Hani biz; “İzmir, Ankara’ya Hazine’ye her yıl 28 milyar liralık vergi göndermesine rağmen 6 milyar liralık bile yatırım yapılmıyor” diyorduk ya.
Hani biz; “Ankara kenti İzmir’den daha az vergi ödemesine rağmen İzmir’den daha fazla yatırım alıyor” diyorduk ya.
Hani biz; “Edirne, Tekirdağ, İstanbul, Bursa, Kocaeli, Bolu, Eskişehir, Konya, Adana, Urfa arasında otoyol yıllardır var. İzmir ile Ankara ve İstanbul arasında temeli daha yeni atıldı ve ne zaman biteceği bile tam olarak belli değil” diyorduk ya.
Hani biz; “Ankara ile Konya, Ankara ile Eskişehir arasında hızlı tren çalışırken, İzmir’den memleketin tek bir noktasına bile hızlı tren yok” diyorduk ya.
Hani biz; “TOKİ, nüfusu İzmir’in yarısı olan Bursa’da bile İzmir’den daha fazla konut yaptı” diyorduk ya.
Hani biz; “Özetle İzmir’e ‘üvey evlat’ muamelesi yapılıyor” diyorduk ya.
İşte bütün bu şikayetlerimizi en sonunda Ankara’dakiler duymuş galiba.
Önemli bir konuda bu kez İzmir’i es geçmemişler. “Birçok yatırımda İzmir’e haksızlık yapıyoruz, bari bu defa yapmayalım” demişler.
Bu önemli konu şu: Toplumsal olaylara gaz ve plastik cop ile müdahaleyi yeterli görmeyen Emniyet Genel Müdürlüğü, çelikten üretilen, katlandığında boyu 20 santimetre olan, 6 bin adet “demir cop” siparişi vermiş.
Portatif coplar, alüminyum ve çelikten üretiliyormuş.
İç içe geçebilen 3 metal aksamdan oluşan bu copların uzunluğu açıldığında yaklaşık 60 santimetreyi buluyormuş.
Emniyet Genel Müdürlüğü, farklı modelleri bulunan bu copların vurmalı, burgulu ve butonlu modellerin her birinden 2’şer bin adet sipariş etmiş.
Poliüretan olanlara göre çok daha dayanıklı olduğu belirtilen coplar, açılırken çıkardığı sesten dolayı karşısındaki kişide psikolojik etkiye neden oluyormuş ve bundan dolayı da tercih sebebiymiş.
Önemli bir ayrıntı daha var. Nasıl yapacaklar bilmiyorum ama copu kullanan güvenlik görevlileri müdahale sırasında kesinlikle ölüme neden olacak yerlere vurmayacaklarmış.
İşte bu önemli teknik malzemenin kullanılması, nasıl çalıştığının test edilmesi için üç pilot il seçilmiş.
Bu illerden biri de İzmir. Diğerleri de Ankara ve İstanbul.
Şayet bir haksızlık yapmazlarsa sipariş edilen 6 bin demir copun 2 bini İzmir’e gönderilecek ve burada denenecek demektir. O zaman da biz istediğimiz kadar “İzmir’e üvey evlat muamelesi yapılıyor” diyelim inandırıcı olamayız.
“Türkiye’nin 78 iline göndermediğimiz demir copları size gönderdik daha ne istiyorsunuz” derlerse sanırım verecek cevap bulamayız. Belki de İzmir’in makus talihini yenmesinde bu coplar dönüm noktası olacak.
Bir dahaki seçim döneminde belki de İzmir’e yapılan icraatlar sayılırken demir coplar büyük bir ihtimalle en üst sıralarda yer alacak.Umarım copla başlayan bu İzmir’i kayırma durumu bundan sonra da devam eder.
