupları durumdan haberdar olur.
Herkes hayretler içindedir. Bugüne kadar kimsenin aklına bile gelmeyecek bir kriz yaşanır.
Türk modacı ekibiyle birlikte kırmızı ve beyaz kumaşları işlemeye başlar.
Ortaya çıkaracakları bayrak dünyanın en iyi modacılarının önünde görücüye çıkacaktır.
Tam bir saat uğraşılar. Organizasyon yarım saat geç ama Türk bayrağıyla başlar.
Katılımcılar, başta bayrak olmak üzere Türk modacı ve ekibinin hazırladığı ürünleri ayakta alkışlar.
O gün dünyanın tüm önemli modacıları Türk Modacının ismini öğrenir. Dahası ciddi bir estetik gerektiren moda konusunda Türkiye’de de önemli işler yapıldığının tüm dünya farkına varır.
Türk modacı organizasyonun en başarılı modacısı seçilmekle kalmaz, kendisine kentin altın anahtarı verilir.
* * *
Huzur içinde Türkiye’ye dönen modacının kapısı 6 ay sonra postacı tarafından çalınır.
İtalya’dan özel bir mektup getirmiştir. Mektupta, Türk modacının dünyanın moda Oscar’ı olarak kabul edilen Gümüş Maske ödülüne layık görüldüğü yazmaktadır.
O modacı kim biliyor musunuz?
Bir İzmirli; Zühal Yorgancıoğlu.
Ege Magazin Gazetecileri Derneği İzmir’e çeşitli konularda katkıda bulunan kişileri yaşarken onurlandırmak amacıyla “İzmir’in Onurları” geceleri başlattı.
İlki ise geçenlerde Zühal Yorgancıoğlu için yapıldı. Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi fuaye alanında düzenlenen törene kalabalık bir davetli grubu katıldı.
Madam Z olarak bilinen ünlü modacıyla ilgili tanıtım filmi gösterildi. Ardından Yorgancıoğlu’nun imzasını taşıyan kıyafetler sergilendi.
Dernek Başkanı Mehmet Kurt’un sahneye davet ettiği Yorgancıoğlu ayakta alkışlandı.
Yukarıda aktardıklarımı o geceye katılanlara anlattı.
Hırvatistan’da dikip ünlü modacıların beğenisine sundukları bayrağı özenle sakladığını da ifade etti.
Böylece de dünyanın neredeyse tüm modaca otoriteleri tarafından da onaylanan dünyanın en estetik Türk bayrağının İzmir’de olduğu ortaya çıktı.
Daha da önemlisi Yorgancıoğlu’ndan, sadece moda ve estetikte değil nerede, ne şartta ve ne pahasına olursa olsun milli değerlerin her şeyin üstünde tutulması konusunda da alınacak dersler olduğu anlaşıldı.
NOT: Bu arada Zühal Yorgancıoğlu’nun ‘Doğu’nun Gizemi, Batı’nın Rüyası’ başlıklı moda tasarımı ve desen çalışmaları sergisi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde 31 Mayıs’a kadar gezilebilir. Ayrıca dünyanın en estetik Türk bayrağını görmek isteyenler de Yorgancıoğlu’na başvurabilir.