Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Aylık ücreti 400 doları bile bulmayan öğretim üyesinin "ben daha nasıl kemer sıkayım?" diye haklı bir soru sorduğu, geniş bir kesimin gelirinin bunun bile altında kaldığı bir ülkede birilerinin çıkıp bu durumu sorgulamasını ve "Türkiye ekonomisinde mucize oluyor" diyenlere tepki göstermesini anlayışla karşılamak lazım. Toplumdan gelen şikayetleri yansıtan bu tepkileri hemen "sefalet edebiyatı" olarak niteleyip göz ardı etmek bana kolaycı bir yaklaşım olarak görünüyor.
Ne var ki bu şikayet ve tepkileri dile getirenler de çoğunlukla kolaycı ve sığ bir yaklaşım içindeler. Onların yazdıklarını okuyan, söylediklerini dinleyenlerin şöyle bir izlenime kapılmaları olasılığı yüksek: Türkiye'de ekonomik durumu iyi olmayan, "sefalet" sınırında yaşayan kitlenin durumunu bir anda düzeltecek sihirli bir reçete var aslında ama IMF ve yerli işbirlikçileri bu reçetenin uygulanmasını ve halkı "sefalet"ten kurtaracak "mucize"nin gerçekleşmesini önlüyor. O halde ne yapalım? "IMF komiseri" Cottarelli'yi kovalım, istikrar programını çöpe atalım, halkı "sefalet"ten kurtaracak "mucize" programı derhal uygulamaya başlayalım.
Hemen önümüzdeki dönemde bizi bekleyen en büyük tehlike, bu görüşün giderek yaygınlık kazanması ve bu görüş çevresinde mevzilenecek popülist muhalefetin yükselmesi; bu ortamda enflasyonla mücadele programını iyice rayından çıkaracak adımların atılması. Bu görüşü içtenlikle savunanlar böyle bir yola girmenin ekonomiyi ve halkın geniş kesimini çok daha büyük bir çıkmazın içine sürükleyeceğinden habersiz görünüyor. Yıllardır enflasyon sayesinde palazlanan ve enflasyonla birlikte saltanatları sona erecek olanlar ise bir kez daha halkın sıkıntısını istismar ederek enflasyonu ve kendilerini kurtarmanın umudu içinde ellerini ovuşturuyor.
Bugüne dek yapılan araştırmalar sağlıklı büyümeyi önleyen ve gelir dağılımını en fazla bozan faktörün yüksek enflasyon olduğunu ortaya koyuyor. Bu bulgu Türkiye için de geçerli bence ve Türkiye'de yüksek enflasyon ortamında yoksullaşan kesimin durumundan rahatsız olanların her şeyden önce enflasyonu bünyeden atacak adımları desteklemeleri gerekiyor. Biz ancak yüksek enflasyonu bünyemizden attıktan sonra ekonominin ve toplumun geleceğini sağlıklı olarak düşünme noktasına geleceğiz, toplumun geniş kesimine sıçrama yaptırabilecek projelere odaklanabileceğiz. Bu noktaya gelmeden ucuz popülizme teslim olursak elde edeceğimiz sonuç "enflasyon lobisi"nin değirmenine su taşımaktan ibaret olacaktır.


Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr