Doğanın kalbi İğneada

Longoz Ormanları’yla ünlü İğneada’yı mutlaka görülecekler listenize dahil ederek unutamayacağınız bir deneyim yaşayabilirsiniz.

Sonbahar yerini kışa bırakmadan tadını çıkarmanızı tavsiye edeceğim yerlerden biri İğneada. Kırklareli ili Demirköy ilçesine bağlı bir sahil beldesi burası. Büyük şehrin keşmekeşinden kaçıp doğa ve kültürle iç içe olabileceğiniz bir saklı cennet. İğneada, denizi, gölleri, longoz ormanlarıyla tam bir ekosistemler zinciri. Hiç duydunuz mu longoz ormanlarını? Longozlar bir çeşit orman ekosistemidir ve ‘subasar’ olarak da adlandırılırlar. Denize doğru akan derelerin taşıdığı kumlar kıyıda birikip set şeklinde dere ağzını kapatarak akarsuyun biriktiği yerde özel bir bölge oluşturmuş olur, tropikal ormanlara benzeyen bu bölgelere longoz denir. Longozlar ilkbahar ve kış aylarında su altında kalır, yaz ve sonbahar aylarında da sular biraz çekilir. Longoz ormanlarının ekosistem özelliklerini kaybetmemeleri için taban su seviyelerinin düşmemesi, bol suyun devamlı var olması gereklidir.

200’ün üzerinde kuş türü

Nadir rastlanan bu ekosistemler doğa ve fotoğraf tutkunları için tam bir cennet. Bazılarını belki ilk defa göreceğiniz dişbudak, kızılağaç gibi ağaç türleri, göl soğanı, su menekşesi gibi bitkiler, kara leylek ve balıkçıl gibi kuşların tercih ettikleri yerlerdir longoz ormanları. Doğal zenginliği bunlarla sınırlı değil elbette, kayın ve meşe ağaçları, 4 gölü, 500’ün üzerinde bitki, 46 canlı, 25 sürüngen, 50 memeli, 30 tatlı su balığı, 20 deniz balığı, 200’ün üzerinde kuş türüne ev sahipliği yapan İğneada longoz ormanları Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyüğü. Gitmişken Bulanık Dere Longozu, Saka Gölü Longozu ve özellikle de kuğuları ve yaban ördekleriyle Hamam Gölü ve longozu mutlaka görülmeli.

İğneada’da görülecek çok şey var. Ben deniz fenerlerini çok severim. Dünyada denize karası olan her yerde ve adalarda deniz fenerleri çeker beni. Türkiye’nin en batı ucunda yer alan deniz feneri İğneada’da bulunuyor. Denizden 44 metre yükseklikteki bu deniz fenerinin tam önünde çok güzel bir de plaj var.

Günübirlik turlar var

Beni İğneada’da en çok heyecanlandıran şey sıklıkla bahsedilmesi gerekirken hep ihmal edilen tarihi ve bu tarihe şahitlik etmiş olan Dupnisa Mağarası’dır. Trakya mağaralarla dolu bir bölge ve turizme açılmış olan tek mağara da Dupnisa Mağarası. Mağaranın iki katlı, Dolin, Kuru Mağara, Kız Mağarası isimli üç girişi var. İlk bölümü sularla dolu. Bulgaristan sınırındaki Rezve Deresi’nin kaynağı da bu mağarada doğuyor. Mağaranın ziyarete açılmış kısımları ışıklandırılmış. Göreceğiniz damla taş ve sarkıtlar birer doğa harikası. Yalnız henüz oluşmakta olan damla taş ve sarkıtlar ile çeşitli yarasaların doğal ortamlarını koruyabilmek adına mağaranın büyük bölümü kapalı tutuluyor. Ayrıca 15 Kasım-15 Mayıs arası mağara tamamen ziyarete kapalı. Pek çok turizm acentesi İğneada’ya konusunda uzman rehberlerle çok güzel günübirlik turlar düzenliyor. Bunlardan birine katılabilir ya da kendiniz de bölgeye gidebilirsiniz. Eğer profesyonel outdoorcu değilseniz bu tür yerlere mutlaka organize bir turla gitmekte fayda var. Doğa yürüyüşüne, kültür ve tarihle iç içe olmaya ve fotoğraf çekmeye doyacağınız bir gezi olacağından emin olun. Yemek için İğneada’da ve Demirköy’de birkaç seçenek var. Mağara önünde de bir şeyler atıştırmak için bir yer, piknik ve mangal için de mekân bulunduğunu hatırlatayım. Gecelemeyi planlarsanız İğneada otellerini öneririm.