Neden Hastalanırız?

10 Aralık 2019

Hastalıklar bedensel fonksiyonlarımızda bir şeylerin yanlış gittiği, beden her zaman yaptığı işi yapmayı başaramadığında ortaya çıkar. Bedenin çalışma sistematiğini değiştiren birçok şey vardır. Enfeksiyonlar, listenin başında yer alır. Vücuda bakteriler, virüsler ya da parazitler girdiği zaman bir enfeksiyon var demektir. Bedenin iş görme yeteneğini yavaşlatacak kadar geliştiklerinde hasta olma seviyesine gelmişiz demektir.

Dr. Scott Kwiatkowski, D.O, bedenimize giren oksijen seviyesini arttırarak enfeksiyona sebep olan bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlarla mücadele edebileceğimizi söyler. Bakteriler, hayvan hücrelerinden daha küçük ve daha ilkel olan tek hücreli ilkel organizmalardır. Daha az karmaşık bir DNA’ları vardır. Birçok bakteri vücutta doğal olarak bulunur. Bunlar bahçedeki otlar gibidir, nadiren sorun yaratırlar. Yeter ki aşırı çoğalmasınlar ya da olmamaları gereken bir yerde yetişmesinler. Bir diğer tür bakteriler, insanların içine her girişlerinde hastalığa neden olurlar. Bunlara patolojik bakteriler denir. Bakteriler, enerji sağlamak için oksijeni kullanıp kullanmadıklarına bağlı olarak farklı gruba ayrılırlar. Bazı bakteriler enerji üretmek için havayı

Yazının Devamı

Nefesle Zihinsel Arınma

2 Aralık 2019

Nefes çalışmaları çok daha önemli olmaya başladı ve sanırım önemli olmaya da devam edecek. Çünkü sadece nefes alarak kendimizi çok daha iyi hissetmek mümkün. Kapalı ve kısıtlı nefes modelleri sayesinde çoğu insan hava kapasitelerinin yalnızca küçük bir yüzdesini kullanabilmektedir. Nefes açılıp genişledikçe, sadece bedenin doğal iyileştirme kabiliyeti için daha fazla enerji ve destek sağlanmış olmaz, aynı zamanda iyilikleri alma ile yaşama kapasitesinde de büyük ölçüde artış olur.

Nefes alıp verme, açık ve akıcı olduğu ölçüde yaşamın akışı içinde oluruz. Doğulular, yaşam gücünün bedene girişinin başlıca yolunun nefesimiz olduğunu yüzyıllar önce keşfetmişlerdir.

Çalışmalarını paylaşmakta olduğum Transformal Nefesin fiziksel seviyesi kısıtlı nefesin açılmasıyla ilgiliyken, zihinsel ve duygusal seviyesi nefesin kısıtlanmasına sebep olan olumsuzları temizlemeye başlamakla ilgilidir. Zihinsel ve duygusal seviye, bilinçaltında travmaların ve olumsuzlukların iyileştirilmesi için etkin bir biçimde çalışmaktadır. Bu seviyenin nasıl işlediğini anlamak için zihni tanımak çok önemlidir.

Zihin, neyi, nasıl deneyimlediyse onu yansıtır. Zihni bu açıdan bir aynaya benzetebiliriz.

Yazının Devamı

Nefes Neden Önemli?

26 Kasım 2019

40 gün bir şeyler yemeden yaşantımızı sürdürebiliyoruz. 3 gün susuz yaşayabiliyoruz. Fakat nefes almadan ancak birkaç dakika dayanabiliyoruz! Bunları biliyor musunuz demeyeceğim. Çünkü zaten biliyorsunuz. Nefesin gücünü bilsek de ona gereken önemi göstermiyoruz. Odağımız hep başka şeyler de. Mesela, seramik, yağlı boya, heykel yaparak var olmaya çalışıyoruz. Sonrasında yaptığımız tablo, seramik ve heykelleri nereye koyacağımızı planlarken yeni travmalara merhaba diyoruz. Bazen de kuantum, enerji, Şamanizm vb. gibi her ne varsa kişisel gelişim furyasına katılarak kendimizi geliştiriyor, bol bol seyahate çıkarak yenilenmeye çalışıyoruz. Tüm bunlar sürekli bir şeylerin eksik olduğu konusunda ilham vererek bizi daha birçok aksiyona yönlendiriyor. Tek yapmadığımız, kendimiz olmak.

