R.Hakan Kırkoğlu

R.Hakan Kırkoğlu

pembenar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2014 ve 2015 yıllarında Ortadoğu’da dengelerin aniden yeniden kurulacağı
ve büyük bir stresin boşalma yönüne doğru ilerleyeceği görülmekte. Kuşkusuz bu durum ülkemizi de yakından ilgilendirmekte. Daha uzun vadede, tüm olup bitenlerin 2020 yılında kurulması beklenen yeni bir siyasi, askeri dengenin başlangıç noktası olduğunu görebileceğiz

Osmanlı İmparatorluğu’nun 1. Dünya Savaşı’nın ardından parçalanması ile Ortadoğu’da yeniden yapay biçimde çizilen sınırlar, bölgede diktatörlüklerle birlikte politik istikrarsızlık, süreklilik kazanan
bir şiddet ve terör yanında Batı’nın müdahalesini getirdi. Tarihsel açıdan adeta kültürel bir beşik olan Ortadoğu’nun çok çeşitli ve zengin mozaiği sanki kısırdöngüye giren, asla düzelmeyecekmiş gibi görünen bir kaosun içinde sonsuz bir çalkantıya girmiş gibi... Politik astrolojide iki gezegen döngüsü bu sürekli inşa, yapılanma-çözülme ve dağılma-yeniden şekil alma süreçlerini anlatır: Jüpiter-Satürn, Satürn-Pluton.

Bir an önce çözülmesi gereken problemler...
Tarihsel açıdan baktığınızda, en azından 20’nci yüzyılda Ortadoğu’daki politik dengelerin bu iki gezegen döngüsünün ekseninde şekil aldığını görebiliriz. Siyonizm’in kurucu babası Theodor Herzl’in Sultan Abdülhamit’le yaptığı, Osmanlı borçları karşılığında bir Yahudi devletinin kurulması iznini talep ettiği ilk görüşmede, 17 Mayıs 1901’de, Jüpiter ve Satürn, Oğlak burcunda yan yana duruyorlardı, zira esas birleşme aynı yılın 28 Kasım’ında gerçekleşecekti. Ardından ikinci görüşme de 4 Temmuz 1902’de gerçekleşti. Jüpiter ve Satürn birleşmeleri yeni politik gündemlerin yaratılması ve güçlenen siyasi akımlar yaratmak açısından önemli zamanlara denk gelir. Yavaş hareket eden gezegenlerin birleşmeleri bu tür süreçlerin başlamasında hep dikkat çekici olmuştur. Nitekim İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusya’sı arasında gizlice yapılan, ardından Rusya’daki devrimle açığa çıkan 16 Mayıs 1916 tarihli Sykes-Picot Anlaşması, Anadolu’nun ve Ortadoğu’nun nasıl paylaşılacağı konusu üzerineydi ve
bu tarihte bu kez Satürn ve Pluton, Yengeç burcunda yan yana gelmişlerdi. Ardından 1917 yılında Balfour Deklarasyonu sırasında
bu iki gezegen yarım-kare, 25 Nisan 1920 tarihli Ortadoğu’yu paylaşma anlaşması olan San Remo Konferansı sırasında da yine bu iki gezegen bu kez 60 derecelik açı içerisindeydiler. Nitekim İsrail Devleti’nin kuruluşu da 1948 yılında, Satürn-Pluton gezegenlerinin Aslan burcunda birleşimi altında gerçekleşmiştir.

Son derece soğukkanlı ve planlı olmak lazım
Peki şimdi neler oluyor? Önümüzdeki iki yıl boyunca, 2014 ve 2015’te, süregelen Uranüs-Pluton kare açıları yanında, Satürn ve Pluton yeniden yarım-kare (45 derece) açı altında olacak. Bu açı, 2020 öncesindeki son durak anlamına da geliyor. Bu iki gezegen 27 Kasım 2014’te ve ardından 2015 yaz aylarında, 20 Haziran 2015 ve 14 Ağustos 2015’te söz konusu açıyı oluşturacaklar. Bu sürecin öncesinde ise çok dikkat çekici ve önemli başka bir döngü daha söz konusu. Savaş gezegeni Mars, 2014 yılındaki geri hareketi boyunca Terazi burcunda (diplomasi, barış, denge burcu ancak Mars bu burçta son derece problemlidir), diğer öncü burçlardaki (aksiyon) gezegenlerle (Jüpiter-Uranüs-Pluton) büyük bir kare açı oluşturacak. Büyük kareler büyük aksiyonlar ve bir an önce çözülmesi gereken problemlere işaret ederler.
Terazi aynı zamanda ülkemizin vatanı, toprakları ve içgüvenliği temsil eden 4’üncü evinde olduğu için bu süreçte son derece soğukkanlı ve planlı olmak gereği var. Nitekim
2014 yılında İsrail’in şubat ayından itibaren aktif olacak yıllık temalarında da savaş gezegeni Mars’ın konumu çok fazla dikkat çekmekte. Öyle anlaşılıyor ki bu süreçte, art arda
2014 ve 2015 yıllarında Ortadoğu’da dengelerin aniden yeniden kurulacağı ve büyük bir stresin boşalma yönüne doğru ilerleyeceği görülmekte. Kuşkusuz bu durum ülkemizi de yakından ilgilendirmekte. Daha uzun vadede, aslında tüm bu olup bitenlerin 2020 yılında kurulması beklenen yeni bir siyasi, askeri dengenin başlangıç noktası olduğunu görebileceğiz.
Gelecek olasılıklara karşı duyarlı olmak, yaklaşan riskli zamanları görmek, astrolojinin pusulasından yararlanmak, en azından bu süreci daha bilinçli şekilde ele almak için yararlı olabilir. n