Nükhet Everi

Nükhet Everi

nukheteveri@yahoo.com

Tüm Yazıları

Beyaz kumu, berrak ve turkuaz rengi sularıyla Salda, Türkiye’nin en derin gölü. Burdur’un Yeşilova ilçesi sınırları içindeki Salda Gölü’nü ve tüm diğer doğa zenginliklerimizi geleceğe miras bırakmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor.

Son zamanlarda sosyal medyada en çok yapılan paylaşımlar Salda Gölü ile ilgili… Türkiye’nin Maldivleri diyorlar. Salda Gölü biz rehberlerin Batı Anadolu turlarında önemli bir duraktır aslında. Yıllar önce İstanbul’dan başlayıp Antalya’da biten turlarımızda Pamukkale ziyaretlerinin ardından duruma göre ya Acıpayam ya da Salda Gölü yolundan Antalya’ya giderdik. Çoğunlukla Salda Gölü güzel bir öğle yemeği molası durağıydı bizler için. Gölün güzelliğinden ve temizliğinden etkilenen misafirlerimizin hemen hepsi yemekten önce mutlaka göle girer ve çok mutlu olurlardı.

Haberin Devamı

Salda Gölü, herkesin coğrafya derslerinden de hatırlayacağı “Göller Bölgesi”nde bulunan göllerden biridir. Binlerce yıl önce jeolojik bir çökmeyle oluştuğu düşünülen bu göl denizden 1200 metre yükseklerde ve 44 kilometrekare yüzölçümüne sahiptir.

Türkiye’nin en temiz gölü olan Salda Gölü, 184 metre derinliğiyle dünyanın en derin üçüncü gölü unvanını taşırken Türkiye’nin de en derin tatlısu gölüdür. Çevresindeki bembeyaz kıyıların sırrı magnezyum. Gölün suyunun bazı cilt hastalıklarına iyi geldiği ve toprak yapısı nedeniyle de bazı hastalıkları tedavi edici özelliklere sahip olduğu bilim adamları tarafından onaylamıştır.

Birinci derece sit alanında bulunduğu ve aslında biraz da ters ve sapa bir noktada olması bozulmasını engellemiş ve mümkün olduğunca geciktirmiştir ama bu bozulmadığı anlamına gelmez elbette.

Salda Gölü’nde mavinin binbir tonu

İnanılmaz bir hazine

Türkiye’de de tüm dünyada olduğu gibi doğada pek çok kayıp yaşanıyor. Pek çok gölde su çekilmeleri ve kurumalar tespit edilmiş son yıllarda bilim adamları tarafından. Salda Gölü seviyesinde de son yıllarda birkaç metreyi bulan çekilmeler olmuş ve ne yazık ki devam da etmekteymiş. Değişen nehir sistemleri de var, artık coğrafyacılar Türkiye’de Fırat, Dicle ve Kızılırmak dışındaki nehirleri nehir sistemine dahil etmiyorlar. Yani anlayacağınız Türkiye’de doğa için tehlike çanları yıllardır çok kuvvetli çalıyor. Doğa koruması konusunda elimizden geleni yapmalı ve çok hassas davranmalıyız. Bunlar bizim geleceğe bırakacağımız mirasımız. İnanılmaz bir hazine. Salda Gölü’nün Maldivler diye adlandırılmasını da pek doğru bulmuyorum açık söylemek gerekirse. Coğrafya ana bilim dalı uzmanları da bana katılacaklardır. Göl, deniz ve okyanus kıyas kabul etmez. Maldivler Hint Okyanusu’nda bulunan adalardan oluşan bir yer.

Haberin Devamı

Salda Gölü’nün doğada sunduğu ve fotoğraflara yansıyan muhteşem mavi tonları bu benzetmenin asıl nedeni. Ama Maldivler’deki turistik alt yapı ve işletmelerin benzeri burada yok. İyi ki de yok. Yoksa gölün yok oluşu çok hızlanırdı.

Nesli tükenmekte olan balıklara, sayısız kuş türüne ve onlarca endemik bitkiye ev sahipliği yapan bu bölge için çok duyarlı olmak ve duyarlı davranmaktan başka çaremiz yok… Salda Gölü’nü ve tüm diğer doğa zenginliklerimizi geleceğe miras bırakmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Isparta, Denizli, Antalya gibi civar gezileriyle birleştirmek ve buraya da mutlaka uğramak isterseniz özel kamp alanlarında kamp yapabilir, gölün çevresinde yürüyebilir, bisiklete binebilir, eşsiz fotoğraflar çekebilirsiniz. Çok sayıda işletme olmaması (eski yıllarda sanki daha çoktu), çok büyük organizasyonların yapılmıyor olması oldukça olumlu gölün korunması açısından. Yüzmek isterseniz belirtmek isterim ki gölde yüzmek denizde yüzmeye benzemez ve çok daha tehlikelidir. Fazla açılmayın. Gölün suyu çok çabuk derinleşiyor ve ayağınızın altından kayıp giden çamur gibi bir toprak tabakasına sahip.