En temiz havasıyla Rize
Rize’nin temiz hava açısından yaşanabilecek tek kent unvanını almasında bence eşsiz yaylalarının ve muhteşem bitki örtüsünün de katkı payı büyüktür. Özellikle dağcılık ve doğa yürüyüşleri için de sayısız olanak sunar
Türk Toraks Derneği, Türkiye’de son bir yılda yapılan ölçümlerde Rize haricindeki tüm illerde hava kirliliği yaşandığını, yalnızca Rize’de Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık açısından izin verdiği sınırın aşılmadığını, Türkiye’de temiz hava açısından yaşanabilecek tek kentin Rize olduğunu açıkladı.
Doğu Karadeniz sahil şeridinin sevdiğim uğrak yerlerinden biridir Rize. Yaylalara giderken pek çok kişinin durmadan geçip gittiği, genelde ihmal edilen bir şehirdir. Oysa biraz vakit ayırırsanız çok seveceğinize ve iyi ki durmuşum burada, iyi ki vakit geçirmişim diyeceğinize eminim.
Öncelikle Rize’nin tam merkezinde bulunan kale benim en sevdiğim mekânlardan biridir. Bizans döneminde restorasyon görmüş ve tarihi oldukça eskilere giden bir kale. Kale sistemi çok eski çağlardan kalma bir Anadolu geleneğidir. Dikkat edecek olursanız her şehrin bir kalesi vardır. Rize’nin merkezinde bulunan bu kale de iç kale olarak adlandırılan kısımdır. İç kale dediğimiz şehrin surlarının içinde bir tepeden tüm şehre hakim, hükümdarları ve şehri koruyan yapıdır. İç kaleyi çevreleyen ve kamu binalarının olduğu bir de alt kale bulunur normalde ama Rize’deki alt kale daha sonraki yerleşimler sırasında zaman içinde kaybolup gitmiştir. Kalede oturup bir çay için. Trabzon’dan gelip Hopa’ya giden sahil şeridinden ufka doğru uzanan Karadeniz’in eşsiz güzelliğine hayran kalacaksınız.
Bölgede yetişen bitki ve ağaçların bulunduğu Botanik Bahçesi’ni görüp orada bir çay içmeden, Rize Müzesi’ni ziyaret etmeden ve Rize’nin zengin mutfağını tatmadan, meşhur Rize bezlerinden almadan şehrin merkezinden ayrılmayın.
Rize’nin yaşanabilecek tek kent unvanını almasına neden olan ölçümlerde çıkan sonuçta bence eşsiz yaylalarının ve muhteşem bitki örtüsünün de katkı payı büyüktür.
Her bölgede farklı mimari
Doğa ve fotoğraf tutkunlarının olmazsa olmazıdır Rize. Özellikle dağcılık ve doğa yürüyüşleri için sayısız olanak sunar. Kaçkar (3937 m), Verçenik (3709 m), Pokut (3562 m), Altıparmak (3492 m) Doğu Karadeniz sıra dağlarının en önemli zirveleri.
Fırtına Vadisi’ni bilir misiniz? Dünyada koruma öncelikli 200 ekolojik bölgeden biridir, Kaçkarlar’dan gelen Fırtına ve Hala derelerinin oluşturduğu, Çamlıhemşin’den yukarıya doğru olan kısımdır ve Karadeniz’in bozulmamış ender yerlerindendir.
Pek çok suyun birleşe birleşe oluşturduğu bir doğa harikası olan Fırtına deresi, Ayder, Ovit, Pokut, Samistal, Palovit, Elevit, Verçenik gibi aklıma ilk gelen yaylalar eşsiz doğal güzellikleriyle doğa tutkunlarını bekler.
Palovit Şelalesi, Bulut Şelalesi, Gelintülü Şelalesi bölgedeki onlarca şelaleden yalnızca birkaçı. Hepsi sizi farklı bir dünyaya götürecek.
Buzul aşındırması ve biriktirmesi sonucu oluşan küçük alanlı göllerle doludur bölge. Benim en sevdiğim ve mutlaka görmenizi tavsiye ettiğim Kara Göl’dür. Tabii imkânınız ve vaktiniz varsa diğerlerini de görün.
Karadeniz’in her bölgesinde mimari de farklılıklar gösterir. Fırtına Vadisi’ndeki konaklar Fırtına Konakları diye anılırlar. Bu konaklar, 19. yüzyılın başlarında Almanya, Rusya ve Polonya’ya giden Çamlıhemşinlilerin, oralarda pastacılık ve fırıncılık öğrenip memlekete döndükten sonra yaptırdıkları, orada gördükleri evlerin benzerleridir.
Yine Fırtına Vadisi’nde bulunan Ortaçağ’dan günümüze gelen, gözetleme ve vadiyi koruma amaçlı yapılmış olup, kervansaray olarak da kullanılmış olan Zir Kale’yi, yol üzerindeki güzel Çinçiva Köyü’nü ve kitabesi olmayan ama 17. yüzyıla ait olduğu düşünülen Çinçiva Köprüsü’nü de mutlaka görün.
