Devlet beni, ben de devleti kazıkladım...
Geçen hafta, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü kullanıp Sabiha Gökçen Havalimanı’na gittim.
Köprü’den çıktıktan sonra Anadolu Otoyolu’nu sadece 1 kilometre kadar kullandım ama HGS “Giriş kaydı yok” diyerek 23 lira 75 kuruş tahsil etti.
Sabah yolcu bırak, akşam al, al sana haksız yere tahsil edilmiş 47,5 lira.
Rakam hiç önemli değil, önemli olan bu kadar basit bir düzenlemenin yapılmamış olması.
Bir başka gün de yine Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden çıkıp Osman Gazi Köprüsü’nü kullanarak İzmir’e gittim.
Bu kez Anadolu Otoyolu’nda yaklaşık 20 kilometre gittim ama yine sistem entegrasyonu olmadığı için hiç para ödemedim.
Rakam yine hiç önemli değil ama önemli olan bir yerde devlete haksız kazanç sağlayan sistemin başka bir yerde devleti zarara uğratması.
Yazık değil mi, bence çok yazık...
DAHA ÇOK CİNAYET İŞLENİR...
- Bir araştırma görevlisi, üniversitede, 4 bilim insanını bulundurma ruhsatlı silahıyla öldürdü ya, bu ne cinnet ne de tesadüf...
- Türkiye’de ruhsatlı ve ruhsatsız yaklaşık 25 milyon silah olduğu tahmin ediliyor. Yani üç aşağı beş yukarı, her 3 kişiden 2’sinin silahı var.
- Türkiye’de 21 yaşını bitirmiş herkesin silah bulundurma ruhsatı almaya hakkı var. 1954’ten bu yana yürürlükte olan silah yasası tanıyor bu hakkı.
- Bugün silahlı suçların yüzde 40’ından fazlası tüfekle işleniyor, çünkü 18 yaşını bitiren herkes yivsiz av tüfeği satın alabiliyor. Ruhsatsız yakalansanız 500 lira cezayla kurtuluyorsunuz.
- Bireysel silahlı olaylarda son 3 yılda yüzde 61, son bir yılda da yüzde 28 artış yaşandı.
Yani şiddet tesadüf değil, silah ne kadar çok olursa, silahla öldürülen insan sayısı da o kadar artıyor işte...
Yangınlarda daha çok insan ölür...
Türkiye’nin bitmiş ve bitmek üzere olan en uzun 10 binasından 9’u İstanbul’da, 1’i İzmir’de.
Bu binalardan yarısının yüksekliği 200 metreden fazla, en kısa olanı 181 metre.
İstanbul’da itfaiyenin sahip olduğu en uzun yangın merdiveni 52 metre, İzmir’deyse merdiveni 104 metre olan bir araç var.
Aslında yangında hayat kurtaran şey merdiven değil, bina içi önlemler.
Yönetmeliklere göre bu önlemler 51,5 metreden yüksek binalarda geçerli.
Ucuza kaçmak isteyen müteahhit binayı 50 metre yapıp, bir sürü sorumluluktan ve maliyetten kurtuluyor.
Bu tabloya sorunlu sistemleri, 2007 öncesi yapılan eski binaları ve Taksim İlk Yardım Hastanesi yangınında gördüğümüz gibi hatalı ve yanıcı malzeme kullanımını ekleyin.
Şans eseri yaşıyor çoğumuz...
Hatay kafilesine dair tek soru...
Ajda Pekkan, kendimi bildim bileli hayatımda, İbrahim Tatlıses de öyle.
Sibel Can’ı ortaokul yıllarımdan beri biliyorum, Seda Sayan da minimum 30 yıldır hayatımızda.
Yavuz Bingöl, Deniz Seki ve Mustafa Sandal’ı da yine 90’ların ortalarından beri bilirim.
Kariyerlerinde yaptıklarını beğenelim ya da beğenmeyelim çok uzun yıllardır, AK Parti daha kurulmadan önce de şöhret olan insanlardı bunlar.
O yüzden şöhret için gittiler, yalakalık yapmaya falan gittiler demenin ne anlamı var ne de buradan siyasi bir gol yer hükümet...