67. Cannes Film Festivali’nde “Kış Uykusu” filmiyle Altın Palmiye alan Nuri Bilge Ceylan’ın doğduğu 26 Ocak 1959’da hangi yıldız temaları ortaya çıktı? Bunlar Ceylan’ı nasıl etkiledi?
Nuri Bilge Ceylan’ın istikrarlı başarısı ve eserlerinde ustaca yansıttığı psikolojiyi, varoluşumuzun hassas noktalarını onun astrolojik portresinde görmek istedim. Bu çalışmayı yaparken, doğum saatini bilemediğimiz için doğduğu gün olan 26 Ocak 1959’da ortaya çıkan yıldız temalarını ve aynı zamanda ruhun çıplak halini gösteren doğum öncesi Güneş tutulmasını ve dolunayı ele aldım.
Nuri Bilge Ceylan’ın doğum günü sırasında Güneş doğarken, batmakta olan yıldızın İkizler burcundaki Polluks olduğunu görüyoruz. Kastor ve Polluks, İkizler burcunun en önemli yıldızlarıdır. İkisi de öykü anlatma, ifade etme ve bir mesaj vermeyle ilişkilidir. Kastor daha çok olayların daha neşeli ve pozitif yanlarını görürken, Polluks insan ruhunun yaralarını, karanlık köşelerini anlatır. Bu yıldız İkizler burcunun doğasında olan karşıtlıkları, daha çok gölgede kalan kısımlarını, varoluşun acı veren yönlerini açıklar. Polluks’un bu konumu ona hayatında insan doğasının açmazlarını, belki de kendi varoluşu içindeki depresif temaları ortaya koyarak kendini ifade etme yeteneği bağışlıyor. Unutmamak gerekir ki Nuri Bilge Ceylan, Saka burcunda doğmuş bir kişi olarak, bu burcun arketipinde yer alan bir amforadan su döken genç bir erkeği gerçekleştiriyor. Amforadan dökülen sular ayırt etmeksizin herkese bilgi verme, kolektif bir bilinci paylaşma ve aynı zamanda suyla şifalandırma, aydınlatmayla da ilgilidir.
Yaşlılık yıllarında da çok etkin biri olacak
Gençlik dönemine ilişkin yıldız temalarında tanrıların habercisi ve marifet sahibi Merkür’ün Şeat yıldızı
ile paran kurduğunu görüyoruz. Bu kombinasyon fikirler yönünde zenginliği, buluşçu olmayı ve düşüncelerini güçlü bir ritim duygusuyla ifade edebilmeyi anlatır. Yine aynı dönemde, duygusal ihtiyaçları anlatan Ay’ın Markab yıldızı ile ilişki içinde olduğu görülüyor. Bu konum, duygusal ihtiyaçlar ve ifade yönünde sürekli bir kararlılık içinde olmayı ve kendini bu yönde adadığını anlatıyor.
Hayatının olgunluk döneminde ise fırsatları, olgunlaşmayı ve gelişmeyi açıklayan Jüpiter, Alkiyon yıldızıyla temas kuruyor. Bu kombinasyon özellikle insan hakları ve insani yaşamı daha iyi hale getirecek ilerlemelerle alakalıdır. Aynı zamanda yine bu dönemde Merkür’ün yeniden Polluks yıldızı ile ilişki kurması onun farklı ve sıklıkla karşıt görüş ve düşünceleri ifade etme arzusu
ve yeteneğinde olduğunu gösteriyor.
Ceylan’ın ileride, yaşlılık yıllarında da çok etkin olacağını görüyoruz. Zira bu döneminde pek çok yıldız teması bir arada etkin kalmaya devam ediyor. Özellikle düşünsel bakımdan yeni bir sosyal sistem üzerine odaklanması, bu yönde kararlılık göstermesi (Satürn-Alhena), düşüncelerini güçlü bir kimlikle yazarak ve anlatarak ifade edebilmesi (Güneş-Kastor), sanatı büyüleyici ve idealist bir yönde ortaya koyabilmesi (Venüs-Fomalhut) ve serbest bir mücadele içinde olması (Mars-Rigel) ve yeteneklerini en iyi şekilde ortaya serebilmesi (Güneş-Spika) mümkün görünüyor.
Detaylara düşkün, üretken ve çalışkan bir kişi
Nuri Bilge Ceylan’ın doğum öncesi Güneş tutulması ise Terazi burcunda, kuzey düğümü yönünde gerçekleşmiş. “Ruhun Yolculuğu” kitabımda anlattığım gibi, Terazi burcundaki bu tutulma, ruhsal gelişim yönünde sanatsal ifadenin, dengenin ve estetik öğelerin gücünü anlatıyor. Kendini ifade etmesi yönünde ilişkilerin, evlilik ve ortaklıkların çok önemli bir rolü var. Tutulma derecesinin Merkür ve Satürn/Uranüs’le olan açısı, onun bir yandan kendini ifade etme gücünü bir yandan da bunu son derece disiplinli ancak yenilikçi ve radikal bir yaratıcılık içinde yapabildiğini anlatıyor.
Tutulma haritasında Yengeç burcunun yükseldiğini görmekteyiz. Ülkemizin de yükselen burcunun Yengeç olduğu hatırlanırsa, bu konum onun ülkeye ait hassasiyetlerini ve bu yönünü söylemlerinde öne çıkardığını anlatıyor. Son olarak, dolunay haritasında Başak burcunun yükselmesi onun ne denli detaylara düşkün, üretken ve çalışkan birisi olduğunu ortaya koyuyor.
