Sezon başındayız, futbolcuların çoğu hazır durumda değil. Buna rağmen zorlu rakiplerle her hafta iki maç oynuyorsun. Salı günü Olimpija gibi zor bir takımla oynadın, cumartesi ise Türkiye’nin dördüncü büyüğüyle puan mücadelesine çıkıyorsun...
Önce şunu söyleyeyim, Galatasaray kendi sahasında hangi takımla oynarsa oynasın, 12. adamın müthiş desteğiyle maça 1-0 önde başlıyor. Gerçekten futbolcular kadar, taraftarlar da çok önemli. Trabzonspor çok mücadele eden taş gibi bir takım. İki takım da fazla gol pozisyonuna girmemesine rağmen kıran kırana mücadele ettiler. Zaman zaman da olsa karşılaşma içinde sertlik de ön plana çıktı.
Hakem Atilla Karaoğlan da maçı iyi kontrol edemeyince kasti tekmeler, omuzlar, ayağa basmalar havada uçuştu. Bundan da nasibini alan Torreira oldu. Sakatlamaya dönük ayağına basılıyor, hakemin gözünün önünde oluyor ama maalesef hakem cezayı kesemiyor. Bu tür hakemler futbolcuları da geriyor, haksız yere kart görmelerine neden oluyor. Her neyse,
Bu sezon neler oluyor daha hala çözemedim. Şu yapılan transferlere bakıyorum. Bu kadro herhalde Süper Lig için kurulmuyor, muhakkak Şampiyonlar Ligi’nde derece yapabilmek için büyük yıldızlar transfer ediliyor.
Şöyle bir gözünüzün önüne getirin; Icardi santrfor, solda Zaha, forvet arkası Hakim Ziyech, sağ tarafta da Tete... Bu nasıl bir forvet hattıdır, bilemiyorum. İnsanların nefesi kesiliyor. Tabi Ziyech transferi daha bitmedi. Futbolcu sağlık kontrollerinden geçiyor. Şayet bir problem çıkmaz ve Galatasaray forması giyerse forvet hattında oynayan bütün futbolcular yaşadı. Ziyech mükemmel, milimetrik paslar veren bir futbolcu. Tekniği en üst seviyede. Icardi hem Avrupa’da hem de Süper Lig’de gol rekoru kırar.
Tabii ki Kerem Aktürkoğlu’ndan hiç kimsenin vazgeçtiği yok. Bu takım senede 60 maç oynayacak. Ne Zaha, ne Icardi ne de Tete tek başlarına bu yükü kaldırabilir. Barış Alper de forma şansı bulacak, Halil Dervişoğlu da, Bakambu da... Üstelik Torreira’ya alternatif olacak bir futbolcu
Galatasaray’da hazır olmayan futbolcular bundan önceki maçlarda oynamadıkları için Okan Buruk bayağı sıkıntı çekti. Ama dün gece Icardi ve Torreira’nın ilk on birde başlaması takımın, taraftarın, hepsinin havasını değiştirdi, Aslan geçen sezonki havasına büründü.
Icardi tam hazır olmamasına rağmen çok etkili bir santrfor, bunu kabul etmek lazım. Öyle bir gol atıp takımını öne geçirdiki, “ben buyum, kaliteyim” dedi. Zaten taraftarla arasındaki bağ öteki futbolcuları da motive ediyor. Bunun yanında Torreira, Galatasaray’ın olmazsa olmazı. Defansı rahatlatıyor, rakip atakları karşılıyor, diğer iki bekin işi kolaylaşıyor, ayrıca hücuma çıkıp, rakibe de baskı yapıyor. Resmen Galatasaray’ın kalbi durumunda... Torreira’nın oynadığı futbol takımı başka bir yerlere götürüyor. Ama kasti olmayan rakibin topuna arkadan yaptığı müdahaleyi İtalyan hakem affetmedi. Karar ağır mı, ağır... Avrupalı hakemler futbolcuların sakatlığa dönük yaptığı hareketlere tölerans tanımıyor. Türkiye’de olsa bu pozisyona hiç bir
Yeni sezonun ilk birkaç haftası, bütün takımlar için sıkıntılı geçer. Evet, Galatasaray, Avrupa kupalarında hafta içi maç oynuyor ama şu an haftada iki karşılaşma oynayacak fizik gücünde olan futbolcusu yok gibi veya çok az.
Kerem Aktürkoğlu bu takımın beyni... Olimpija maçında da harika oynamıştı. Dün gece ise ayağına aldığı her topu ezdi, arkadaşlarına pas veremedi, bütün pas denemeleri rakibe gitti, kötü günündeydi. Aynı şekilde Mertens de çabalıyor, takımının lehine bir şeyler yapmak istiyor ama o da kötü bir mücadele çıkardı.
Oliveira koşuyor, rakiple boğuşuyor ama yaratıcılık sıfır... Sahada kaldığı sürede bir tek orta yaptı. O güzel ortaya aynı güzellikte Icardi kafa vurdu ama sahanın en iyisi Kayserispor kalecisi Bilal gole müsaade etmedi. Portekizli futbolcudan beklenti daha yüksek.
Barış Alper de çabalıyor ama neticede bu futbol, topu üç direğin arasından geçiremezsen, galip gelemezsin. Hele bir pozisyon var ki, Icardi bomboş durumda, topu ona vermek yerine dışarıya gönderdi.
