SEN UYU KUZU BİZ UTANIRIZ

4 Kasım 2016

Sen, bir kaldırım kenarında dünyanın en rahat yatağında yatarmış gibi betonun soğuğunu küçücük vücuduna çeke çeke uyu kuzu...

Becerebilirsek utanırız biz...

Utanırız çünkü tüm çocuklar melektir diye öğretilmişti bize...

Müşteriden arta kalan patates kızartmasını yediği için akranın olan çocuğu döven bir müdür hiç olmadı bu ülkede.

Yoksa oldu mu?

Sanki savaştan ve ölümden kaçmak yerine zevk için ülkemize gelmişsiniz gibi kimse muamele etmedi size...

Yoksa etti mi?

Senden 1-2 yaş büyük abi ve ablalarının Taksim’de bir otobüsün egzos gazında ellerini ısıttığını görüp de kimse kafasını çevirmedi.

Yazının Devamı

ÇOCUK OLMADAN DA YUVA OLUR...

2 Kasım 2016

Allah biliyor ya, Demet Şener işine girmek istemiyordum kesinlikle.

Türkiye’nin en komik adamları tarafından “Ortak nokta” ucuzluğuyla ekranda mağdur edilmiş bir kadındır o.

O olayın üzerinden yaklaşık 16 yıl geçti.

Sonra İbrahim Kutluay ile Demet Akalın’ın ayrılması, sonra Demet Şener’in evliliği, şimdi boşanma meselesi ve iddialar...

Hiç işim olmaz diyordum.

Demek büyük konuşmamak lazımmış...

Dün baktım ki Demet Şener, “Sen de İbrahim Kutluay ile Demet Akalın’ı ayırdın. Yuva yıkanın yuvası olmaz” sözlerine yanıt vermiş ve demiş ki “Resmi nikah olmadan hatta çocuk olmadan yuva mı olur?”

İnsan söylediği lafın nereye gideceğine dikkat etmeli.

Yazının Devamı

TABELA YARGISI OLUR MU HİÇ?

31 Ekim 2016

Otobüste şort giyen hemşireye tekme atan saldırgan mahkemece serbest bırakıldıktan 48 saat sonra tekrar tutuklandı.



İlk yakalandığında da savcılıkça önce serbest bırakılmış, sonra tekrar gözaltına alınıp, tutuklanmıştı.

Aynı suç, aynı mağdur, aynı sanık ve 4 farklı karar.

Niye böyle, sorusunun cevabı basit, kamuoyu dosyayı takip ediyor, tepki gösteriyor.

Tabelaya bakarak maç yazısı yazanlar gibi kamuoyu tepkisine bakarak karar veren bir yargı olur mu hiç?

Serbest bırakma kararları hatalıysa vay halimize...

Yazının Devamı

CADILAR BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

28 Ekim 2016

“Canım Cadılar Bayramı bizim bayramımız mı?” diye kızmayın hemen başlığa.
Bizim çocuklarımız Ramazan ya da Kurban Bayramları’nı artık tatil diye biliyorlar.
Çocukların kutladığı, şeker topladığı ya da yeni kıyafetler giydiği tek bayram Cadılar Bayramı olarak kaldı maalesef...



Her sene yayılıyor Cadılar Bayramı geleneği...

Yazının Devamı

TELEVIZYONLARI DİZİLER BATIRIYOR

26 Ekim 2016

Türkiye’de televizyonculuk değişmek zorunda, değişmezse tüm kanallar birer birer batacak.
Şaka yapmıyorum, dizi televizyonculuğunun kaçınılmaz sonucu bu.

Gelin birlikte hesap yapalım:

Ortalama bir dizinin, yayınlandığı kanala, bölüm başı maliyeti, minimum 600 bin TL. İddialı işlerin, bölüm başı maliyetleriyse milyonlar seviyesinde.

Tutmayan bir dizi 4’üncü ya da 5’inci bölümde yayından kaldırılıyor.

Bir sezonda beş dizi batıran kanal, kafadan 10 milyonlarca zarar yazıyor.Sonra gelsin küçülmeler, işten eleman çıkarmalar, tasarruf önlemleri...

Yazının Devamı

BAŞKANLIK SİSTEMİNDE BAYKAL İZLERİ...

24 Ekim 2016

Bugün Başkanlık sistemini niye tartışıyoruz?

Yok, aklınıza ilk gelen “Erdoğan istediği için” cevabı doğru değil...

Başkanlık sistemini tartışıyoruz zira seçimlerden birinci çıkan partiden daha fazla oy alan bir Cumhurbaşkanı görevde.

Yani halktan alınmış yetki ve sorumluluk var iki makamda da...

Yazının Devamı

EŞİ KANSER OLAN ADAMLAR VE AŞKLARI

21 Ekim 2016

Nursel Ergin’in, eşi kanser tedavisi gören birisiyle yasak aşk yaşadığı iddiası bizzat aile tarafından yalanlandı ama bakış açısına dair iki kelam etmem gerek.
Arkadaş, eşi kanser tedavisi görürken başka bir ilişki yaşayan adamların vicdanına bakmak yerine neden öteki kadınların vicdanına bakıyorsunuz ki?
Kanser hastası eşe, iyi günde-kötü günde, sağlıkta-hastalıkta diye söz veren kim?
Sonra o sözünü yiyen ve başka bir aşka yelken açana laf etmeyeceğiz, diğer kadına yükleneceğiz, öyle mi?
Kocasının düşünmediği kadını düşünmek öteki kadına mı kalır?
Gerçekten beklediğimiz bu mu?
İddiayı haber yapanlar ikinci Ayşe Özyılmazel- Ali Taran vakası diye yazmışlar.

Yazının Devamı

HERKES KiTAP KURDU SANKi...

19 Ekim 2016

“Yaşama bağlayıcı ama ölüme yazgılı bir aşk....”

‘Kürk Mantolu Madonna’ dendiğinde aklıma sunuş yazısındaki bu cümle gelirdi hep.
Pazartesi gününden itibaren artık aklıma bu cümle değil toplumsal bir linç gelecek.
Tamam TV8’de ekrana çıkan kadıncağız, Sabahattin Ali’nin romanıyla şarkıcı Madonna’yı karıştırarak gerçekten acınası bir hata yaptı ama tepkilere bakınca sanki herkes kitap kurdu.


Resmi verilere göre; Türkiye’de en fazla kitap okuyan yaş grubu, 7-14.

Milli Eğitim Bakanlığı kitap okumayı zorunlu tuttuğu için rakamlar böyle.

Yazının Devamı