Mustafa Yılmaz

Mustafa Yılmaz

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Malum bugün 1 Mayıs İşçi Bayramı. Fakat Türkiye’de işçinin bayram yapacak hali var mı? Bir bakalım.
Ülkemizin her açıdan en gelişmiş, en çağdaş birkaç kentinden biri olan İzmir’den bazı rakamlar vermek sanırım durumu ortaya koyacaktır.
Türk-İş Ege Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakçı’ya İzmir’de işçilerin durumunu sordum.
Bugün bayram kutlayacak olan işçinin İzmir’deki vaziyeti şöyle:
Nüfusu 4 milyonu aşan İzmir’de kayıtlı olarak yaklaşık 750 bin çalışan var. Bunun yarısı oranında da kayıtsız çalışan olduğu tahmin ediliyor.
Sendikalı işçi sayısı ise sadece yüzde 6. Yani 50 bin kadar sendikalı şanslı işçi var.
Diğerlerinin durumu ise patronun iki dudağı arasında. İzmir’de kayıtlı 700 bin işçinin tüm çalışma koşullarına işveren karar veriyor.
Ne kadar ücret alacağından, işyerinin fiziki durumuna kadar tüm söz hakkı patronlarda.
* * *
Ama onlar yine de şanslı. Çünkü en azından her yıl birkaç hafta da olsa izinleri, işten kovulursalar da kıdem tazminatları var.
Taşeron denen sistemle çalışan işçiler de bu haklar da yok. İzmir’de 100 binin üzerinde işçinin bu şekilde çalıştığı biliniyor.
Bu işçiler yılda 11 ay çalıştırılıyor. Bir yıl dolmadan iş akitleri feshediliyor. Dolayısıyla bu insanlar İş Yasası’nda belirtilen hakların çoğundan yararlanamıyor.
Yılda bir hafta ücretli izin hakları bile yok. Bir yılı doldurmadıkları için kıdem tazminatına da hak kazanamıyorlar.
Sonuç olarak İzmir’de en az 100 bin kişi 140 yıldır tüm dünyada uygulanan en temel işçi haklarından bile yoksun.
Yol ve yemek dahil 700-1400 lira aylık ücret seviyesinde çalışan bu insanlar yine de evlerine, çocuklarına bir lokma ekmek götürebilmek için ağır şartlara boyun eğiyor.
* * *
İşin daha da acı yanı bu sömürü düzenine kamu kuruluşları da alet oluyor.
Taşeron sistem ağırlıklı olarak neredeyse tüm kamu kurumlarında uygulanıyor.
Yani devlet, işçisinin haklarının sömürülmesine sadece göz yummuyor, kendisi de bizzat sömürüyor.
Hemen hemen tüm bakanlıkların yanı sıra belediyelerde de taşeron işçiler çalıştırılıyor.
Belediyelerde işçiler lehine adım atmak isteyen belediye başkanları oldu.
Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’ne yazı yazan başkanlar, taşeron işçilere en azından yıllık ücretli izin hakkı verilmesi için onay istediler.
Bu onayı aldılar da. Tam taşeron işçilere müjde vereceklerdi ki, bu kez devreye Sayıştay girdi.
Sayıştay müfettişleri “olmaz, veremezsiniz” dedi. Bunu demekle de kalmadılar, “verirseniz şahsi zimmet çıkarırız” diye de eklediler.
Böylece köleliğin bir gömlek üstünde çalışan kamudaki taşeron işçilere verilmek istenen en küçük bir hak bile engellenmiş oldu.
İşin en doğrusu taşeron sisteminin kökten kaldırılmasıdır. Bu çağda emeğin üzerinden birilerine komisyon verilmesi kadar ilkel bir uygulama olamaz.
Ama bırakın kaldırmayı bu işçilere 5-10 günlük izni bile çok gören zihniyetlerin emekçilerin lehine düzenlemeler getirmeleri beklenemez.
E böyle bir ortamda da 1 Mayıs olsa olsa işçi için ‘hüznün bayramı’ olur.