Başkan Dursun Özbek, Erden Timur ve Okan hoca, Galatasaray’ın geleceği için çok büyük çalışmalar yapıyor.
Okan Buruk, “Kuracağımız kadroda rotasyon lafı konuşulmayacak, iki tane onbir olacak, bu iki onbirdeki futbolcular hem Avrupa’da hem de Süper Lig’de oynayacaklar. Kim oynarsa oynasın rotasyon futbolcusu olmayacaklar. Bu sezon 60 maç oynayacağız. İki tane 11’imiz olacak. Hangi takımı sahaya sürersek sürelim, ikisi de görevlerini mükemmel yapacak” diyor.
Hedef böyle konmuş. Anladığım kadarıyla Süper Lig’de şampiyonluk kovalanırken, Avrupa’da 2000 senesinde olduğu gibi yine bir kupa kazanma programı yapıyorlar. Transfer sarı-kırmızılı kulüp için yeni başlıyor. Şu ismi geçen futbolculara bakın. Sergio Ramos gelir mi gelmez mi onu bilemiyorum. Ama Ramos’u almak için büyük bir mücadele veriliyor.
Nelsson kalsa bile, Ramos olmasa bile gene o mevkiye Abdülkerim’in yanına çok iyi bir stoper almak için çalışma yapılıyor. Paredes veya aynı kalitede bir futbolcu transferi mutlaka
Kolay değil daha takım hazır değil, çok önemli yıldızların oynamıyor, futbolcuların çoğu form tutmamış... Buna rağmen Ljubljana gibi iyi bir takımı çok rahat bir şekilde deplasmanda yenebiliyorsun. Tabii inanmak istemeyenler var ama Okan Buruk’un talebelerinin kondisyonu arttıkça takımın futbol kalitesi de iyileşecek.
Bir önceki turdaki Zalgiris Vilnius kapanan, kontrataklarla gol bulmak isteyen bir takımdı ama onların da fizik gücü üst seviyedeydi. Ljubljana ise Zalgiris’ten çok daha iyi bir takım. Defans yapmıyor, kora kor mücadele ediyorlar. İlk yarıda Galatasaray’ı epey zorladılar ama Muslera yerinde kurtarışlarla takımına moral verdi. Ne olursa olsun futbolcu kalitesi olarak iki takım arasında çok büyük fark var. Bunu da maç içinde gördük.
Kerem’in attığı ilk golde Barış’ın topu sürüşü, yaptığı orta ve arkadaşını topla buluşturması; Kerem’in de çok iyi bir vuruşla fileleri havalandırması demek ki Okan hocanın antrenmanlarda çalıştırdığı bir hücum şekliydi. Bakambu çok kaliteli bir futbolcu. Bu
Başkan Dursun Özbek, Anadolu’nun bağrından çıkmış, yokluğu-varlığı görmüş, çok iyi bir tahsile sahip, kendini çok iyi yetiştirmiş. Egosu sıfır. Hiç kapris yapmaz, bu yüzden de herkesten saygı görüp seviliyor. Kendini Galatasaray’a öyle adamış ki, yaptıklarını hiç kimseye söylemiyor, konuşulmasını da istemiyor.
Bir tanesini size anlatayım... Icardi’nin kulüpten alacağı ücretin 1 milyon eurosunu kendi cebinden ödüyor ve bunu kimseye söylemiyor. Pazar günü Rams Park’taki imza töreninde taraftar sevgisini öyle gösterdi ki, başkanın konuşmasına bile müsaade etmediler. Daha sonra kendisi mikrofonu alarak İkinci Başkan Metin Öztürk ve Erden Timur’u futbolcularla birlikte yanına çağırdı. Erden Timur, Özbek’e saygısından 35 bin taraftar önünde elini öptü.
Aynı Erden Timur, Icardi geldiğinde karşılamak için Florya’ya gitti. Sarıldılar, sarmaş dolaş oldular. Icardi kendisine ‘Hadi dışarıda 10 bin taraftar bizi bekliyor, beraber çıkalım, selamlayalım’
Galatasaray, Zalgiris maçını berabere bitirdi diye ortalık ayağa kalktı. İnsanlar o kadar acımasız olmuş ki, bir anda Okan hocayı, Muslera’yı, Nelsson’u çarmığa gerdiler! Sarı-kırmızılılar dört haftadır idman yapıyor. Milli takıma gidenler ise 15 gün önce takıma katıldı. Önce tatillerini yapıp daha sonra antrenmanlara başladılar.
Takımın olmazsa olmazı, oyun içindeki kaptanı, Galatasaray ruhunu resmen bütün futbolculara şırıngalayan Icardi henüz takımda yok. Evet transferi bitti. Bugün-yarın geleceği söyleniyor. Hazır olması için en az üç hafta lazım. Takımla antrenmanlara çıktığı zaman bile inanın bütün futbolcuların havası değişecek. Maalesef insanlar 20 gün bekleyemiyor.
Bakambu, İstanbul’daki Zalgiris maçında oynayacak. Icardi takıma ekleninceye kadar Bakambu ile Halil Dervişoğlu, Arjantinli futbolcunun yerini doldurmaya çalışacak. Bu futbolcular da transfer edildiğine göre demek ki takıma çok faydalı olacaklar. Taraftarların bir kısmı niye bu kadar panik yapıyor, anlayamıyorum.
Torreira, Icardi kadar önemli. Bu futbolcu