Mustafa Yılmaz

Mustafa Yılmaz

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nihayet o gün geldi. Yarın CHP İzmir İl Örgütü’nde kongre var.

Partinin İzmir’deki patronun kim olacağı yarın belli olacak.

Şimdiye kadar adaylığını dört kişi açıkladı. Adaylığını ilk açıklayan isim Hasan Nebi oldu. Mevcut İl Başkanı Tacettin Bayır da ardından aday olduğunu eşinin de katıldığı bir toplantıyla duyurdu.

Ardından Ali Engin ve son olarak da Levent Eyipişiren de adaylıklarını ilan etti.

Partide hangi dinamiklerin kimi desteklediğini herkes biliyor. Benim burada tekrar etmem malumun ilanı olur.

Ama burada asıl herkesin merak ettiği ve irdelenmesi gereken durum genel merkezin tavrı.

Daha doğrusu Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun işaret parmağının yönü.

Bunun için partinin Ankara Söğütözü’ndeki genel merkezini çok kişi ziyaret etti.

Genel Başkan’ın odasında kalma süresinden anlamlar çıkarıldı. “Oda’da sen 10 dakika kaldım, ben yarım saat geçirdim” gibi tartışmalar yaşandı.

Fakat kimse istediği sonucu elde edemeden 550 kilometre geriye, İzmir’e döndü.

Ben de daha önce bu sütunlarda birkaç kez kendisinden aldığım bilgileri sizlerle paylaştığım Kılıçdaroğlu’nun yakınındaki danışmanlarından birine bu soruyu yönelttim.

Soruma önemli bir bilgi de vererek cevap verdi. Genel Başkan Kılıçdarooğlu’nu son olarak birkaç gün önce İzmir’de kendisine çok yakın bir grup ziyaret etmiş.

Yarın yapılacak kongrede nasıl davranmalarını gerektiğini açıkça sormuşlar.

Kılıçdaroğlu mesajını şu şekilde vermiş: “Benden, partiyi eski alışkanlıklarla yönetmemi beklemeyin. Bugüne kadar ne ilçe kongrelerinde ne de herhangi bir il kongresinde tek bir delegeyi arayıp, ‘şuna ya da buna oy verin’ demedim. Bundan sonra da demem.

Gençlik arkadaşım Ali Özcan İstanbul İl Başkanlığı için aday oldu kazanamadı. Hiç karışmadım, partililer kimi isterse onu seçti.

Ben, Baykal ve Sav’ın döneminde seçilen delegelerle tüzük kurultayına gidip, istediğim sonucu elde ettim.

Benim herhangi bir konumu kaybetme korkum yok. Parti içinde demokrasi istiyorum. Partililer kimi seçerse onunla çalışırız.

Zaten benim gündemim parti içi konular değil, iktidara gelmek için gerekli çalışmaları yapmaktır.”

Haberin Devamı

Ben de pek çok CHP delegesine genel başkanın kendilerini arayıp herhangi bir telkinde bulunup, bulunmadığını sordum.

“Eskiden olsaydı. Genel Başkan Deniz Baykal ve Önder Sav bizi defalarca aramıştı. Ama Kılıçdaroğlu bir kez bile aramadı” dediler.

CHP’de parti içi yönetim konusunda ciddi bir değişim yaşanıyor. Çok uzun yıllardır genel merkez talimatıyla hareket eden örgüt de doğal olarak büyük şaşkınlık yaşıyor.

Kim kazanırsa kazansın ilk kez genel başkanın gerçekten tarafsız olduğu bir kongre gerçekleşecek.

Aslında Kılıçdaroğlu’nun bu tavrı herkese örnek olmalı. Dahası CHP’de önemli bir zihniyet devriminin yaşandığını artık herkes anlamalı.

Ankara’daki genel başkan ‘tek adamlığa’ prim vermezken, hiç kimsenin hiçbir yerde ‘tek adam’ gibi davranmaya hakkı yok.