Bir masal diyarı

Yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği bölgelerimizden biri Kapadokya. Türk gezginlerin çok geç keşfettiği bu coğrafyada yapacak çok şey var.

Sonbaharın tüm cömertliğiyle sergilediği yüzlerce renk tonunun muhteşem bir şölene dönüştüğü yerdir Kapadokya. Dünyanın oluşumuna şahitlik ettiğiniz bir açık hava müzesi, bir masal diyarıdır. Yıllardır yabancı turistlerin en severek gezdikleri, Türk gezgininin ise çok geç keşfettiği coğrafyalardan biridir.

Güzel atlar ülkesi anlamına gelir Kapadokya ismi. Orta Anadolu’da Nevşehir, Kayseri, Niğde üçgeni içinde kalan, batısında Tuz Gölü, kuzeyinde Kızılırmak Nehri’nin yayı, doğuda Fırat Nehri, güneyde de Aladağlar’ın sınırlarını belirlediği 288 kilometre karelik alana yayılan Kapadokya oluşumunu Erciyes, Hasan ve Melendiz volkanik dağlarına borçludur.

Bu dağların milyonlarca yıl süren volkanik faaliyetleri sonucu bölge lav, tüf ve magmayla kaplanmış ve çeşitli oksitlerle karışık olan bu malzeme yüzyıllar boyunca katılaşarak; yer yer renkli, yumuşak, hafif ve kolay işlenebilir bir toprak haline dönüşmüştür. Volkanik tüf ve külle kaplanan arazinin üzerine bazalt ve andezit içeren lav sert bir tabaka meydana getirmiş. Yüzyıllarca yağmurun düşey, suların yatay, rüzgârın dönerek oluşturduğu erozyon hareketleri ve depremler bölgeye inanılmaz şekiller vermiştir.

Paleolitik çağdan günümüze kesintisiz bir tarih süreci gösteren bölge; Doğu’yu Batı’ya bağlayan “İpek Yolu” ve “Kral Yolu” gibi önemli yolların kesişme noktasında olması nedeniyle hem stratejik hem de ticari açıdan önemli bir merkez olmuştur. Hıristiyanlık döneminde münzevi hayatı seçen rahipler, keşişler için ideal bir ortam sağlayan bölge aynı zamanda Roma zulmünden kaçan Hıristiyanların da yeraltı şehirlerinde saklandıkları bölgelerden biriydi.

Balona bayılacaksınız!

Hava güzel ve mevsim normallerinde ise kaçırmamanız gereken bir başka şey de balonla Kapadokya’ya yukarıdan bakmak. Bayılacaksınız.

Kapadokya; sofralık ve şaraplık üzüm yetişmesi için en uygun imkanları sağlar ve Hitit’lerden bu yana şarap üretilir bölgede. Günümüzde de bu gelenek devam etmektedir. Bölgede pek çok yerde şarap tadımı yapmak mümkün.

Kapadokya mutfağı çevre şehirlerin ve burada yüzlerce yıl yaşamış halkların mutfaklarından oluşmuş ilginç bir mutfaktır. Kayalara oyulmuş mağara restoranlarda yemek yiyin, buralardaki gece eğlencelerine katılın. Kapadokya her geçen gün sunduğu kaliteli turizm servisleriyle gündeme taşınıyor. Özellikle son yıllarda açılan butik oteller ve restoranlar Kapadokya’nın güzelliğini gerçek anlamda keşfetmenize ve yaşamanıza yardımcı oluyor.

Ay ışığında bir başka güzel

Kapadokya her türlü gezgine hitap eden ender bölgelerden biridir Fotoğraf tutkunları için günün her saati sürprizlerle doludur. Kayalara oyulmuş sayısız kiliseleriyle tam bir şölen. Göreme Vadisi, Kaymaklı, Derinkuyu, Özkonak yeraltı şehirleri, Çavuşin, Paşabağ, Zelve, Güvercinlik, Dervent, Kızıl Vadi, Ihlara, Selime Köyü, Güzelyurt, Sinassos, Soğanlı, Uçhisar, Ortahisar, Ürgüp, Nevşehir, Gülşehir mutlaka görülmesi gerekenler listenizde olmalı. Doğru bir rota çizerseniz hepsini gezebilirsiniz. Kızılırmak’ın tüflü kızıl toprağı sayesinde binlerce yıldır süregelen çömlekçilik geleneği bugün özellikle Avanos bölgesinde hâlâ eski çağlardaki gibi devam ediyor. Avanos’u görmeden, çömlekçilere uğramadan, hatta çömlekçi çarkının başına geçip bir şeyler yapmaya gayret etmeden dönmeyin. Klasik turlarda olmayan vadilere (ama mutlaka yöreyi bilen profesyonellerle) uzanın. Doğanın elinden çıkan oyunlarla diliniz tutulacak. Kapadokya’da kaldığınız süre içinde dolunaya denk gelirseniz bir arabaya atlayıp gezmenizi öneririm. Ay ışığında Kapadokya bir başka güzeldir.