KUSURA BAKMA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK...

12 Kasım 2018

Çok andık seni...

Anmak kolay, anlamak zordu çünkü...

“Şayet bir gün çaresiz kalırsanız, bir kurtarıcı beklemeyin. Kurtarıcı kendiniz olun.” dedin sen,

Senden sonra hep bir kurtarıcı aradık biz, en çok “keşke ölmeseydi”, “yaşasaydı böyle olmazdı” dedik senin için.

“Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim” dedin sen,

Türkiye’den gitmek isteyenler için hangi ülke vatandaşlığı ne kadar diye haberler yapılıyor bir süredir. En gözde yer de Karadağ bu sıralar.

“Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak” dedin sen,

Her sene takvime bayram tatili 9 güne çıkar mı diye bakıyor büyükler, çocuklar kar tatili rica ediyor valilerden.

Yazının Devamı

Baklavayı bırak Troya’ya bak!

9 Kasım 2018

Baklavayı, kahveyi, Yunanistan’a kaptırdık diye üzülür dururuz ya, teferruat sayılır onlar diğer kaptırdıklarımızın yanında.

‘İlyada Destanı’ var ya, hani Homeros’un yazdığı, Truva Savaşı’nı anlatan...

İzmir doğumludur Homeros, Anadolu’da bizim coğrafyada yaşamıştır.

Trabzon civarında tespit edilen Rumca bir lehçede yazılmıştır İlyada, Yunanlar kendi dillerinde okuyamazlar bugün.

‘İlyada Destanı’, 10 yıllık Truva Savaşı’nın son 40 gününü anlatır.

“Homeros halk arasında anlatılan efsaneyi derlemiş aslında” der uzmanlar İlyada için. Bu teze kanıt olarak da Odise Destanı’nın dilinin ne kadar farklı olduğunu gösterirler. Yunanistan halkının atalarıyla, Anadolu halkının atalarının mücadelesidir Troya Savaşı.

Dünyanın en çok satan kitabını, en bilinen destanını neden Yunanistan’a bırakalım ki?

Yazının Devamı

KADINA ŞİDDETLE GELİŞEN TÜRKİYE...

7 Kasım 2018

'Türkiye son yıllarda çok değişti.’ Bu cümle, AK Parti’yi destekleyenler tarafından da, muhalif olanlar tarafından da çok fazla kullanılıyor. Cümle ortak
olsa da anlamlar tamamen zıt.

Türkiye’nin son 15 yılda ne kadar değiştiğini anlatacak harika rakamlar
var elimde.

2003 yılında, 8 bin 75 evli kadınla yapılan, içinde üniversite ve ilgili
tüm kurumların olduğu bir araştırma sözünü ettiğim.

15 sene önce evli kadınların; yüzde 29’u ‘kadının kocasına karşılık vermesi’...

Yüzde 27’si ‘parayı gereksiz yere harcaması’... Yüzde 23’ü ‘çocukların bakımını ihmal etmesi’ halinde kocanın dayak atmaya hakkı olduğunu düşünüyordu.

Yazının Devamı

ADAM ŞİDDETE DEVAM EDİYOR

5 Kasım 2018

"Herkesin ayıbı kendine diye düşünmeliydim."

“O gece, benimle paylaştığı şeyleri itidalli bir şekilde karşılayabilmeliydim.”

“Konu canımı ne kadar acıtsa da, soğukkanlılıkla evim dahi olsa o ortamı terk etmeliydim.”

Ahmet Kural’ın Sıla ile yaşadığı dayak ya da şiddet, artık hangisiyse o geceye dair yaptığı ikinci açıklamadan aldım bu cümleleri.

Açıklamada Sıla dahil tüm kadınlardan özür dilerim yazdığına bakmayın siz.

Tırnak içindeki cümleler, hem ağır tahrik gibi yasal bir kılıfın hazırlığı hem de “Acaba Sıla ne yaptı ya da dedi de adam bu kadar çıldırdı” diye düşündürtme çabası.

Fiziki şiddetin duygusal şiddete dönmüş hali yani.

Açıklamada yer alan “Olayın detayların resmi makamlar dışında paylaşmayacağım.” cümlesi çok romantik gelmiş olabilir size.

Yazının Devamı

SANA BORCUMU ÖDEDİM ÇOCUK...

2 Kasım 2018

Çocuk diye yazdım ama koca bir delikanlısın artık...

Aralık 2012’de görmüştüm seni, Kasım 2018’de yazabiliyorum ancak.

Hacıosman metrosunda, kartın ‘yetersiz bakiye’ diye bağırdığında, gözündeki utancı yakalamıştım, hiç gerek olmadığı halde...

