Birimiz hepimiz için!

11 Şubat 2020

‘’Canımız Neden Sıkılır?‘’ başlıklı yazımın içeriğinin anlaşılmadığına dair geri bildirimler geldiği için ‘’Birimiz Hepimiz için’’ başlıklı başka bir yazı daha yazmaya karar verdim. Önce yazıda bahsi geçen uygulamayı hatırlatmak istiyorum

‘’Şu an yakınınızda bulunan bir nesneye odaklanın. Bu nesneye verdiğiniz ismi temsil eden yapıyı fiziksel olarak nesne içinde bir yerde bulmaya çalışın.

Bulabildiniz mi? Maalesef bulamayacaksınız.

Şimdi ise, seçtiğiniz nesneyi meydana getiren her bir parçanın farklı isme sahip olduğunu farkındalığınıza getirin. Bu parçalardan herhangi birini seçin ve aynı şekilde ayrı bir fiziksel yapı olarak orada olup olmadığına bakın. Maalesef onu da bulamayacaksınız.’’

Bu uygulamanın meali ise şöyle; Diyelim ki seçtiğiniz nesne masa olsun. Şimdi ‘’Masayı’’ tek bir fiziksel yapı olarak bulmaya çalışın.

Bulabildiniz mi? Maalesef bulamayacaksınız. Çünkü ‘’masa’’ hiçbir zaman tek bir fiziksel yapı olarak var olmadı. Eşit uzunlukta

Yazının Devamı

Korkuyla olan savaşımız

2 Şubat 2020

Hayatımızı sürdürürken fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak zarar görmemek için elimizden ne geliyorsa onu yaparız. İnsanlardan, olaylardan kendimizi koruruz. Fakat yanı başımızda duran korkuyla ilgili çok bir şey yapmayız. Halbuki en çok da kendimizden korkarız. Çoğunlukla da bir şeyler olduğunda bir şeyleri yanlış yapmaktan ya da bir şeyleri yapamamaktan dolayı kendimize vereceğimiz zarardan korkarız. Bunun sebebi kendimizi az tanımış olmaktır. Kendimizi tamimiyle tanıdığımızda, kendimizle iyi bir ilişki içinde oluruz. Bu da sakinliği beraberinde getirecektir. Bu sakinlik keyif ve eğlenceye son vermek anlamına gelmez. Yine dans eder, eğleniriz. Aradaki tek fark içeriden gelen zorlayıcı bir dürtünün olmamasıdır. Gevezelik yapmaz, bir şeylerin altında bit yeniği aramayız. Çünkü iyi ya da kötü her ne oluyorsa gerçekte neler olduğunun farkındayızdır.

Sevgili Pema Chodrön’in “Herşey Darmadağın Olduğunda” isimli kitabında, korku ve korkunun bize yaptıklarını çok güzel anlatmış. İhtiyacım olduğunda bu bölümü tekrar tekrar

Yazının Devamı

Canımız neden sıkılır?

23 Ocak 2020

Ekonomist yazar Adam Brandenburger, ‘’Düşünce Tarzını değiştir, Görme Tarzını değiştir ‘’ başlıklı yazısında şunları yazmış.

‘’Dünyaya baktığımızda, sadece incelememeli, aynı zamanda kasten farklı bir bakış açısıyla incelemeliyiz. Devrimci yeni fikirler veya ürünlerin ortaya çıkması için farklı düşünmenin yanı sıra, farklı görmekte yer alır. Büyük yaratıcılar, yenilikçiler ve girişimciler dünyaya, çoğumuzun baktığından farklı bir şekilde bakarlar. Bu yüzden de diğer insanların kaçırdığı fırsatları daha rahat görürler. Amerikalı bir girişimci Robert Taylor, sabun çubuklarının bir kez paketlenmemiş ve banyolarda nasıl kullanıldığına daha yakından bakmaya karar verdi. Aksi halde lekesiz bir ortamda sabun tabağına odaklanarak, hoş olmayan bir sızıntı birikintisi gördü. Cevabın güzel bir pompa dağıtıcısında dağıtılan sıvı sabun olduğuna karar verdi’’

Bu yazıdan yola çıkarak diyebilirim ki, can sıkıntısı bir türlü yakanızı bırakmıyorsa, bunun sebebi dünyaya kasti olarak farklı bakış açısıyla bakmamaktır. Böyle bir içerikten bu noktaya nasıl geldin diye soracak olursanız, yanıt vermeden önce objektif ve sübjektif kavramlarının anlamını hatırlatmak istiyorum.

