İdeal tatil beldesi

Ödüllü evleri, birbirinden güzel plajları, inci gibi koyları, zengin yeme - içme olanakları, özellikle kite sörfçülere hitap eden rüzgarıyla Akyaka ideal bir tatil beldesi.

Seneler önce büyük bir heyecanla Akyaka’ya gitmiştim. Yol boyunca yolun güzelliğinden ziyade beni bekleyen şey aklımı çeliyor ve heyecandan yerimde duramıyordum.

Türk arkeolojisinin en kıymetli isimlerinden Halet Çambel’in ve yine çok değerli gazeteci ve şair eşi Nail V. Çakırhan’ın Ağa Han Ödüllü evlerini görecektim. Otobüsten iner inmez soluğu o muhteşem evin önünde aldım. Eve varana kadar hatırladığım tek şey meydandaki asırlık çınar, evin önünde dilimin tutuluşu ve civardaki tüm evlerin ve bacalarının aynı şekilde oluşuydu.

Düşünsenize, hiçbir zaman mimarlık eğitimi almamış bir insan, gerekli el sanatını öğrenip geleneksel yöntemleri kullanarak muhteşem bir iş çıkarıp bir de üstüne dünyanın en prestijli mimarlık ödülünü kazanıyor. Sonrasında bir sürü ev yapıyor ve bugün Akyaka hâlâ, Nail Çakırhan’ın insana ve yöreye saygılı evleri sayesinde Gökova Körfezi’ne uzanan yeşil yamaçlardaki en güzel noktadır.

Görsel bir şölen

Akyaka ilginç konumu nedeniyle antik çağlardan beri yoğun yerleşim olan bir bölgedir. Bu yüzden özellikle kültür meraklıları için kalıntıları Gökova köyünden başlayan Idyma antik kenti biraz yürüyüş ve çaba gerektirse de görmeye değer yerlerden.

Filipinler’de Borakay, Afrika’da Zanzibar, Güney Amerika’da Brezilya kite sörfçüler için ne ifade ediyorsa bu coğrafyada da Akyaka bölgesi aynı şeyi ifade eder, yani bir kite sörf cennetidir. Her gün sabah 11.00-11.30 sıralarında düzenli batı rüzgarı esmeye başlar. Inshore denen, yani kıyıya doğru esen ve sizi açığa atmayan bu rüzgar özellikle yeni başlayan ve orta seviyedeki sörfçüler için idealdir. Azmak’ın Akyaka’ya bağlandığı noktada nehir yatağı gibi oluşmuş olan suda da iyi kite sörfçüler akrobatik yeteneklerini kullanarak gösteriler yaparlar. Her gün bir görsel şölen yaşanır tam bu noktada.

Doğal sit alanı olarak koruma altında bulunan Azmak mutlaka tekneyle gezmek hatta suya girmek için listeye alınması gereken yerlerden. Suları buz gibi ama aynı zamanda masası ve sandalyesi suda olan bir yerde yemek yeme keyfini de yaşayabileceğiniz ender noktalardan biridir burası. Tabii Azmak civarındaysanız Amazon denen ağaç ve sazlıklarla dolu bölgeyi de görmenizi öneririm.

Sakartepe Seyir Terası da en etkileyici yerlerden biridir. Gökova’ya buradan bakmak müthiştir.

Bir huzur noktası

Akyaka ve civarı ayrıca bisikletle gezmek, paddleboard yapmak hatta yelkencilik öğrenmek isteyenler için de ideal.

Ege’nin her yerinde olduğu gibi yeme - içme konusunda sıkıntı yaşamayacağınız bir yer burası. Konaklama için tatil dönemlerine denk gelen tarihlerde mutlaka rezervasyon yaptırın.

Akyaka’da her zaman hissettiğim bir şey de huzur duygusudur. Bunu yaşayınca siz de hissedeceksiniz.

Türkiye’de Mavi Tur geleneğini başlatan ve özellikle Ege’nin en önemli sırlarının anahtarı büyük ustaları, yani Halikarnas Balıkçısı, Sabahattin Eyüboğlu ve Azra Erhat’ı yolculuğunuz öncesinde okumanızı ya da kendilerini de bu yolculuğunuzda sizlere eşlik etmek üzere yanınıza almanızı öneririm.

Tekne turuna çıkılmalı

Karakterli bir sahil şeridine sahip olan Akyaka’da plajlar da aynı derecede güzel. Akyaka Plajı ve Akyaka ile Akbük arasında bulunan ve daha sakin, içinde de minik bir gölet olan Çınar Plajı benim favorilerim ve hararetle öneririm. Doğayla baş başa kalmak isteyenler de mutlaka Akçapınar’a gidip bir tekne turuna katılmalılar.

Pek çok koy ve bük de sizi bekliyor olacak. Mavi Yolculuk yapıyorsanız zaten bazılarını göreceksiniz ama kendiniz koylara gidecekseniz Akbük, Boncuk, Küfre, Albay ve Burun koyları ile Demir Bükü mutlaka görülmeli.