Geri dönüp, koşar adımlarla çıkmıştın merdivenden.

Arkadan seslenip meseleyi çözecek zamanı bulamamıştım.

Daha o gün, metrodan iner inmez, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde tanıdığım herkesi aradım, “Şu ‘yetersiz bakiye’ bağırışını kaldırın” diye rica ettim.

Ricayla olmaz bu işler bilirim, ertesi gün yazmaya başladım, radyo programlarımda defalarca söyledim, yetkili tüm konuklarıma hatırlattım ve sosyal medyada paylaştım.

Yazının Devamı

TUTULMA, DEPREM, UÇAK KAZASI İLİŞKİSİ

31 Ekim 2018

Güneş tutulmasıyla depremler, depremlerle de uçak kazaları arasında ilişki kurmaya bayılıyoruz.

Bu konuda bilimsel bir çalışma da olmadığı için inanması en kolay hurafe halinde...

Yine de yapılmış bir istatistik çalışması var. Buna göre 1900 ile 2005 yılları arasında toplam 239 tutulma olayı yaşanmış.

239 tutulmanın yaklaşık yüzde 40’ından önce, yaklaşık yüzde 45’inde ise sonra altı ve üzeri büyüklüğünde bir deprem olmuş. Tutulmaların sadece yüzde 15’inin yakınında hiç büyük deprem olmamış.

Böyle bakınca ilişki var gibi gözüküyor ama durum tam olarak öyle değil.

Tutulma öncesi ve sonrası toplam 20 günlük çalışmalar da çıkan bu sonucun benzeri, rastgele bir tarih seçildiğinde de aynıya yakın çıkmış.

Belirlenen rastgele bir tarihten önce olan deprem oranı yüzde 43, belirlenen tarihten sonra da yüzde 42 çıkmış.

Yazının Devamı

ERDOĞAN’IN EN STRATEJİK BİLEK GÜREŞİ...

29 Ekim 2018

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi hayatının en stratejik bilek güreşini yapıyor bu sıralar.


Erdoğan’ın karşısında Suudi Veliaht Prensi Salman oturuyor ama masadaki bilek, Başkan Trump’ın bileği aslında..
Trump iktidara geldiği günden beri Suudi Arabistan ile İsrail’i, İran’a karşı müttefik yapmaya çalıştı ve başarılı oldu.
Aksi olsa, İsrail Genelkurmay Başkanı, Suudi Gazetesi Elaf’a, Riyad ile istihbarat paylaşımına hazır olduklarını söylemez, Salman’ın adamı, eski Adalet Bakanı da İsrail gazetesi Maariv’e İsrail’e karşı gerçekleştirilen terör eylemlerini kınayan cümleler kurmazdı.
Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner, bu Haziran’da, Başbakan Netanyahu ve Prens Salman’ı kendi gözetiminde Ürdün’ün başkenti Amman’da buluşturdu.

Yazının Devamı

‘ÇAV BELLA’ YA DA CEVRİYE

26 Ekim 2018

'Çav Bella' polemiğini duydunuz mu? Duymuşsunuzdur muhakkak... Bir yanda Hilal Cebeci diğer yanda da Gökhan Özoğuz var. Tüm dünyada devrimci solun en iyi bildiği, en çok söylediği marşın, klibini çektiği için eleştiriliyor Cebeci. ‘Çav Bella’nın müziğini alıp, ‘Cevriye’ diye şarkı yapmıştı Gökhan Semiz ve Grup Vitamin 1991 yılında. Mehmet Taneri de ‘Sen, Sen, Sen’ diye bir aşk şarkısı haline getirmişti bu dünyanın en bilinen marşını.

Evet, bir marştır ‘Çav Bella’, orijinal adı ‘Bella Ciao’ olan bir İtalyan halk şarkısının, zaman içerisinde marşa dönmüş halidir. İtalya’da Po Ovası’nın pirinç tarlalarında sefalet içerisinde çalıştırılan, önce faşist Mussolini sonra da işgalci Nazilere karşı direnen bir adamın evde bıraktığı karısına söylediği şarkıdan türediği düşünülür. Kimi kaynaklarda, melodinin Eşkenaz Yahudilerin enstrümantal müziği olarak bilinen Klezmer’den türediği de yazılıdır.

Her neyse, Cebeci-Özoğuz tartışması yeni bir şey değil, tüm dünyada bu marşın saygıyla korunmasını isteyenlerle, “Önemli olan yayılması” diyenler arasında uzun zamandır benzer tartışmalar yaşanıyor zaten. Hoş, Küba devriminin en bildik ismi Che Guevara’nın adının, Nathalie Cardone’nin pop şarkısı

Yazının Devamı