Bir yandan kadına karşı şiddet, tecavüz ve baskı haberleri, diğer yandan hem Güneydoğu’daki vatandaşlarımızın PKK teröründen kaçışıyla çıkan sosyal sorunlar, hem de Suriyeli göçmenlerle birlikte daha sık konuşmaya başladığımız entegrasyon problemi… Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tüm bu hayati meseleler ve çok daha fazlasıyla ilgileniyor. Esasen henüz 2011 yılında kurulan, yalnızca 5 yaşında olan bir bakanlık için hayli ağır yükler bunlar. Ama büyük bir gayretle çalışıyorlar, projeler geliştiriyorlar ve sorunları çözmeye gayret ediyorlar. Gayretleri ile birlikte bütçeleri de artıyor. Bu yıl 24,6 katrilyon ayrılmış bakanlığa, bu da geçen yıla oranla yüzde 35 artış demek.
Cuma sabahı Bakan Sema Ramazanoğlu ile Anadolu Hisarı’ndaki Sabancı Öğretmenevi’nde kahvaltılı bir toplantıda, bir grup gazeteci bir araya geldik. Hepimizi teker teker dinledi, sorularımızı yanıtladı. Gördüğüm kadarıyla göçmenler üzerine dertlenen, sorunlarıyla özel olarak ilgilenen bir bakan Ramazanoğlu. “Kurumsal çözüm aranmalı, göç yalnızca yeme-içme barınma değil” diyor. Bakanlık bünyesinde kurulan Göç Dairesi Başkanlığı’ndan bahsediyor. Verdiği rakamlar çok çarpıcı. Söylediğine göre bugün Türkiye’de annesi, babası ya da ikisini birden kaybetmiş 53 bin Suriyeli çocuk var ve hepsini kayıt altına alıyorlar.
Sema Ramazanoğlu’nun verdiği diğer önemli bilgiler ise şöyle: “Suriyeli çocukları okula yollamak için seferberlik başlattık. Arapça ve Kürtçe olarak ailelerle kontak kuruyoruz. Geçen yıl burada doğan bebek sayısı 150 bin. Bunlar Türkiye’nin bebekleri.” Bakanın açıkladığı diğer bir önemli bilgi ise Suriyeli kadınlara dil ve meslek eğitimlerinin başlayacak olması.
Suriyeli göçmenlerin yanı sıra kadınlar ve kız çocuklarının sorunları ile de ilgileniyor elbette bakanlık. Mesela kız çocuklarına ilköğretimde daha çok destek verip, okula gönderme oranlarını yükseltmeye çalışıyor. Bence kadınların iş hayatında önünü açacak en önemli değişikliklerden biri esnek çalışma saatleri.
Güneydoğu’da ev ev rehabilitasyon
Bakan’ın bizimle paylaştığı diğer bir gelişme ise Güneydoğu’da başlatılan çalışmalar. Zira bugün (cumartesi) Diyarbakır’a gidiyor bakan. 4 il ve 12 ilçede uygulanan, fikir babalığını Ak Parti’nin önemli isimleri eski bakanlar Ali Babacan ve Recep Akdağ’ın yaptığı proje kapsamında ev ev, kapı kapı dolaşılacak. Şimdiye kadar 600 hane ziyaret edilmiş, 5000 kişi ile de baş başa görüşülmüş. Her 3000 kişiye bir sosyal danışman sağlanacak ve terörden zarar görmüş bedenler kadar ruhlar da rehabilite edilmeye çalışılacak.
Dışişleri Bakanı’nın bilinmeyen yönleri
Geçtiğimiz Salı günü Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte küçük bir grup olarak Strasbourg’daydık. Malum Suriye meselesi etrafında dallanıp budaklanan birçok konu başlığının herhalde tek olumlu tarafı AB ile ilişkilerimizi yeniden hızlandırması oldu. Bu seyahatin siyasi yansımalarını Çarşamba günkü Milliyet’te okudunuz. Ben bu gün size Mevlüt Çavuşoğlu ile ilgili bambaşka birkaç yönü yazmak istiyorum…
Her şeyden önce büyük bir dil merakı var bakanın. İngilizcesinin ne kadar akıcı olduğunu biliyoruz ancak ben bu seyahatte Rusça ve Japoncasının da çok iyi olduğunu öğrendim. Hatta geçenlerde Ruslarla Antalya’da bir araya geldiğinde onlara kendi dillerinde hitap etmiş bakan. Almancası da ortanın üzeri seviye.
8 çocuklu bir ailede büyümüş. Biri hariç kardeşlerinin tümü Alanya’daymış. Dışişleri Bakanı olmak kolay değil, hele böyle bir dönemde. Neredeyse her gün başka bir ülkede Mevlüt Çavuşoğlu, ancak vakit bulduğunda yemek yapmayı çok sevdiğini, Anadolu Rock dinlediğini ve isminin de dedesinden geldiğini öğrendim. Bir de usta golfçülerle yarışacak kadar iyi golf oynadığını...
