Mutlu insanların iştahı düzenlidir, fazla acıkmazlar ve kilo almazlar!
Günümüzde yapılan diyetlerin tek başına bir işe yaramadığı anlaşılmış durumda, gerçekten zayıflamak için psikoloğa da görünmek şart.
Artık bilimadamları şişmanlığın nedeni olarak stresi ve diğer psikolojik durumları yani beynimizi suçluyor, hatta biraz kilo fazlalığını faydalı buluyor. Günümüzde yapılan diyetlerin bir işe yaramadığı anlaşılmış durumda, zayıflamak için gerekli olan stres giderici psikolojik destekler, dengeli beslenme ve hareket.
Bizi şişmanlatan nedenlerin başında; aşırı stres, mali ve mesleki problemler, çocukluğumuzdaki psikolojik sorunlar, yalnızlık, başarısızlık, baskı altında olmak ve genetik faktörler var. Aşırı kiloluları tedavi eden doktorlar artık yağlar ve karbonhidratlarla ilgilenmiyor bile, onların hedefi iştahımızı düzenleyen hormonlar. Bu hormonların başında da mutluluk hormonu geliyor.
Sağlıklı olmanın şartı, mutluluk. Artist Goldie Hawn’a “Tekrar dünyaya gelseniz ne olmak isterdiniz?” diye sormuşlar, “Mutlu olmak isterim” diye cevap vermiş. Artık kilolu hastalarıma “Sizi üzen ne?” diye soruyorum. Kilolu olmak bir sonuç, nedenini ortadan kaldırmadan yani
Göz altları sağlık ve güzellik açısından önemlidir. Gözlerimiz sayesinde biz dış dünyayı görürken başkaları da bizim iç dünyamızı görür
Fransızların dediği gibi “Gözler bir sanat şaheseridir ancak onları gösteren çerçevesidir.” Gözleri çerçeveleyen göz kapakları ve kaşlardır.
Yaşlandıkça meydana gelen göz altında yağ birikimi (torbacıklar), kapak derisinde renk koyuluğu ve göz çevresi damarlarının genişlemesi sonucu göz altı morlukları oluşur.
Göz altı morluklarının
3 nedeni vardır:
1- Göz altı derisinde meydana gelen pigment (Cilt boya maddesi) artması2- Göz altı damarlarda genişleme ve kanın mor renginin ciltten görünmesi3- Göz altı torbacıklarının büyümesi sonucu meydana gelen gölgenin morluk olarak görülmesi
Göz altı ve çevresi morlukları bazı koyu derili ırklarda daha sık görülür. Hamilelik esnasında da deri de lekeler oluştuğu gibi göz etrafında da morluklar oluşabilir. Bazı hastalıklarda da göz altı morlukları oluşur. Bu hastalıklar: kalp ve dolaşım bozuklukları, karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları, guatr, bazı kan hastalıkları, K Vitamini eksikliği ve böbrek üstü rahatsızlıklarıdır.
Sarkık göğüsler estetik değildir. Bu sarkmanın nedeni emzirme, kilo kaybı veya bağ dokusunun doğuştan zayıflığı olabilir
Şimdiye kadar uygulanan cerrahi göğüs kaldırma yöntemlerinde meme dokusu dikişlerle büzülmekte fakat ameliyattan sonra zamanla tekrar sarkma
olmakta. İçeriden destek koymadan hiçbir meme dokusu aynen bir sütyen gibi toplanıp güçlendirilemez.
Titanyum iç sütyen ameliyatı esnasında cilt altına yerleştirilen titanyum içeren cerrahi kumaş, kaburgalara ve göğüs adalesine dikilerek memelerin sarkmadan yukarıda kalması sağlanır. Bu iç sütyen sayesinde meme dokusu torba gibi bir araya toplanır ve sarkmaya sebep olan gevşeklik ortadan kalkar. Her ne kadar bu yöntem 7-8 yıldır uygulansa da ilk ameliyat olan hastaların göğüsleri halen ilk günkü şekillerini korudukları için başarının kalıcı olacağına inanıyoruz.
