Assos’un en güzel zamanları
Bahar aylarında, Kuzey Ege’nin en güzel zamanları başlarken size tavsiye edeceğim yerlerden biri hayran olduğum ve rehber olarak gezdirmekten müthiş zevk aldığım Assos. Bu bölgeyi bahar aylarında keşfetmenin keyfini yaşamanızı öneririm...
Bahar aylarıyla birlikte kim istemez ki alıp başını bir yerlere gitmeyi? Yaz sıcakları bastırmadan ve yazlıkçılar gelmeden Kuzey Ege’nin en güzel zamanları başlıyor şimdi. Benim bahar ayları için size önereceğim pek çok yer var. Bunlardan biri en sevdiğim, hayran olduğum ve rehber olarak gezdirmekten müthiş zevk aldığım Assos. Genelde yaz aylarında özellikle civardaki koy ve tesisler nedeniyle ilgi çeken ve sahil şeridinde denize girmek amaçlı gelinen bir bölge Assos ve civarı. Yaz aylarında bile suyu oldukça serin olan bu bölgeyi bahar aylarında keşfetmenin keyfini yaşamanızı öneririm.
Dağ kekiği ve limon kekiği almadan dönmeyin
Behramkale adıyla da bilinen Assos’a değişik yollardan ulaşabilirsiniz. Çanakkale, Edremit veya Ayvalık yönünden geliyorsanız anayoldan ayrılmadan Ayvacık’tan Behramkale’ye sapabilirsiniz. Ama farklı bir rotadan ilerlemek isterseniz, Çanakkale üzerinden geliyorsanız herhangi bir yerden sahil yoluna sapıp örneğin Kumburnu, Geyikli, Gülpınar üzerinden Behramkale’ye varabilirsiniz. Balıkesir ya da Ayvalık yönünden geliyorsanız Edremit’ten sonra Küçükkuyu’dan sahil yolunu seçin. Kuzey Ege’nin en güzel köşelerinden biri olan Biga Yarımadası’nda hangi yolu seçerseniz seçin muhteşem bir manzara ve doğanın eşliğinde ilerlersiniz.
Assos’a saptıktan bir müddet sonra antik sur duvarları ile kale tüm haşmetiyle karşınıza çıkacak. Eski bir Osmanlı Köprüsü’nün yanından geçtikten bir müddet sonra şehrin kurulduğu tepelerin eteklerinden köye varırsınız. Aracı park ettikten sonra bir süre yürümek gerek. Pek çok dükkanın yanı sıra, Ege kasabalarında ve ören yerlerinin yakınlarında olduğu gibi kendi ürettikleri ürünleri ve el işlerini sokaklara sermiş müşteri bekleyen esnaf ve halktan insanlarla karşılaşacaksınız. Her şeyi alabilirsiniz ama dağ kekiği ve limon kekiği almadan dönmeyin.
Bir soluklanmak, bir şeyler yemek içmek, ya da biraz dinlenmek isterseniz pek çok imkân var ören yerinin girişine ulaşana kadar. Köyün farklı mimarisi ilk bakışta ilginizi çekecek. Dükkânların, kahve ve diğer mekânların, yöre taşından yapılmış ilginç güzellikteki evlerin arasından yürüyerek ören yerinin girişine geldiğinizde I. Murat dönemine tarihlenen (14. yüzyıl) yapımında antik çağdan ve Bizans döneminden taşların kullanıldığı en eski Osmanlı camilerinden birini göreceksiniz. Camiden bugün yazlık tesislerin sıra sıra dizildiği Kadırga Koyu gözükür.
Athena Tapınağı’ndan manzara inanılmaz güzellikte
Caminin içinde ve dışında duvarlarda gemi resimleri göreceksiniz, Kadırga Koyu’nda gördükleri gemileri çizmiş insanlar oraya anlaşılan. Ören yerinin en yüksek kısmı olan Akropolis dediğimiz bölümündeki en güzel kalıntı Athena Tapınağı’dır. Athena Tapınağı Anadolu topraklarındaki tek Arkaik dönem Dor usulü tapınak örneğidir. Bu tapınak alanından manzara inanılmaz güzellikte. Burada durduğunuzda artık en tepedesiniz. Şehrin denize doğru uzanan eteklerinde diğer yerleşim yerleri var.
Antik bir liman kenti
Midilli (Lesbos) Adası’nın tam karşısında antik bir liman kentidir Assos. Ünlü filozof Aristoteles MÖ 348-345 yılları arasında burada kalmış ve ders vermiş, MS 56/57 yıllarında Aziz Paulus da yolculuğu sırasında buraya uğramıştır. Antik çağda Doğu ile Batı arasındaki kapılardan biri olan Assos’ta mermer lahitler üretilir ve gemilerle Batı’ya gönderilirdi. Şehrin mezarlık alanı (Nekropol) da çok ilginçtir. Aracınızla şehrin agorasının ve tiyatrosunun da önünden geçerek deniz kıyısındaki antik limana ulaşırsınız. Oldukça keyifli bir yerle karşı karşıya kalacaksınız. Limanın hemen yanında neredeyse denize sıfır birkaç otel ve restoran, dalgakıranı ve bazen hava coşarsa kıyıdaki binalara kadar duvarları döven dalgalar, hava soğuksa şömine ateşi eşliğinde sohbetler ile müthiş bir kaçamak sizi bekliyor.