Sağ olsun, mevcut ekonomik yapı da kendimiz olmaya izin vermiyor. Her gün birçok şekilde daha güzel, daha hoş görünmemiz gerektiği hatırlatılarak bir sürü ürün satışa sunuluyor. Beni en çok şaşırtanı, çok güzel kadınları dahi estetik yaptırmaları gerektiğine ikna edebilmeleri. Nelerin yapılması gerektiği ya da nelerin öğrenilmesi gerektiği yerine kendimiz olmaya yatırım yapsak şu an yaşadığımız tüm

Yazının Devamı

Kısa Yol Arama

19 Kasım 2019

Bir kutlama neşe doludur, fakat uzun sürmez. Güneşin batışı muhteşemdir, fakat birden yok olur.

Başkalarının rahatsızlıklarına üzülürüz zira ileride benzer durumun bizim de başımıza geleceğini düşünmek telaşlandırır. Aynı şekilde birisinin başına güzel bir şey gelir, seviniriz. Aynı güzel şeylerin bizim de başımıza gelebileceğini düşünmek sevindiricidir.

Kıssadan hisse, yarın başımıza neler geleceğini bilemeyiz.

Bu yüzden de sadece mevcut duruma kızmak ya da sevinmek akıllıca olmaz. Mevcut duruma göre aksiyon alan kişi büyük resmi göremiyor demektir. Başına bir şey geldiğinde her şeyin değişebileceğini hatırlayabilen kişi ise büyük resmi görebilen, zeki kişidir.

Diyelim ki yazdıklarıma bakarak ‘’Aman boş ver’’ dediniz. Fakat ileride kalıcı olmayan durumlar mutlaka başınıza iş açacaktır. Bu son derece kaçınılmazdır. Her şey olup bittikten sonra ‘’ya evet hiçbir şey kalıcı değil’’, demek hiç de akılcı değildir. Çoğumuz bu gerçeği dikkate almadan hayatımızı sürdürüyoruz. Örneğin Şan şöhret konusu; Michael Jackson, Marilyn Monroe ve onun gibiler şan şöhretin işe yaramadığını bizzat deneyimleyerek çok acı bir şekilde öğrendiler. Bir şeylere sahip olmayı istemek yanlış

Yazının Devamı

Daha Az Yanılmak İçin!

11 Kasım 2019

Bugünkü yazımda zihnin önemli bir özelliğinden (*) bahsetmek istiyorum. Bu yazının içeriğini, günlük meditasyonlarınızda odaklanma konusu olarak ya da iyi niyetim hep kötüye kullanılıyor şeklinde şikayetleriniz varsa, iyi niyetinize ayar çekmek için kullanabilirsiniz. Hadi Başlıyoruz!

Zihin (akıl), dolu tarafı görme eğilimindedir. Zihin üçte biri boş olan bir bardak gördüğünde, bu bardağı içerisinde portakal suyu olmayan bir bardak, elleri boş olan bir kadın gördüğünde, elinde çiçek olmayan kadın, sarı bir çiçek gördüğünde, mavi renkte olmayan bir çiçek şeklinde tanımlamaz. Zihin, sarı çiçeği tanımladığında, çiçeğin rengini otomatik olarak diğer renklerden asimile eder, hatta çiçeği meydana getiren yaprak, polen, kök, sap vb. gibi birçok yapıyı otomatik olarak yok sayar.

Zihin, çiçek örneğindeki aynı asimilasyonu, insanlar için de yapar. İnsanları var olan doğasından asimile ederek sadece gördüklerine göre tanımlar. Bu

Yazının Devamı

Hayatı Güzelleştirmenin Yolu!

4 Kasım 2019

Zihin, sevebilmek için kendisine faydalı olması şartını arar. Bu mekanizma, dünyanın neresinde olursa olsun, her insan için aynıdır. Bu yüzden de çocukluğumuzda ihtiyaçlarımızı karşılayan anne ve babamıza sıkı sıkıya bağlanırız. Büyüdüğümüzde ihtiyaçlar çeşitlendiğinden bağlandığımız kaynaklar da çeşitlenir, bağlandığımız nesne ve insanların sayısı daha da artar. Zihnin, bu özelliğini hayatımızı daha da güzelleştirmek için kullanabiliriz.

Hayatımız en çok ne zaman güzelleşir?