Titanyum inert, bir maden yani vücut bu maddeye karşı herhangi bir reaksiyon göstermez, sertleşme ve enfeksiyonlar meydana gelmez. Günümüzde titanyum modern tıpta başarıyla kullanılmakta. Bundan 15-20 yıl önce titanyum askeri amaçlarla, füze ve uzay araçları üretimde kullanılıyordu, doktorlara malzeme kalmıyordu. Daha sonraları soğuk savaş sona erdiğinde
First Lady Betty Ford ve Angelina Jolie, meme kanserine karşı aldıkları tavırla birer kahraman bence. Özellikle Jolie’nin mastektomi ameliyatı, pek çok kadını cesaretlendirdi
Tarihte ilk defa bir kadın, zamanın Amerikan başkanının eşi Betty Ford, 1974 yılında kendi meme kanseri hakkında basına konuştu ve bütün memesi yerine ilk defa kanserli bölgenin çıkartıldığından bahsetti. Bundan yaklaşık 40 sene sonra bir diğer ünlü kadın, dünyanın en güzel kadınlarından biri Angelina Jolie kanser riski oluşturan gen taşıdığı için memelerine koruyucu mastektomi (memenin içini boşaltma ameliyatı) yaptırdığını açıkladı. Bu iki kadın, meme cerrahı olarak saygı duyduğum kahramanlar. Betty Ford, 2011 yılına kadar hayatta kaldı ve 93 yaşında kanser dışı nedenlerden hayatını kaybetti. Bazı psikologlara göre, Angelina Jolie ise oynadığı “Laura Croft”, “Salt” ve diğer savaşçı kadın rolleri etkisiyle daha cesur düşünüyor.
Göğüslerini boşalttırdı
“Meme Kanseri Savaşları” adlı kitabı yazan tıp tarihçisi Barron Lerner, Angelina için “Jandark’tan sonra gelmiş geçmiş en kahraman kadın” tabirini kullanır. Biz meme kanseriyle uğraşan cerrahlar, Jolie’nin ailesinde sıklıkla meme kanseri olan ve
Kadınlarda rahim ağızı kanserine neden olan Human Papilloma Virus (HPV) aşısı, şimdi erkekleri de koruyacak. Araştırmalar, kadınların taşıyıcı, erkeklerinse kanser olduğunu gösteriyor
Bu virüsün erkeklerde, özellikle homoseksüellerde anal kansere neden olduğu ve oral seks seven erkeklerde de penis, gırtlak ve ağız kanserlerine yol açtığı sonucuna varan doktorlar, aşıyı genç erkeklere de uyguluyor.
Erkekler, cinsel tercihleri ne olursa olsun, mutlaka hayatlarının bir döneminde HP virüsüyle tanışıyor ve belki de kanser oluyor. Sadece kadınların aşılanması, adil olmayan ve sosyal sorumluluktan uzak bir yaklaşım. Ayrıca bütün kanserlerin yüzde 5’inin HP virüsü sonucu olduğu düşünülürse yine erkekler ateşe atılıyor. Michael Douglas örneğinde olduğu gibi kadın hasta olmayan taşıyıcı, erkekse kanser kapan rolünde.
100’den fazla çeşidi var
Bu virüs sonucu dil, ağız içi, bademcik, gırtlak, penis ve anal bölgede kanserler oluşur. Bazen de genital bölgede hoş olmayan siğiller meydana gelir. İngiliz bilimadamı Mark Lawton, özellikle homoseksüellerin bu aşıdan faydalanacağını belirtiyor. Bunun ispatı, aşılanmış kızlarda genital bölgede siğil denen çıkıntıların meydana
Yaşlılıkta meydana gelen kırışıklıkları ve akne izlerini tamamen veya kısmen gidermekte fenolle yapılan kimyasal soyulma en etkili yöntem
Geçenlerde Arjantin’de yapılan bir estetik kongresinde katılımcı doktorlara güzel görünmenin şartı sorulduğunda verdikleri cevap, “Yüz derisi gençliği” oldu. Lekesiz ve kırışıksız bir yüz kadınları daha genç gösterir. Hiçbir yüz germe ameliyatı tek başına yüz derinizin kalitesini düzeltip sizi daha genç göstermez. Bizde bu nedenle her yüzünü gerdiğimiz hastaya cilt gençleştirmesi uygularız.
