Ülkemizle aynı tutulma haritasını paylaşan Yaşar Kemal’in hayata getirdiği pek çok şey aynı zamanda Türkiye’nin kendi dinamiklerini yansıtıyor
Kimi yaratıcılar vardır yaşadıkları toplumla özdeşleşir, onun nefesi olurlar. Onların hayatı aynı zamanda kolektif hareketlerin, herkesi birden içine alan olayların bir özeti gibidir. Yaşar Kemal de Türkiye’nin ta kendisidir. Onun hayatında ülkemiz insanının mücadelesini, idealizmini, her türlü engele göğüs gerişini ve tükenmeyen umudunu bulabiliriz.
Hem büyük bir baskı hem güçlü bir motivasyon
Ne ilginç ki 6 Ekim 1923 doğumlu usta yazarın ülkemizle aynı tutulma haritasını paylaştığını görüyoruz.
Bu açıdan, Yaşar Kemal’in hayata getirdiği pek çok şey aynı zamanda ülkemizin kendi dinamiklerini yansıtıyor. Bu yazıda, söz konusu tutulma haritasından söz edeceğim.
10 Eylül 1923 tarihinde Başak burcunda gerçekleşen tutulmada yine marifet ve sanatlar gezegeni Merkür yönetiminde iletişimi, hareketliliği ve çift durumları anlatan İkizler burcu yükseliyor. Başak eski Mısır uygarlığında tanrıça Isis olarak, doğanın yaratıcı gücünü ve aynı zamanda majiyi de temsil ederdi. Bu burç üretkenlik, saflık ve çalışkanlıkla, detaylarla ilişkilidir. Hizmet etme, mükemmelleştirme çabası içindedir.
Başak’ta boyun eğen, uyum sağlamak isteyen bir yön vardır. Ancak haritada aynı zamanda yetenekleri anlatan büyük bir üçgen (Jüpiter-Uranüs-Pluton arasında) ile karşıtlık halinde Balık burcunu görüyoruz. Dolayısıyla bu sadece kuru bir hizmet değil, hayal gücü, fedakarlıklar, evrensel tutumlar ve idealizmle birleşen bir dinamizm ve karşıtlık halini alıyor. Yaşar Kemal’in gençlik yıllarında ırgatlık, sürücülük ve türlü bedensel hizmetler (Başak) içinde olduğunu biliyoruz, yine de çok genç yaşta şiirle (Balık) uğraştığını da... Bir bakıma, Başak ve Balık burçları arasındaki karşıtlık aynı zamanda onu üretken yapan ve gerçek dünyada tutan mücadelenin göstergesidir.
Tutulma haritasında Yengeç burcundaki Pluton’un (etnik, ailevi, ülkesel ezici güçler, baskılar) yaratıcılık evi olan Terazi burcundaki Merkür’e (iletişim, zeka, ifade) olan zorlayıcı açısı hem büyük bir baskı hem de güçlü bir motivasyon olarak görülüyor. 5’inci evdeki Merkür, yücelim halinde Terazi (sanat, denge ve estetik) burcundaki Satürn’le birleşerek ona dikkat çekici edebi ifade, şiirsel bir hassasiyet ama aynı zamanda yaşadığı ailevi travmalar yüzünden erken yaşlarında konuşma zorluğu da getirmişti.
Emekçi Başak burcunun görüşlerindeki izleri
Yaşar Kemal’in politik görüşlerinde yine emekçi Başak burcunun izlerini görüyoruz. Doğum öncesi dolunay haritasında da Başak yükseliyor ve bu burçta yer alan Mars, bireysel özgürlükleri, başkaldırıyı anlatan Uranüs’le karşı karşıya duruyor. 1961 Anayasası ardından kurulan Türkiye İşçi Partisi’ne katılışı, mücadele gezegeninin halka ve çalışan kesime yönelik gücünü anlatıyor. Ne kadar ilginç ki Mars astrolojide eşkiyayı, Mars-Uranüs başkaldıranları açıklar. “İnce Memed” romanı bu eşkıya ruhunu anlatır.
Emekçi sınıfların mücadelesi ve sosyalizm hayatı boyunca önemli bir izlek oluşturdu. Tutulma derecesinin Uranüs’le karşıtlığı eksikliğini hissettiği bu başkaldırı ve halka, emekçilere yönelik idealizmin su elementindeki büyük üçgenle onu ilerilere götüren bir bayrağa dönüştüğünü, Yaşar Kemal’in halkın, tüm ülkenin güçlü bir yansıması, çıkış noktası olarak tüm dünyaya ulaşmış ulu bir çınar gibi göklere yükseldiğini söylemeliyiz.