Sezon başı oynanan resmi maçların hepsi zor geçer. Hele de bu Avrupa Kupası maçıysa daha da zorlaşır.
Zalgiris kendi liginde sezon ortasında maçlarını oynuyor. Galatasaray ise dört haftadır idman yapıyor. Futbolcuların yarısı ise sadece iki haftadır çalışıyorlar. Onun için rakip kim olursa olsun ilk karşılaşmada neden daha iyi futbol oynanmadı diye eleştiri getirilmesi doğru olmaz.
Evet orta sahada Torreira’nın olmadığı müsabakaların hepsinde sıkıntı olacak. Berkan ve Oliveira onun yerine dolduramaz, bu kesin. Sıkıntının da en büyük kaynağı zaten ikinci bölgeden kaynaklanıyor. Zaniolo fizik olarak hazır değil... Ayrıca da kanatlardan içe girdiği zaman daha etkili oluyor. Barış Alper de aynı şekilde...
Icardi varsa, Bakambu varsa, Halil varsa bu futbolcular santrfor bölgesinde daha etkili olur, bu da kesin. Ve dün gece ikinci golü de Halil attı. Dikkat edin pozisyonda takipçiliği, kendini rakipten kurtarması ve vuruş tekniği ne kadar sakindi. Resmen benim yerim burası diyor.
Barış ile Zaniolo çok süratli oyuncular. Kenarlardan kaleye girdikleri zaman, çok
Bütün takımlar kondisyonlarını artırmak için hazırlık maçı yapıyorlar. Burada önemli olan, bu maçların skoru değil, futbolcuların güçlerini artırıp maç eksikliklerini gidermek...
Galatasaray da hazırlık kampı yapan bu takımlardan bir tanesi. Bakıyorum acımasızca eleştirilip, itibarsızlaştırılmaya uğraşılıyor.
Okan Hoca hangi futbolcuları göndereceğine, hangi futbolcuları takımda tutacağına yönelik bir plan program yapmış. Bunun da kararını bu hazırlık döneminde verecek. Mümkün olduğu kadar bütün genç futbolculara bu dönemde forma şansı verdi. Kimi başarılı oldu, kimi başarısız.
Bu arada da oynanan hazırlık maçlarında iyi futbol oynanmadı. Son maçta da Sturm Graz’a 2-0 yenildi. Ben bunda bir anormallik göremiyorum.
En önemli santrforun Icardi, eşinin sağlık durumlarından dolayı kampa katılamamış. Orta sahanın olmazsa olmazı Torreira ve Oliveria sakatlık yaşadılar ve tedavileri yapılıyor. Abdülkerim, Nelsson, Kerem, Barış Alper, Zaniolo milli takımlardan geldiler. Sadece bir haftadır idman yapıyorlar. Angelino da hazır değil, onun da antrenman ve
Büyük kulüpleri idare etmek, hedef koymak akıl işi. Başkan Dursun Özbek, Erden Timur ve yönetim kurulu, Galatasaray’ı gerçekten çok iyi idare ediyorlar. Koydukları hedefe göre transfer yapıyorlar.
Geçen sezonki hedef şampiyonluktu, bunda başarılı oldular. Bu sezon ise belli ki gözlerini Şampiyonlar Ligi’ne diktiler. Transferlerdeki nokta atış, sabırlı bekleyiş bunu gösteriyor.
İlk transfer Angelino oldu... Galatasaray’ın, Sacha Boey gibi, dinamik, atletik, tekniği çok iyi bir beke, solda da ihtiyacı vardı. İspanyol futbolcuda bunların fazlası var. Sol ayağı raket gibi, adrese teslim orta yapıyor, şutları mükemmel ve sol çizgide devamlı gidip geliyor. Olağanüstü bir performansı var. Bu da ne gösteriyor? Bu sezon Kerem ve Icardi gol yollarında daha etkili olacaklar.
Angelino’nun bir artısı da çok efendi ve karakter sahibi. Başka kulüpler daha yüksek ücret önermelerine rağmen, Mata’nın bir tek sözüyle tercihini yaptı, ‘Ben Galatasaray’da oynayacağım’ dedi ve sözünde de durdu, bravo!
Galatasaray yönetimi geçen sezon mükemmel fırsat transferleri yaptı. Ve bu futbolcular taraftar ve hocasıyla bütünleşerek takımı şampiyonluğa ulaştırdılar. Bu sezon bütün takımlar, futbolcular hepsi fırsat transferi bekliyor. Menajerler yakmışlar purolarını transferin son günlerini bekliyorlar. Ellerindeki futbolcuları da en yüksek fiyata satmak istiyorlar. Futbolcuların da çoğu zaten tatilde.
Bonservisi elinde olan futbolcular ise ayrı bir sorun. İmza paraları beş milyon euro’dan başlıyor. Bir de başımıza Suudi Arabistan çıktı. Ne Avrupa ne de Türkiye’den hiçbir kulüp Suudi Arabistan takımlarının talip olduğu bir futbolcuyu alamaz. Neden alamaz? Kulüplerin çoğunun böyle bir bütçesi yok. Bu şartlarda ne oluyor? Hem transfer piyasası yükseliyor hem de bütün kulüpler son günü bekliyor. Icardi için ayrı bir parantez açıyorum, artık anlaşıldı, Arjantinli futbolcunun da aklı Galatasaray’da. Suudi Arabistan’a veya başka bir kulübe gitmeyecek. Galatasaray yönetiminden de iyi para alacak.
