Çarşamba akşamı saat 20.30’da Galatasaray ile Başakşehir kupa maçı oynadı. Beklendiği gibi çekişmeli bir maç oldu.
Aynı akşam İstanbul’da teravih namazı 21.02’de kılındı.
Bu iki madde ile Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu’nun ekibi arasında nasıl bir ilişki olabilir diye düşünenler çıkacaktır.
Mitinglerin yapılmadığı bir ortamda televizyon programları seçmene ulaşmada en önemli mecra durumunda.
Siyasi iletişim açısından doğru olan, lideri en fazla seyirci bulacağı saatte ekrana çıkarmaktır.
Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan, çarşamba gecesi bir başka kanaldaki yayınına saat 22.00’de başladı.
Maçtan ve namazdan sonra ekran başına geçen kitleyi yakaladı.
Biri düşen, diğeri buhar olup uçan terör helikopterlerinin izini sürerken oldukça ilginç bilgiler çıktı karşıma.
Terör örgütü PKK, Süleymaniye’de, “Lozan’ın Yüzüncü Yılında Lozan’ı Yeneceğiz” başlıklı bir etkinlik düzenlemeye hazırlanıyormuş.
Bu toplantıyı diğer Kürt gruplarını da kendi kontrolleri altına almak ve ardından tüm Kürtleri temsil ettiğini iddia edecekleri “Ulusal Birlik” toplantısının ilk adımı olarak görüyorlarmış.
PKK’nın bu hazırlığının en büyük destekçisi Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin yöneticisi olan Bafıl Talabani.
Yani, biri düşen, diğeri kaybolan terör helikopterleri PKK’nın Suriye kolunun emrine veren adam.
Yani, HDP’nin Diyarbakır’da düzenlediği Nevruz etkinliğine görüntülü mesaj yollayıp, kendi kontrolündeki Süleymaniye’deki Nevruz etkinliğine katılmayan adam.
Bafıl Talabani meselesine tekrar döneceğim ama burada bir İran parantezi açmam lazım.
Yeşiva, tüm dünyada, Yahudilerin gittiği, Talmud ve Tevrat eğitimi verilen, ultra Ortodoks yetiştiren din okullarına verilen ad.
Geçen pazar “Yargı Reformu”nu durdurmak için sokağa çıkan Tel Aviv sakinleri şimdi Kikar Hamedina Plaza’da yer alan bir sinagogun, 250 öğrencinin okuduğu, 5 katlı bir Yeşiva’ya dönüştürülmesi kararına karşı mücadele ediyor.
Mahalle sakinleri, medyaya liberal bir yaşam biçim sürdürme kararında olduklarını söylerken, Tel Aviv Belediye Başkan Yardımcısı Reven Lediansky, Yeşiva inşa edilmek istenen alanın laik bir alan olduğuna dikkat çekiyor.
Yaşam biçimi dile getirilen tek endişe değil, bir de Yeşiva kurulduğu zaman ortaya çıkacak sürekli konaklama, durmadan çalışan mutfak, erzak ve eşya taşıyan kamyonlar, okulun eksik olmayacak ziyaretçilerinden endişe duyanlar var.
Çarşamba günü “Yargı Reformu” işin görünen gerekçesi. Asıl problem, çok çocuk sahibi olarak sayıları giderek artan ultra Ortodoks Yahudilerin ülkede iktidarları belirleyen siyasi güce
Kenya’nın sömürülme tarihi MS 500’de, Arap ve Acem göçmenlerle başlar.
Ülkeyi köle bulma ve fildişi ticareti merkezi haline getirirler.
1498’de Kenya Portekiz’in sömürgesi olur.
Araplar 18. yüzyılda Kenya’yı tekrar alır, sonra 1887’de İngilizlere kiralar.
Zaman içerisinde Kenya, İngilizlerin birinci sınıf, Uganda ile demiryolu inşaatı için bir başka sömürge Hindistan’dan getirilen işçiler ve Arapların ikinci sınıf ve Afrikalıların üçüncü sınıf vatandaş olduğu ülkeye dönüşür.
Asırlar süren bu sömürge düzeni 1950’de başlayan ve yedi yıl süren Mau Mau isyanıyla sona erer ama Kenya ilk bağımsız Cumhurbaşkanı’nı 1963 yılında seçebilir.
Şimdi Kenya’da Cumhurbaşkanı adayı olan, iş insanı Dan Ojowa diye biri çıktı karşımıza.
Terör sevicisi, Öcalan ve PKK lehine çok sayıda sosyal medya paylaşımı var, dünyada bunun gibi başka siyasetçiler de var, çok önemli değil.