Etrafımızda sevdiklerimiz olduğunda. Bundan şöyle bir sonuç çıkar; ayrım yapmadan sevebilmeyi başarırsak hayatımız kendiliğinden güzelleşecektir.

Bunun için, önce hayatımızdaki insanların ayrıldıkları grupları belirlemekle başlayalım. Hayatımızdaki insanlar, genel olarak üç gruba ayrılırlar. İlk grup, sevdiğimiz insanların bulunduğu gruptur, ikinci grup hiç tanımadığımız insanlardan oluşur. Genellikle bu gruba karşı bir şey hissetmeyiz. Birbirimizi anlamakta zorlandıklarımız üçüncü gruba girerler. Bu gruptakiler hayatımızdaki zor insanlardır. Zor insanlar genellikle bizden hoşlanmazlar, biz de onlardan.

Bu grupları oluşturan insanlar hep aynı kalmazlar, zaman zaman gruplar arası değişimler olur.

Yazının Devamı

Ya %100’ünü Bilmiyorsak

28 Ekim 2019

Neyi, ne kadar biliyorsak, ona uygun yaşarız. Bu yüzden de yanılgılarımız hiç bitmez. Bu durum, hiçbir şeyin tek başına var olamayacağı gerçeğini göz ardı etmekten kaynaklanır.

Örneğin basit bir masayı ele alalım. Aynı boyda dört uzun çubuk ve düz bir panelin çivilerle bir araya getirilmesi sonucu masa meydana gelir. Masayı oluşturan parçaları tek tek analiz ettiğinizde masa isminde bir parçaya rastlayamazsınız. Masa, beş parçadan oluşan grubun ismidir. Masa, beş parça olmadan var olamaz, masa ismi olmadan, beş parçanın birlikteliği olmaz. Bu yapı var olan her şey için geçerlidir. Bu yapıyı yok sayarsak yaşantımızdan negatif enerjiler eksik olmaz. Birkaç örnekle bu durumu size ispat etmek istiyorum.

Diyelim ki çok iyi menemen yapıyorsunuz. Arkadaşlarınıza menemen yaptınız ve hepsi de menemeni çok sevdi. Menemenin bu kadar lezzetli olmasında, sadece sizin el marifetiniz değil, yumurtlayan tavuk, tavuk ve tavuk yemi üreticisi ve bu firmalarda çalışan insanların da payı vardır. Menemeni oluşturan parçalardan birinin eksik olması, iskambil kağıdından yapılmış kule misali, menemenin başarısını sıfıra indirecektir.

İşte bu yüzden de zaman zaman hiçbir sebep yokken bir anda

Yazının Devamı

Bugünüm Huzurla Geçsin

22 Ekim 2019

Bir saniye içinde neler yaptığınız, bir dakikanızın nasıl geçeceğini, bir dakika içinde neler yaptığınız, 60 dakikanızın nasıl geçeceğini, 60 dakika içinde yaptıklarınız, 24 saatinizin nasıl geçeceğini, 24 saat içinde yaptıklarınız, bir ayınızın, bir ay içinde yaptıklarınız ise bir yılın nasıl geçeceğini belirler. Bu nasıl mı olur?

Öfkeyle geçen bir saniye öfkeyle geçen bir dakikaya, öfkeyle geçen bir dakika, keyifsiz geçen bir saate, keyifsiz geçen bir saat ise katlamalı olarak bir günün keyifsiz geçmesine sebep olur. Katlamalı etki nasıl mı olur?

Örneğin; ‘’Bugünüm huzurla geçsin’’ niyetiyle evden dışarıya çıktığınızda, park yerinde, aracınızı sıkıştıran araç sahibine ya da otobüse bindiğinizde boşluk olduğu halde ilerlemeyen adam/kadına hiddetlendiğinizde o günkü huzurunuzdan vazgeçmiş olursunuz. Hayat kalitenizi bozan insanlara sinirlenmekte haklı olsanız da, öfke hisleriyle dolu bir şekilde iş yerinize ulaştığınızda, kapıdaki güvenlik görevlisi, sinirli halinize maruz kalır ve bu şekilde güvenlik görevlisinin, sizi kaba ve kötü bir insan olarak tanımlamasına neden oluyorsunuz. Sabah evden işe gelirken bunun gibi huzurunuzu kaçıran daha birçok olay olur. Hepsi bir

Yazının Devamı