Eğer yaşlanmış ve kırışık bir cilde sahipseniz size en çok faydalı olacak, fenolle yapılan kimyasal soyulma (Exoderm) yöntemidir. Bu tedaviyle yaşlanmış cildiniz adeta bir maske gibi düşüp yerine kırışıksız ve çok daha genç olan bir deri (bebek derisi) gelir.
Deriyi alevle yakarlardı
Tarihte Orta Asya’da Türklerin gözlerini deri parçalarıyla kapatıp alevle yüzlerini yaktıkları ve bu sayede gençleşme sağladıkları bilinir. Bu, günümüzdeki lazer uygulamalarına benzer bir yöntem. I. Dünya Savaşı’nda kullanılan kimyasal silahlardan hayatta kalan askerlerin evlerine genç bir yüzle dönmeleri sadece karılarının değil doktorların da dikkatini çekti,
Estetik cerrahi ameliyatlarına ilginin artmasında medyanın rolü büyük. Bu rol bazen olumsuz yönde de olabiliyor
Ben çocukken 60 yaşına gelmemiş babaannemin yüzünün kırışıklıklarla dolu olduğunu hatırlarım. Annem aynı yaşa geldiğindeyse yüzüne bakar, kremler sürerdi. Hâlâ güzeldi. Onun yüzündeki kırışıklıklar ve sarkma çok daha azdı. Bugünse 60 yaşındaki bir kadın, yüzündeki kırışıkları kabul etmiyor ve onları ortadan kaldırmak veya en azından azaltmak için uğraşıyor.
2013 yılında eskiden doğal kabul edilen sarkma ve kırışıklıklar günümüzde yaşlanma belirtisi sayılıyor, giderilmeye çalışılıyor. Estetik cerrahi ameliyatlarına olan ilginin artmasında televizyon ve gazetelerin de rolü büyük. Ancak unutulmamalı ki, medya reyting peşindedir ve bu nedenle yayınlarında ciddi olmayan doktorlara da yer verir.
Televizyonlarda 16 yaşındaki kızlara göğüs ameliyatları yapılıyor, 15 yaşındakilere botoks ve dolgu maddesi enjekte ediliyor. Amerika’da aileler liseyi bitiren oğullarına otomobil, kızlarınaysa silikon protezle göğüs büyütme ameliyatı sunuyor.
Günümüzde estetik ameliyatlar medyanın organize ettiği bir güzellik (!) devrimi. Fakat sosyologların dediği gibi her
Meme kanseri yüzünden ameliyat olan ve meme başı koruyucu teknik uygulanan hastalara yeni bir umut doğdu. Intra Operatif Radyoterapi (IORT) yöntemiyle ameliyat esnasında uygulanan tek dozla ışın tedavisi tamamlanabiliyor
Meme kanseri tedavisinde radyoterapi senelerdir uygulanıyor. Eski yöntemlerde haftalarca, hatta aylarca radyoterapi uygulanırken yeni yöntemde ameliyat esnasında verilen tek doz ışın yeterli. Bu sayede artık hastanın kalbi, akciğeri ve derisinde tedavisi zor sorunlar oluşmuyor. Hasta, radyoterapi tedavisi görebilmek için günlerce hastaneye gidip gelmek durumunda da kalmıyor.
Tek doz ışınlama yeterli
Bu yöntemde sağlam dokular tamamen korunuyor ve tedavinin tümü ameliyat sırasında tamamlanıyor. Şimdiye kadar meydana gelmiş bir yan etkisi de yok. IORT uygulaması sırasında verilen ışın, akciğer ya da kalp gibi diğer organlara kesinlikle zarar vermiyor. Eskiden radyoterapi sırasında ciltte meydana gelen kızarıklık, soyulma ya da renk değişimi gibi sorunlar da IORT sonrası yaşanmıyor.
Bu yöntemi Türkiye’ye getiren ve ülkemizde uygulayan ilk doktor Nuran Beşe’ye göre bu yöntemin en büyük avantajı, hastaya gereken ışını bir defada verebilmek. Özellikle meme