Sübjektif, olanı

Yazının Devamı

Her şey darmadağın olduğunda

15 Ocak 2020

Her şey darmadağın olduğunda, bizi kurtaracak tek şey kalpten bir bağlantıdır. Bu tarz bir bağlantıyı en yakın zamanda Avustralya’daki yangın sırasında deneyimledik. Birçok insan, canı pahasına da olsa ormandaki hayvanları kurtarmaya çalıştı. Hatta yangından bir önceki gün huzuru bozulduğu için komşusuyla tartışmış olmasına rağmen yangın başladıktan sonra bırakın huzuru, hayatı pahasına kendisini ateşin içine atmış insanlar olduğuna eminim.

Kalpten bir bağlantının, her şeyi bir anda değiştirme gücü vardır. Örneğin, özgüven geliştirmek için koçluk hizmeti alır, psikoterapiye gidersiniz, toplumu etkileyen büyük bir acı söz konusu olur, yıllardır ortaya çıkması için uğraştığınız özgüven birden yanı başınızda beliriverir. Özgüveni, yanı başınıza getiren şey şefkattir. Bu durumu en iyi anlatan diğer bir örnek annelerimizdir. Çocukluktan yetişkinliğe kadar annemizin çok güçlü olduğunu düşünürüz. Büyüyüp de hayata daha farklı bakmaya başladığımızda, birden o çok güçlü kadının korkuları olduğunu keşfederiz. Sizi bilmem ama annemin korkularının olduğunu fark ettiğimde çok şaşırmıştım. Hatta önceleri numara yaptığını dahi düşündüm. O zamanlar sahip olduğu özgüvenin gerisindeki asıl

Yazının Devamı

Yeni Yılda Yeni Bir Sen

7 Ocak 2020

Yeni yıl, yeni başlangıçlar için en elverişli dönemdir. Yeni yılın bu özelliği, her kültürde aynıdır. Filmler, radyo ve dergilerin hepsi yeni yıl yaklaştığında ‘’Yeni Bir Sen’' sloganıyla bu yapıyı desteklerler. ‘’Yeni Bir Sen’’ tüketim paketi, tıpkı ramazan aylarında sahurda ısıtıp ısıtıp yenen temcit pilavi misali her sene önümüze getirilir. (Temcit pilavı, kulağa özel bir tarifi olan bir pilavmış gibi gelse de aslında herhangi bir pilav temcit pilavı olabilir.)

’Yeni bir Sen’’ tüketici paketinin enteresan bir yönü daha vardır. ‘’Yeni bir Sen’’ kıyafet, takı, özel bakım, hobiler ve başarılarla güçlendirilse de, iki saat içinde içerideki güzellik ortaya çıkar ve böylece harcanan onca zaman, para, enerji ve iç güç boşa gitmiş olur. Peki, Tüketim paketinin güçlenmesine yardımcı olan kültürümüz, ailemiz, arkadaşlar ve çevremiz üzerinde deprem olsa tüketim pazarı çalışır mı?

Tabii ki Hayır… Bu gerçeği bilsek de ne yazık ki bildiğimizi ret ederiz. Birçok gerçeğin farkında olmamıza rağmen onlara uygun bir hayat sürdürmüyoruz. André Aciman, bu durumu enteresan bir şekilde açıklamış. Hoşuma gittiği için sizlerle paylaşmak istiyorum.

‘’Bir şeyi bilmek ve onu bilmeyi reddetmek

Yazının Devamı

Tek Bir Mum Karanlığı Aydınlatır

29 Aralık 2019

Yolda pusetinin içinde kıkırdayarak gülen bir bebek gördüğünüzde yüzünüzde bir gülümseme, kalp bölgenizde hoş bir hareket meydana gelir. Sadece ufak bir gülümsemenin yapabildikleri çok şaşırtıcıdır. Nasıl olduğunuzun enerjisi hem kendinizi hem de çevrenizi sürekli etkiler.

