Gizemli bir ada: Girit

Türkiye’den direkt uçuşlar başladığından beri ulaşım kolaylığı nedeniyle de bir cazibe merkezi haline gelen Girit, Akdeniz’in orta yerinde, hem tarihi hem de kültürel anlamda çok önemli bir kavşak olması nedeniyle, yüzyıllar boyu devamlı el değiştirmiş, pek çok kültüre ev sahipliği yapmıştır. Bunlar arasında Minos ve Miken uygarlıkları, Helenistik dönem, kent devletleri, Roma, Bizans, Endülüs Arapları, Venedik Cumhuriyeti, Osmanlı dönemleri hatta Alman işgali bile sayılabilir. Bu önemli kültürlerin geride bıraktıkları izleri, tat ve dokuları her adımınızda hissedersiniz bu gizemli adada. Kendine özgü müziği, giyim tarzı, çizmeleri ve bıçaklarıyla olduğu kadar, inanılmaz lezzetlere sahip mutfağıyla da ünlü bu adaya beş-altı gün zaman ayırmanızı öneririm.

Minoen kültürünün en önemli ören yerlerinden biri, dönemin dini ve yönetim merkezi olan, labirent diye de anılan Knossos’ta, Kral Minos’un çok katlı ve bir teknik mimari deha ürünü olan ilginç sarayı adanın en büyük hazinelerinden yalnızca biri.

Başkent Heraklion; ünlü Kornarou Meydanı, şehrin en yüksek tepesinde, taşında “Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm” yazan ünlü yazar Nikos Kazancakis’in mezarı, Mantinengo burçları, Elefteriou Venizelou Meydanı ve Morosini Çeşmesi, Defterdar Camii (Markus Kilisesi), Bembo Çeşmesi, şehir surları, Agios Titos Kilisesi ve Venedik Limanı ile buram buram tarih kokar.

Yeni binasında Minoen kültürüne ait muhteşem eserlere ev sahipliği yapan Heraklion Arkeoloji Müzesi’ndeki en ilginç eser, Girit’in ikinci büyük Minoen Sarayı’nın olduğu Phaestos’ta bulunan ve üzerindeki yazıları hâlâ okunamayan Phaestos diskidir.

Adada görecek ve gezilecek çok yer var. Örneğin verimli Messara Vadisi’nden geçerek ulaşılan, kanun tabelalarıyla tanınan ve Roma döneminde başkent olan Gortys, suyunun berraklığıyla meşhur, antik çağdaki limanı, bugünkü tatil beldesi Matala.

Retimno; limanı, müzesi, Venedik burcu, Loggia, Rimondi Çeşmesi, Kyrie Ton Angelon Kilisesi, Gazi Hüseyin Camii, şehir kapısı Porta Guora, Kara Musa Paşa Camii, tipik Türk ve Venedik evleri, Sultan İbrahim’in camiisinin bulunduğu Fortezza Kalesi ve rengarenk sokaklarıyla inanılmaz derecede çekici.

Hanya adanın en önemli merkezlerinden. Katedrali, kapalı çarşısı, Arkeoloji Müzesi, Venedik Limanı, Yalı Camii, Venedik tersaneleri, meydan kahveleriyle meşhur Splantzia Meydanı, çan kulesi ve minaresiyle ilginç bir görüntü oluşturan Agios Nikolaos kilisesi / Sultan Camii, Eleftherios Venizelos evi ve mezarı mutlaka görülmeli.

Muhteşem bir görüntü

Hanya’dan 7 km uzakta Souda Koyu’nda Girit’in en büyük doğal limanı olan Hanya’nın ticaret ve feribot limanının hemen tepesinde Girit’in en önemli şehir devletlerinden olan Aptera arkeolojik alanından limanın görüntüsü muhteşemdir. Aptera’dan sonra güneydoğu yönünde çınarların gölge sunduğu tavernalarında ve ballı yoğurduyla meşhur Vrises köyünde bir mola vermeyi ihmal etmeyin.