İsrail’de çıkan krizin gerekçesi yargı reformu ama işin aslı başka.
Kavganın sebebi, ülkenin kuruluş aşamasında bir renk olan ultra Ortodoks Yahudi grupların, sahip oldukları 10-15 çocukla birlikte, zaman içerisinde güçlü bir seçmen sayısı ve koalisyon pazarlıklarında kilit sayıda vekile sahip hale gelmeleri.
Sayıları ve etkileri giderek azalan sol-laik kesim için İsrail Yüksek Mahkemesi, sistemi koruma ve aşırılıkları durdurma gücünün toplandığı yer.
Kavganın bu kez sokağa yansımasının nedeni, 2017 yılında Yüksek Mahkeme’nin, ultra Ortodoks gruplara askerlikten sınırlı muafiyet getiren yasayı iptal etmesine dayanıyor. O günden beri ultra Ortodoks gruplar için Yüksek Mahkeme fazla laik, fazla yetkili bir yapı.
Şimdilik kriz buzdolabına kondu ama o güç mücadelesi bitmeyecek.
Tel Aviv’de yüz binlerin katıldığı, LGBT bayraklarının da açıldığı gösteriye karşı, kıdemli dindar Siyonist 17 haham, “azınlığın kendi görüşünü şiddet kullanarak ve sokaklarda anarşi yaratarak zorlamasını kabul edilemez
Beton, dünyada sudan sonra en çok kullanılan ikinci malzeme.
Plastikten nefret ediyoruz ya, rakamlara bakalım.
Son 60 yılda 8 milyar ton plastik üretti insanlık. Çimento endüstrisi 8 milyar tonu sadece iki yılda üretiyor.
Beton bizi doğa olaylarından koruyor ya, dünyadaki karbondioksit salımının yüzde 4 ile yüzde 8’i çimentonun üretimi, betonun taşınması sürecinde salınıyor. Hem doğanın dengesini bozan hem de bizi dengesi bozulan doğa olaylarından koruyan malzeme beton.
Sadece karbondioksit salımıyla sınırlı değil betonun gezegenimize zararı.
Dünya endüstriyel su kullanımının yüzde 10’u yine beton sektörü tarafından gerçekleştiriliyor.
Farkındalık sorunları çözmenin başlangıç noktası sayılır ya, beton söz konusu olduğunda farkında olmak yetmiyor.
2003 yılından beri Çin’de her üç yılda bir dökülen çimento, ABD’nin 20. yüzyılda kullandığından daha fazla.
Terör örgütünün Suriye kolu, Irak’ta 2 helikopterin düştüğünü ve 9 militanın yaşamını yitirdiğini açıkladı.
Barzani ailesine bağlı Irak’ın kuzeyindeki yönetim ısrarla bir helikopterin düştüğünü ve toplam 9 ceset bulunduğunu söylüyor.
Ceset sayıları eşit, helikopter sayıları farklı.
Ortada kayıp bir helikopter ve bu helikopterde sayısını bilemediğimiz terör örgütü üyesi ya da yöneticisi var.
İkinci helikopter nereye gitti, terör örgütü neden ikinci helikopterin de düştüğünü iddia ediyor sorularına bölgeden gelen cevaplar mide bulandırıcı.
***
Önce helikopterlerin Suriye’den kalkıp “eğitim için Süleymaniye’ye gittiği” açıklamasıyla başlayalım.
Bölgedeki yerel kaynaklar 2017 yılından beri Talabani Ailesi ile terör örgütünün Suriye kolu arasında helikopter seferleri düzenlendiğini ve rotanın düşen helikopterin klasik rotanın 200 kilometre kuzeyinde olduğunu belirtiyorlar.
Ümit Aydın adını duydunuz mu hiç?
Çok uzatmadan söyleyeyim, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde temizlik işçisi kadrosunda olup da KCK terör örgütü adına Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i yargılayan isim olarak tanıdık onu.
Başka örnekler de var:
47 AS 012 plakalı kamyon da ilk başta pek anlam ifade etmeyecektir size.
Mazıdağı Belediyesi’ne ait bu kamyonla Mardin’de, Cevizlik Jandarma Karakol Komutanlığı’na saldırı düzenlenmişti. Van, Çatak’ta belediye aracında yakalanan gübre bomba düzeneği,
Silopi’de rögar kapağının altından çıkan 24 adet kalaşnikof silah, 6 mayın...
Liste uzun ama bu kadar örnek yeterli.
HDP bugün Ankara’nın yerel yönetimlere kayyum atamasına karşı çıkıyor, bunu Kılıçdaroğlu’nun önüne şart olarak koyuyor.