Aynı şekilde tek bir barışçıl düşünce ve ona uygun duygu ve hareketler sadece kendimizi değil yakın çevremizi de etkiler. Ve bu etki otomatik olarak gerçekleşir. 2020 yılında bu konuya el atmak isterim derseniz yazımı okumaya devam edin.

---Tüm sorunların kökeninde iletişimdeki ve ilişkideki zorluklar, güvensizlik, kaygı, huzursuzluk, nefret, odaklanamamak gibi nevrotik fanteziler, beklentiler, hayal kırıklıkları, şüpheler ve benzeri, zevk ve arzuya tutunan akıl (zihin) vardır. Peki, bunların kaynağı nedir?

Bunların kaynağı gerçeği yanlış algılamaktır. Her sebebin bir sonucu olduğu gibi gerçeği yanlış algılamanın bir sonucu vardır ve bu sonuç, son derece acı verici olabilir.

Yanlış algılar, spritüal teknikleri denerken dahi acıya sebep olur.

Yazının Devamı

Göğüs Nefesi Nasıldır?

24 Aralık 2019

Aşağıdaki sorulara ‘’EVET’’ yanıtı verdiyseniz büyük bir ihtimalle göğüs nefesi alıyorsunuzdur;

1. Elinizi göğüs kafesinizin ortasına koyduğunuzda sadece bedeninizin üst tarafı mı hareket ediyor?

2. Nefes alırken omuzlarınız yükseliyor mu?

3. Omuzlarınızda gerginlik hissettiniz mi?

Göğüs nefesi alanlar, çoğunlukla nefes alırken diyafram kası yerine sırt, boyun, çene gibi kaslarını kullanırlar. Bedenin üst kısmı ile karın kısmı gergin olur. Tam ve derin nefes almakta zorlanırlar. Yeterli zamanları olmadığından şikâyet ederler. Oksijen azlığı görülebilir. Stresle baş etmeye çalışmak, ideal kiloya ulaşmak için karın kaslarını kasmak gibi durumlar göğüs nefesine yöneltmiştir.

İki Transformal nefes® seansı sonrasında ters nefes almayı bırakmış olmama rağmen göğüs nefesi almaya devam ediyordum. Nefes alma modelim hızla nefes vererek hemen yeni bir nefes almaya yönelme şeklindeydi. Nefes seanslarıma devam ettikçe, deneyimlerim de değişti. Sonunda daha derin nefes almaya başladıkça enerjim daha da arttı. Yaratıcılığım arttı, gerçek gücümü fark ettim.

Peki, bu göğüs nefes modeline veda etmek için neler yapılabilir?

Öncelikle dar kıyafetlerinize veda edin. Karnınızı ge

Yazının Devamı

Doğru Nefes Alıyor Musun?

17 Aralık 2019

Doğru nefes alırken karın diyafram kasının hareketi ile dışarıya doğru, nefes verirken içeriye doğru hareket eder. Bunun tam tersi, nefes alırken karnın içeri doğru hareket etmesi ters nefes modelidir. Ters nefes alıp almadığınızı kontrol etmek için şunu yapabilirsiniz;

Kendinize rahat bir yer bulun ve oturun. Elinizi tam göğüs kafesinin orta kısmına koyarak nefes alın. Nefes alırken karnınız geriye çekilme eğiliminde ise ters nefes alıyorsunuz demektir.

Transformal Nefes® tekniğiyle tanışmadan önce ben de ters nefes alırdım. Yaşantın nasıldı diye soracak olursanız, pek kolay değildi diyebilirim. Yaşantım, adeta ters nefes modeline uyumlanmıştı.

Bir kere çok gergindim. Tek bir şeye odaklanmakta zorlanırdım. Çünkü aynı anda birkaç işi birden yapabilmenin mümkün olduğuna inanıyordum. Halbuki bu doğru değildi. Mümkün olmayan bir işi olur hale getirmenin gerisinde neler yatar? Tabii ki büyük bir iş gücü ve gerginlik. İşte ben tam olarak bunu deneyimliyordum.

Sürekli olarak yaptıklarımı ve yapacaklarımı gözden geçirirdim. Yapılması gerekenler rüyalarımda, araba kullanırken, arkadaşlarımla birlikteyken, telefonda konuşurken sürekli olarak aklıma gelirdi. Kontrol etmek, en

Yazının Devamı