Bir de
Galatasaray taraftarında yine transfer paniği başladı. Efendim, transferler gecikiyormuş, takımın santrforu yokmuş, ön eleme maçlarına golcüsüz çıkılırsa Şampiyonlar Ligi’ne havlu atılırmış...
Bir grup her zaman olduğu gibi kötü senaryolar yazarak, karalama kampanyası başlattı. Teknik Direktör Okan Buruk, Sportif AŞ Başkanvekili Erden Timur, Başkan Dursun Özbek futbolu bilmiyorlar, başarılı olmak istemiyorlar! Bu garip insanlar onlardan daha çok Galatasaray’ı düşünüyor!
Öncelikle şunu söyleyeyim, 2. ve 3. tur ön eleme maçlarını Galatasaray bu kadro ile elini, kolunu sallayarak geçer. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Zaniolo, Barış Alper, Kerem ve Mertens gol yollarında kesinlikle sıkıntı yaşatmazlar. Ama play-off turunda çıkacak rakip güçlü olacak. Kesinlikle kimler gelecekse, nasıl bir planlama yapılıyorsa tüm transferlerin bu tura hazır olması lazım. Biraz araştırma yaptım. Yöneticiler şu anda ‘Rashica’yı alalım’ deseler kulübü 13 milyon euro istiyor. Ama biraz bekledikleri zaman bu fiyat
Okan Buruk’u ne kadar takdir etsek azdır. Geçtiğimiz sezon bilhassa genç futbolculara öyle dokunuşlar yaptı ki hepsi birer yıldız adayı oldu.
Letonya ve Galler’le oynadığımız milli maçlarda gözüm Barış Alper Yılmaz’ın üzerindeydi. Sahada kaldığı süre içerisinde defansına yardım etti, hücuma çıktı, ortalar yaptı. İki maçta çok kritik iki asiste imza attı. Temposu, fiziği, her geçen gün artıyor. Her şeyden önce rakibe müthiş baskı yapıyor. Defansa geliyor top çıkarıyor. Futbolunun üzerine koyarak devam ediyor. Eksikleri yok mu? Elbette var. Bilhassa son vuruşlarda kendini geliştirmesi lazım. Şu an fiziğiyle ve çabukluğuyla bunu kapatıyor ama son vuruşlarda da etkili olursa dünyanın en iyi takımlarında forma giyebilir.
Geçen sezona bakıyoruz Fenerbahçe maçlarında, Beşiktaş maçının kazanılmasında çok büyük rol oynadı ve joker gibiydi. Yeni sezonda eminim bu son vuruş eksiğini de kapatacak. Aldığım duyumlara göre Okan Buruk hocanın görevlendirdiği antrenör ile devamlı
Futbol camiası tarafından bu kadar sevilen bir oyuncu görmedim. Icardi büyücü gibi, herkesi kendine hayran bıraktı. Çok pozitif bir insan. Takım arkadaşları, hocası, tribündeki 12. adam herkesin hayranlığını kazanan bir yapısı var. Rakibine tekme, dirsek kesinlikle atmaz, çok değişik bir stile sahip. Galatasaray’da bu becerileri ve karakteri yüzünden zirve yaptı.
Çok iyi biliyorum, Galatasaray Yönetimi, Arjantinli futbolcuya tekrar sarı-kırmızılı formayı giydirmek için sadece uğraşmıyor, resmen savaş veriyor. Arap kulüpleri çok büyük paralar verseler de, Icardi’nin oralarda futbol oynaması mümkün değil. Bu çocuk sevgi adamı, gönül adamı. Paris Saint Germain ile bir sene daha mukavelesi var. Kiralık gelmesi çok zor.
Başkan Özbek çok önemli sponsorlar buldu. Icardi’yi bonservisiyle almak istiyor. Ne kadar başarılı olurlar bilmiyorum ama gerçek olan bir şey var; hatırı sayılır bir ödeme yapmaları gerekiyor. Türk takımlarının bütçeleri belli. Bu kadar yükün altından nasıl kalkarlar onu da
Akıl alacak gibi değil. Bir sezon önce ligi 13. bitiren takım, bu sezon şov yaparak şampiyon oldu. Neredeyse bütün takım değişti. Gelen futbolcuların çoğu hem yıldız hem de problemliydi. Teknik Direktör Okan Buruk ilk defa büyük bir takımda hocalık yapacaktı. Ama ne yalan söyleyeyim yönetimi, futbolcusu, hocası, taraftarı... Galatasaray öyle bir sezon geçirdi ki sadece futbol değil, resmen şov yaparak bütün Avrupa’dan övgü aldı.
Düşünebiliyor musunuz, Icardi gibi bir dünya yıldızı, teknik direktörünü omuzlarına alıyor. Ben böyle bir şey ilk defa görüyorum. Icardi’ye 10 milyon euro verseniz başka birisini omuzlarına alır mı? Kesinlikle almaz. Bunu niye yapıyor? Çünkü adam burada mutlu. Kendisinin pozitifliği bütün takımı etkiledi. Gomis’in dediği gibi Galatasaray kenetlenerek, bir aile olarak şampiyonluğa ulaştı. Bu çok doğru.
Bu kadar transfer yapıldı, hepsi nokta atışıydı. Herkes burada Yusuf Demir’i örnek gösterebilir. Ama o da yabancı kısıtlaması olmasa yıldızdı. Torreira tatile gidiyor